Konuşur konuşur anlatırız da iş yazmaya gelince kaçıp gidiverir kelimeler. Oysa ne çok renklere sahiptir kimliklerimiz, kimliklerimizin gölgesindeki sınır alanlarımız. İşte sana beyaz bir tebeşir şu çizgiyi geçme, tamam geçmeyelim geçmemesine de niçin, buna haklı sebebimiz ne? Dürüstlük yoksa dur orada, küfür eşliğinde laubalilik varsa dur! Hele hele kandırmacayla birlikte ukalalık yok mu tahammülsüz çizilmiştir bendenizin sınırı. İnanmasa da saygılı olmalı kişi diğerinin değer yargılarına ve hayatına anlam katan kıymet varlıklarına.
İlkin beyinde başlar kurallar, işlenir dokuma parçası gibi ve yerini alır yaşam çizgimizde.
Severiz doğduğumuz andan itibaren hayatı, sevmesek çekilir mi bunca vurdumduymazlıklar.
Sevginin de saygının da eşikteki değerlerin de sınırları vardır. Kimi kendi koyar sınırını kimi de daha önceden koyulmuşlara riayet eder. Farkında olmadan dönüp dolaşır işte böyle seçilen konu üzerinde. Ey özgürlük! Yoluna verilen canlar çok mu çok olsa da en gözde sınırımızsındır sen biz insanoğlunun. Eğitimli eğitimsiz inançlı inançsız gelişmiş gelişmemiş her tür arasında farklıdır yapıp edilenlerle yapıp edilmesi hoş karşılanmayıp yasaklananlar. Biri sabahtan akşama alın teriyle helalinden götürürken ekmeğini evine bir diğeri gizlice açtığı kapının içindeki mahremi çalarak kazanır nasibini kendince, sorgulamaya kalksan ikisi de haklıdır. Doğruluk sınırı da eğrilik sınırı da değişiverir günümüz toplumunun aforoz edilmiş bilinçaltında. Bir de sistem vardır tıkır tıkır işleyip bahaneler üreten; sözüm ona kapitalizm çağının gerekleri diye insana dayatılan ve buğulanmış vicdanı rahatlatan.
Hep söylerim iğneyi de çuvaldızı da kendimize batıralım diye bakalım o zaman neler dökülecek kördüğüm atılmış kesemizin ağzından. Kendini makam ve mevkisinin büyüklüğüne kaptırıp milletine Kaf Dağı’nın ardından alaycı gözlerle bakan varlıklardan tutun da iki adım atmaya parayla değer biçen arsızlardan nefretle kaçar yüreğim. Vatan sokaklarında kardeş kanı dökülürken vur patlasın çal oynasın eğlenip, minarelerdeki salâlara kulak tıkayanlardan bir leşten tiksinircesine uzaklaşır giderim. Yaradan’ın yarattığını hor göreni dilimde, gönlümde, kalemimde lanetler. Şimdi siz biraz daha yazalım mı diye ısrar edecek olursanız burada sınırı çizelim azıcık da diğerlerine hak tanıyalım derim ben !..