O günler çok gerilerde kaldı; anılarda yaşıyor. 28 yaşında genç bir gazeteci olarak, 38 yıl önce çok önemli bilgiler toplayıp Gebze Gazetesi’nde yayınlamış, Erciyes Dağı’nın muhteşem fotoğraflarını çekmiş, Kapadokya bölgesini o dönemin duayen gazetecileriyle gezmiştim.
1996 yılında Aksaray da Türkiye gazeteciler federasyonunun kuruluşunun ilk toplantısına Anadolu yayıncılar derneği olarak katılmış Türkiye gazeteciler federasyonun kurucuları arasında yer almıştım.
Gazeteci ve belgeselci olarak 1988 tarihinde itibaren Kayseri ve KABADOKYA bölgesinde 18-21 Aralık 2025 tarihin de bir kez daha devri akem belgesel Tv programı olarak belgesel çekip www.iktav.com olarak Tsrih ve kültür araştırması yapıyoruz.
KIRGIZİSTAN TANRI DAĞLARINDAKİ TALASDAN KAYSERİ ERCİYES ALİ DAĞINDAKİ TALASA BELGESEL TADINDA DEVRİ ALEM
Türklerin İslamı 751 tarihinde kabul ettiği Kırgizistan da Talas savaşlarının yapıldığı bölgede araştırma yapıp belgesel çekimlerimize başladık
TALAS TARİHİ BELGESELİ
Kayseri Takas adeta açık hava müzesi Kayseri Talasda Cemil baba konağı, su medeniyetleri müzesi, kağıt üretimi yeri, Osmanlı sokağı, tokana lokantası, seyir tepesi, Reşadiye mahallesi. Akçakaya mahallesi. Zincidere mahallesi. Yukarı Talas ve Ali dağı bölgesini adım adım gezerek belgesel çekip Talasda tarihe not düşüp zamana noterlik yaptık.
İlim Kültür tarih araştırmaları merkezi www.iktav.com kültür hizmeti olarak çekmeye başladığınız Kırgızistan Tanrı dağlarındaki Talas ile Türkiye Erciyes Dağı Kayseri’deki Talas ilçesini karşılaştırarak hazırlayacağımız belgesel başta TGRT belgesel tv olmak üzere bir çok tv kanalında yayınlanacak.
Belgesel çekimlerimize araç ve rehber vererek lojistlik destek olan Talas kaymakamı Sn İlyas Memişe ve Talas belediye Başkanı Sn Mustafa Yalçın beye Büyük özveri bilgi ve birikimi ile Rehberlik yapan Talas Belediyesi sanat tarihçisi Sn Ercan Eroğlu ve araç kaptanı kaymakamlık sosyal hizmetler sorumlusu değerli insan Sn Aykut Karabay beye teşekkür eder Kayseri ile ilgili önemli bir videoyu sizlerle paylaşıyorum
TANRI DAĞLARINDAN TALASA BELGESELİMİZ
Biz Kayseri Talas da belgesel çekimlerimizi sürdürürken Belgesel tadında Tanrı dağların aşarak gittiğimiz Tanrı dağlarından TALASA belgeselimiz ile sizleri baş başa bırakıyoruz
ERCİYES DAĞINDAN TALASA BELGESELİMİZ
Tanrı dağlarından Kayseri Erciyes dağına belgesel tadında selam olsun
38 YIL ÖNCE KAYSERİDE TGRT OLARAK ÇEKTİĞİMİZ BURAM BURAM ANADOLU KAYSERİ BELGESELİMİZ
KAYSERİDE DEVRİ ALEM
MİMAR SINANIN DÜNYAYA GELDİĞİ KAYSERİ AĞIRNAS ELEDİYESİ ESKİ BAŞKANI. VE 30 YILLIK ARKADAŞIM MEHMET OSMAN BAŞOĞLU REHBERLİĞİNDE KAYSERİDE TARİH VE KÜLTÜR TURU YAPTIK
VAKIF ESERLERİNDE BELGESEL ÇEKTİK KAYSERİ TARİHİNİN CANLI ŞAHLDİ ÜNLÜ TARİHÇİ MEHMET ÇAYIRDAĞ İLE TARİHİ KAYSERİ LISEDINDE BELGESEL SÖYLEŞİ YAPTIK MEHMET HOCA VE MEHMET OSMAN BAŞOĞLU BAŞKANA TEŞEKKÜR EDERİM
KAYSERİ NİN İLK CAMİLERİNDEN CEMİİ KEBİR (ULU CAMİ ) DEN BELGESEL TADINDA DEVRİ ALEM TV CANLI YAYINDA
KÜLTÜR MÜDÜRÜNE ZİYARET
KAYSERİ KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ SN. DOÇ. DR. ŞÜKRÜ BEY İLE KÜLTÜR VE KAYSERİ VAKIF MEDENİYETİ ÜZERİNE BELGESEL TADINDA SÖYLEŞİ YAPTIK
İLGİ ALAKA VERDİĞİ BİLGİLER VE MİSAFİRPERVERLİĞİ İÇİN SN MÜDĞRÜMÜZE DEVRİ ALEM BELGESEL TV PROGRAMI OLARAK TEŞEKKÜR EDER BAŞARILAR DİLERİZ.
