Bir kez daha ciddi bir gıda krizi yaşanıyor. Bu kez tetiği Rusya çekti. Ülkede şimdiye dek görülmemiş kuraklık nedeniyle buğday ihracatı yasaklandı. Dünya piyasalarında buğday fiyatları bir ayda yüzde 47 arttı. Daha da artacak. Stratejik bir ürün olan buğdayda kargaşa çıkabileceği uyarıları yapılıyor. Hem dünyada hem de Türkiye’de gıda konusunda çok zor bir kış geçecek.
Bugün bir ABD’li çiftçi ortalama 126 kişiye bakabiliyormuş, geçen yüzyıl bu sayı 5-6 imiş. Ama yine de küresel bir kıtlık yaşanıyor. Bu sorunun yanıtını daha önceki yazılarda çokca verdim. Başlıca neden iklim değişikliğine bağlı kuraklık...
Son günlerde yaşananları şöyle özetleyelim:
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, aşırı sıcakların buğday hasadına verdiği büyük zarar sonrası yıl sonuna kadar bu ürünün ihracatının yasaklandığını açıkladı. Rusya’da hububat ürünlerinin zarar görmesinde, kayıtların tutulmaya başlandığı 130 yıldan bu yana en sıcak yazın yarattığı kuraklık etkili oldu. Rusya’da geçen yıl 21.4 milyon ton olan ihracatın bu yıl 15 milyon tona düşmesi bekleniyor. Dünya buğday üretiminin yüzde 8’ini gerçekleştiren Rusya’da üretimin 77 milyon tonu iç pazarda tüketiliyor. Ülkede bu yıl buğday rekoltesinin 70-75 milyon tona düşmesi bekleniyor.
Dünyanın üçüncü büyük buğday üreticisinin yaptığı bu açıklamanın ardından zaten yükselişte olan buğday fiyatları tırmanışa geçti. Temmuz başında buğdayın kile (bushel) fiyatı 4.5 dolar seviyesinde iken, 8.15 dolara çıktı. Böylece buğday fiyatları 23 ayın en yüksek seviyesine çıkarken, 2008’den beri görülen en yüksek kapanışa şahit olundu. Financial Times gazetesi, Rusya’yı vuran kuraklık nedeniyle tahıl ürünlerinin uluslararası piyasalardaki fiyatının 1973’ten bu yana en hızlı artışı kaydettiğine dikkat çekti.
Sorunlar sadece Rusya’da değil. Dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden biri olan Çin’de bu yıl sel felaketinden dolayı rekoltede büyük bir düşüş var. Pakistan da aynı şekilde sellerden etkilendi. Mısır ve Hindistan’da da tahıl ürünlerine musallat olan kül hastalığından dolayı rekoltede azalma oldu.
Uzmanlar bu kez fiyatlardaki yükselişin bir kereye mahsus bir durum olmadığını, sürekli bu seviyelerde kalmasının mümkün olduğunu savunuyor. Ayrıca, özellikle Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da bu durumun kargaşaya neden olacağı, halkın sokaklara döküleceği ifade ediliyor. Uzmanlara göre, eğer buğday fiyatları yükselişe devam ederse sokaklarda isyanların başlama riski var. Rusya’nın dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden biri olduğunu kaydeden uzmanlar, “Rusya bunu politik silah olarak kullanma eğilimine girdi. Rusya’nın ihracat yaptığı bir kaç anahtar ülkeden olan Suudi Arabistan, Türkiye ve Ürdün’ün şu anda yeterli stoku var. Ancak bu duruma sinirliler” diyorlar.
Sadece buğday da değil; Brezilya’da devam eden yağışlar ve Hindistan’da muson yağmurlarındaki azalma, şeker fiyatlarının yükselmesine yol açtı. İklim değişikliği pirinci de vurdu. Asya’da pirinç üretimi son 25 yılda yüzde 10 ile 20 arasında azaldı.
Durum işte bu kadar tehlikeli...
Türkiye’ye gelecek olursak... Türkiye’in "şimdilik tahıl stoku var" deniliyor. Ancak, bu doğru olsa bile, geleceğe ilişkin garanti yok. Kuraklık ve tarım alanlarını vuracak sel felaketi sorunlar yaratabilir. İthalat yapmak pahalandı ve zorlaştı. Ekmek fiyatlarında artış olacağı aşikar...
Sizlere Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın’ın ağzından durumu özetleyerek, yazıya son vereyim:
"Türkiye’nin buğday ekim alanları strateji belirlenmemesi nedeniyle giderek daraldı ve ithalata bağlı bir ülke konumuna geldik. Önümüzdeki dönemde buğday spekülatörlerinin fiyatları daha da artırmasını bekliyoruz. 2003-2009 döneminde Türkiye 12 milyon ton buğday ithal etti ve 3.5 milyar dolar para ödedi. Buğday fiyatlarındaki artış 3.5 milyar dolarlık faturanın yükselmesi anlamına geliyor. Ayrıca, üreticinin elinden buğday çıktıktan sonra fiyatlarda artış olacaktır. Bu sene ’pas hastalığı’ nedeniyle 2 milyon ton kayıp var. Türkiye’nin sanılanın aksine üretim az. Spekülatörler hasat yoğunluğu ortadan kalkar kalkmaz, spekülasyon yapmaya ve dozunu artırmaya çalışacaklar."