Birkaç ay öncesinde Şafak Pavey hakkında yazılan yazı için ‘‘yok artık, bir yanlışlık vardır herhalde’’ demiştim ama yok artık’ı da kalmadı bu işlerin. Çok kötüler be abi. Düşünüyorum da, ‘‘ben/biz mi abartıyoruz? Vardır onların da muhakkak insani bir açıklamaları’’ diye ama yok işte. Maalesef ki yok.
Bu hafta benden bu kadar. Yazının devamı, değerli abim Alp Murat Alper’in ‘‘o kadın’’ başlıklı yazısından alıntıdır. Son olarak; sen takma onları Meral
Okay. Sen de biliyorsun ki, iyi kalmaya çalışan insanlar var buralarda hala.
‘‘O kadın; bugünlerde Meral Okay’dır.
Öleli henüz iki gün olmuş birisinin ardından "o kadın öldü" başlığı marifetiyle bir gazete, adeta manşetten def-i hacet eylemiştir. Senden olsa da olmasa da “ölülerinizi hayırla yad ediniz” buyruğunu yok saymak gibi dalalete düşmek ne demektir? Neyin kini bu, neyin öfkesi?
Biri "ne olursan ol, yine gel" dedi zarifane; diğeri "bu kıldığın namaz değil/bir kez gönül yıktın ise" dedi usulca. Zerzavatçılar gibi bağırmadılar. Biliyorlardı ki mücevher onlarda ve istiyorlardı ki kendi gelsin insanlar...
Din adına bağırıp çağırmak da neyin nesi? Neyin telaşı bu? Ben salak değilim. Safiyane bu lafları ederek olanı biteni görmez değilim. İktidar hikayesidir her şey ve dini resmen-ama resmen-alet etmektir. Din kimin umurunda diye sorsam peki? Bu tüccarların mı? Tekel onlarda mı? Dinin gerekleri nerde hani? Ölünün arkasından kinle, nefretle mi konuşulur? Dinden imandan etmek midir amaçları, nedir?
Yunus'un ve Mevlana'nın insan merkezli söylediklerine gel de kurban olma. Şu an yaşasalardı ne düşünürlerdi acaba?
Yunus : Can mevlana, hani senin yazdığın Mesnevi için çok uzun demiştim ya?
Mevlana: Evet can, sen de "Yunus deyu göründüm/ete kemiğe büründüm" diye özetlemiştin hani; "bu yeter" demiştin.
Yunus: Ah can, ah... Görüyorum ki özet yetmez imiş şu zamaneye. Daha da anlatmalıymışsın sen. On cilt olaymış meğer...
Mevlana: Ne yani sen de bir milyon adet şiir mi yazsaydın? Can Yunus, dertlenme sen. Bizim yazdıklarımızı anlayan, seven hiç bitmez, eksilmez...
Yunus: İşte geldik, gördük can Mevlana. Bu olanlara ne diyelim peki?
Mevlana: Olanlar zamanede olanlardır, devran denen şey geçip gidendir. Bağıranlara bakma sen. Susanlardadır bizim kelamlarımız. Ferah tutasın içini... Alp Murat Alper’’