GENÇLİK VE SPOR MÜDĞRÜNE ZİYARET
KAYSERİ GENÇLİK VE SPOR MÜDÜRÜ ALİ İHSAN BEY İLE. GENÇLİK ÜZERİNE BELGESEL TADINDA. SÖYLEŞİ YAPTIK
İLGİ ALAKA VERDİĞİ BİLGİLER VE MİSAFİRPERVERLİĞİ İÇİN SN MÜDĞRÜMÜZE DEVRİ ALEM BELGESEL TV PROGRAMI OLARAK TEŞEKKÜR EDER BAŞARILAR DİLERİZ.
KAYSERİ'DE ERATNA UYGUR DEVLETİNİN KURUCUSU
KAYSERİYİ ERATNA DEVLETİNİN BAŞKENTİ YAPAN ALAETTIN ERATNANIN MEDRESE VE TÜRBESİNDEN BELGESEL TADINDA CANLI YAYIN
İlgi alaka ve misafirperverlikleri için Doğutürkistan derneği genel başkanı Sn Seyit Tümtürk ve kardeşi SN Abdülkadir Tümtürk ile kültür il müdürlüğü rehberi Mustafa beye teşekkür ederim
Kayseri Türk Dünyası Kültür Başkenti olmalıdır. Araştırmacı yazar, belgeselci ismail Kahramanla
Eratna Uygur Devletinin kurucusu Sultan Alaattin Eratna’nın Kayseri köşk kışlasındaki türbesini ziyaret ettik. Sultan Alaaddin Eratna 13. Yüz yılda 16 vilayeti içine alan başkenti Kayseri olan orta Anadolu’da bir beylik kurmuştur. Bizlerde 8 asır sonra Çin işgali sonrası atalarımızın izinden Kayseriye gelen Doğu Türkistanlılar olarak KAYSERİ’NİN adaylığını destekliyoruz.
KAYSERİDE VAKIF MEDENİYETİ
KAYSERİ INCESU MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA VAKFI KÜLLİYESİ KERVAN SARAY VE CAMİSİNDE BELGESEL ÇEKTİK
KAYSERİ - KAPADOKYA BÖLGESİNDE BELGESEL TADINDA TÜRK - İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ
ABADOKYA BÖLGESİNE İLK KEZ 1988 YILINDA BAŞBAKANLIK BASIN YAYIN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN KAYSERİ’DE DÜZENLENEN ANADOLU BASINI EĞİTİM SEMİNERİNE KATILMAK İÇİN GELMİŞTİM.
Tarihler 15 Eylül 1988… Bugün adı İletişim Başkanlığı olarak değişen Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Anadolu Basını Eğitim Semineri’ne katılmak için Kayseri ve Kabadokya bölgesine gelmiş, ilk kez Erciyes Dağı’na çıkmış, Kabadokya bölgesi ve İhlara Vadisi’ni gezmiştim. O günler çok gerilerde kaldı; anılarda yaşıyor. 28 yaşında genç bir gazeteci olarak, 38 yıl önce çok önemli bilgiler toplayıp Gebze Gazetesi’nde yayınlamış, Erciyes Dağı’nın muhteşem fotoğraflarını çekmiş, Kabadokya bölgesini o dönemin duayen gazetecileriyle gezmiştim.
1996 yılında Aksaray da Türkiye gazeteciler federasyonunun kuruluşunun ilk toplantısına Anadolu yayıncılar derneği olarak katılmış Türkiye gazeteciler federasyonun kurucuları arasında yer almıştım
Gazeteci ve belgeselci olarak 1988 tarihinde itibaren Kayseri ve KABADOKYA bölgesinde 18 - 21 Aralık 2025 tarihin de bir kez daha devri akem belgesel Tv programı olarak belgesel çekip www.iktav.com olarak Tsrih ve kültür araştırması yapıyoruz
KAPADOKYA BÖLGESİ VE KAYSERİİDE VAKIFLAR MEDENİYETİ TARİHİ
Bugünkü Kapadokya Bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. alan olan kayalık Kapadokya
Kayseri çevresi Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olup şehrin 22 km. kuzeydoğusunda Kültepe’de ele geçen arkeolojik buluntular ve çivi yazılı tabletler iskânın milâttan önce 3500’lere kadar indiğini, burada Asur ticaret kolonilerinin oluştuğunu gösterir. Daha sonra Hitit, Frigya devrinde ve Helenistik dönemlerde bir ticaret şehri olarak gelişti. Kapadokya ülkesini Roma eyaleti yapan Tiberius (ö. 37) tarafından Augustos’un hâtırasına Caesarea adı verilen şehir, VII. yüzyıl başlarında Sâsânî hükümdarı II. Hüsrev zamanında Bizans’tan alındıysa da İmparator Herakleios 611’de burayı yeniden ele geçirdi.
Kayseri, diğer Anadolu şehirleri gibi VII. yüzyılın sonlarından itibaren İstanbul’u fethetmek üzere harekete geçen müslüman Arap ordularının yolu üzerinde olduğundan onların akınlarına mâruz kaldı. İlk olarak Hz. Osman zamanında Muâviye idaresindeki ordu Kayseri’ye gelip burayı ele geçirmiş, ardından geri çekilmişti (26/647). 71 (690-91) yılında Abdülmelik b. Mervân, 108’de (726) Mesleme b. Abdülmelik tarafından fethedildi. 111 (729) yılında Saîd b. Hişâm ve 114’te (732) Süleyman b. Hişâm buraya birer akın düzenlediler (Taberî, VII, 67, 90). XI. yüzyıl ortalarında Anadolu’ya yönelik Türkmen akınları sırasında muhtemelen 459’dan (1067) sonra Türkler’in eline geçti. Dânişmendliler’in önemli bir merkezi oldu ve burada Ulucami (Sultan Camii, Câmi-i Kebir) başta olmak üzere birçok eser meydana getirildi. Dânişmendli Beyi Emîr Gazi’nin (Melik Gazi) Kayseri’yi ele geçirmesi üzerine büyük oğlu Melik Muhammed şehri tamir ettirerek burayı merkez yaptı, daha önceki akınlarda harap olan şehrin imarına çalıştı; 537’de (1143) Kayseri’de vefat ederek Ulucami’nin kıble tarafındaki türbesine gömüldü. Kendisinden sonra iki defa hükümdar olan (1143, 1172-1175) Zünnûn zamanında Kayseri yeniden karışıklıklar içine düştü. Dânişmendli hâkimiyetinin zayıflaması üzerine Selçuklu Sultanı II. Kılıcarslan Kayseri ve civarını 564’te (1169) Selçuklu topraklarına kattı. 570’te (1175) Anadolu’da birliğin sağlanması üzerine Kayseri Selçuklular’ın önemli bir merkezi oldu, sultanların ve hanımların ikametgâhı haline geldi. Kılıcarslan, uzun hükümdarlığının ardından ülkeyi oğulları arasında taksim edince Kayseri’yi Nûreddin Mahmud Sultan Şah’a verdi. Şehirde Sultan II. Kılıcarslan’ın büyük oğlu Kutbüddin Melikşah adına 593’te (1197) gümüş sikke bastırıldı. Yine bu dönemde kardeşi Nûreddin Mahmud Sultan Şah tarafından 589’da (1193) Anadolu’nun bilinen ilk medresesi (Hoca Hasan) yapıldı. Kayseri I. Gıyâseddin Keyhusrev, I. İzzeddin Keykâvus, I. Alâeddin Keykubad zamanlarında ticarî canlılığı olan, birçok imar faaliyetinin yapıldığı, sikkelerin bastırıldığı bir merkez oldu. Moğol istilâsından kaçan birçok âlim ve sanatkâr Kayseri’ye yerleşti. 612’de (1215) şehri gezen Ebü’l-Hasan el-Herevî, güneyde ilk yerleşim bölgesinde bulunan Battal Gazi Camii’nden ve Hz. Ali’nin oğluna atfedilen mezardan bahsetmiş, Câhiliye devri şairi İmruülkays’ın mezarının Kayseri’de Asib tepesinde olduğunu yazmıştır.
1243’teki Kösedağ Savaşı’ndan sonra Kayseri on günlük bir direnişin ardından Moğollar’ın eline geçti ve büyük tahribata uğradı. 1253-1254 yıllarında Moğol yağmasının harap ettiği şehri gezen seyyah Rubrucklu William, istilâ ve yağma sırasında diğer eserler gibi kiliselerin de tahrip edildiğini yazar.
Bundan sonra çeşitli karışıklıklara sahne olan şehre, 675’te (1277) Moğol zulmünü bertaraf etmek için Selçuklu emîrlerince davet edilen Memlük Sultanı Baybars gelerek bir hafta kadar kaldı. Baybars Anadolu’ya gelirken birçok tarihçi ve ilim adamını beraberinde getirmiş, bunlardan biri olan Kadı İbn Abdüzzâhir, tuttuğu günlükte Kayseri hakkında önemli gözlemlerde bulunarak Moğol yağmasının korkunç tahribatına temas etmiş ve Baybars’ın Kayseri’deki bir haftalık ikametini etraflıca anlatmıştır. Ona göre 16 Zilkade 675’te (21 Nisan 1277) Kayseri’ye gelen Baybars Selçuklu nevbeti çalınarak şenliklerle karşılanmış, iki gece Keykubâdiye Sarayı’nda kalmış, cuma namazını Ulucami’de kılmıştır. İbn Abdüzzâhir, Kayseri’de o sırada yedi camide (Sultan, Huand, Hacı Kılıç, Lala, Kölük [Gülük], Hoca Hasan, Nizâmeddin Müstevfî) cuma namazı kılındığını belirtmekte, şenlik sırasında okunan Kur’an’ın ardından Farsça konuşulup şiirler söylenmesini yadırgadığını ifade etmektedir.
Kayseri bir süre sonra, İlhanlılar’ın genel valisi olarak Anadolu’da bulunan ve ardından Sivas merkez olmak üzere müstakil bir devlet kuran Emîr Eretna’nın eline geçti (744/1343). Alâeddin Eretna’nın hanımlarından Toga Hatun Kayseri’de oturmuş ve kocası adına hüküm sürmüştü. Eretna’nın henüz İlhanlı genel valisi olarak görev yaptığı sıralarda 732’de (1332) şehri gören İbn Battûta burayı Anadolu’nun büyük beldelerinden biri olarak tanımlar ve Toga Hatun’un burada bulunduğunu, onunla görüştüğünü yazar. İbn Battûta ayrıca ahîlerle beraber olmuş ve onlardan övgüyle söz etmiştir (Seyahatnâme, I, 325).
Eretnalılar ile Karamanoğulları arasındaki mücadelede başlıca hedef haline gelen Kayseri bir süre sonra Kadı Burhâneddin’in hükümranlığı altına girdi. Onun vefatı üzerine Yıldırım Bayezid burayı Osmanlı topraklarına kattı (800/1398). Ankara bozgununun ardından Karamanoğlu Emîr Şeyh Çelebi şehre yerleşti.
XV. yüzyılda Kayseri Dulkadıroğlu Hasan Bey, Ramazanoğlu İbrâhim Bey, Karamanoğlu İbrâhim Bey arasındaki mücadeleye sahne oldu ve birkaç defa el değiştirdi. 877’de (1472) Akkoyunlular tarafından yapılan kuşatma başarılı olmadı. 879’da (1474) Gedik Ahmed Paşa Karamanoğulları Beyliği’ni ortadan kaldırdıktan sonra Kayseri’de Osmanlı idaresi kuruldu, burası Karaman beylerbeyiliğine bağlı bir sancak merkezi haline geldi ve tahriri yapıldı.
Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferi’ne giderken 22 Rebîülâhir 920’de (16 Haziran 1514) Kayseri’ye geldi ve dört gün kaldı. Dönüşte Kayseri’den Kırım hanına ve sancak beyi olan oğlu Süleyman Şah’a fetihnâmeler gönderdi. XVI. yüzyılın sonlarına kadar Kayseri’de önemli bir olay cereyan etmedi. XVII. yüzyıl başlarında Celâlî isyanları burayı da etkiledi. Celâlî Karayazıcı Abdülhalim Kayseri’yi baskı altında tuttu. Bunun ardından şehre yönelik Celâlî baskın ve yağmaları arttı. XVII ve XVIII. yüzyıllarda Kayseri’de bu defa bazı devlet görevlilerinin baskısı ve haksız para talepleri görüldü. XVIII. yüzyılda birbiri ardınca Kalaycıoğlu, Emîr Ağaoğulları ve Zennecioğlu, yüzyılın sonuna doğru da Çapanoğulları’nın şehir mütesellimliği ve âyanlığını ele geçirme mücadelesi halkı rahatsız etti. Özellikle yeniçeri grupları şehirde karışıklıklara yol açtılar. 1821’de yeniçeri reislerinden Akbıyıkoğlu Hasan Ağa Kayseri’yi basarak bazı nüfuzlu ve zengin eşrafa baskı yaptı. Ardından üzerine gönderilen hükümet kuvvetlerince yakalanıp Kayseri’de idam edildi. Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanı sırasında Anadolu’ya gelen Mısır askerleri Kayseri’de denetimi ele geçirdilerse de Kütahya Antlaşması’ndan sonra geri çekildiler. XX. yüzyıl başlarındaki savaş ortamı Kayseri’de sosyal çalkantılara sebep oldu. Millî Mücadele yıllarında işgal tehdidi Kayseri’de bazı örgütlenmelere yol açtı. ( kaynak https://islamansiklopedisi.org.tr/kayseri )
(Ömer İLGEÇ)