https://www.facebook.com/share/v/1ARg47qVsw/?mibextid=wwXIfr
Bosna hersekin başkenti Sarayova nın kalbi Baş çarşının ruhu Gazi Hüsrev bey vakfı külliyesidir. Burası Bosna Beylerbeyi Hüsrev beyin vakfı tarafından yapılan muhteşem bir külliye
Çarşıda dükkanı olan esnaflar ezan okununca hemen Hüsrev bey Camisine koşuyor. İnsanların günlük telaşını bırakıp huzur duyacağı bir köşe burası. Biz caminin avlusuna girince bir gençle karşılaşıyoruz. Bize ezan okuyor. Duygulanıyoruz. Demek buradaki insanlar her şeye rağmen değerlerini kaybetmemişler.. onları yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar..
Gazi Hüsrev beyin Bosna'ya Beylerbeyi olarak atanması Saraybosna için bir dönüm noktası olmuş. Şehrin her tarafı tarihi eserlerle süslenmiş. Gazi Hüsrev bey kendi adıyla anılan camii, medrese, kervansaray, bedesten ve hamamdan oluşan bu külliyeyi yaptırdı. Hepsinden önemlisi meslek gruplarına göre planlanmış çarşı ve kültür eserlerini yaptırarak bugünkü Saraybosna'nın temellerini attı.
Yeşil Sancaklı Bosna Camileri
Bosna'daki camilere dikkatle bakıyoruz. Hepsi genellikle Osmanlının 15. yüzyıldaki camilerin tüm özelliklerini taşıyor. Bu camiler genellikle tek kubbeli ve minareleri çok uzun. Bunun sebebini araştırdığımızda namaz kılmak isteyenlerin uzaktan minareyi görülmelerini sağlamak için yapıldığını öğreniyoruz.
Hüsrev bey vakfı cami Saray Bosna'nın en önemli camilerinden birisi. Çarşı'nın merkezinde bulunuyor. Hayatın nabzı burada atıyor. Camii hayatın içinde adeta.
Hüsrev bey Camii Saray Bosna'nın en büyük cami olma özelliğini taşıyor aynı zamanda. Osmanlı mimarisinin göz kamaştıran bu sanat abidesi şehrin kimliğini ortaya koyuyor. Tarih boyunca Saraybosna’yla aynı kaderi paylaşmış bu cami Kara günler yaşamış yakımlar, savaşlar görmüş sevinçeler tanıklık etmiş.
Sırp işgali sırasında ağır hasar gören cami onarılmış ve bugün ibadet etmek isteyenlere kapılarını açmış.
Caminin ahşaptan yapılan şadırvanını görüyoruz. Estetik bir görünüme sahip. Caminin kıble tarafına yöneldiğimizde ise Hüsrev beyin türbesiyle karşılaşıyoruz. Hüsrev beyin ruhuna fatiha okuyoruz.
Camiinin hemen yanıbaşında 17. yy'dan kalma saat kulesi dikkatimizi çekiyor. Bu kule, Osmanlı döneminde Bosna Hersek'te yapılan 20 saat kulesinden biri ve 28 m.'lik uzunluğuyla en yüksek saat kulesi olma özelliğini taşıyor.
Minareyle birlikte göğe yükselen bu saat kulesine baktığımızda kültürümüzdeki hayat, zaman ve mekan ilişkisinin önemini görüyoruz.
Bosnalı Gençlerle sohbet
Cami avlusunda bir grup gençle karşılaşıyoruz. Gençler bizimle Türkçe konuşmaya başlıyorlar. Bu Boşnak gençler, Türkiye’de okumuşlar, eğitimlerini orada tamamlayıp Bosna’ya tekrar dönmüşler.
Hüsrev bey Caminin minaresinden öğle ezanı okunuyor. Ezan başçarşının her tarafından duyuluyor. Manevi bir atmosfer adeta şehri kuşatıyor.
Saraybosna'daki kültürel unsurlara baktığımızda geleneklerin ve dini hayatın, Osmanlı döneminin izlerini taşıdığını görüyoruz. Camiye giriyoruz. İlginç bir hatim töreniyle karşılaşıyoruz. Bu hatim töreni 1541’den bu yana hiç değiştirilmeden aksatılmadan günümüze kadar gelmiş.
Saraybosnada hep Osmanlıdan kalan esrelere rastlıyoruz. Eserler hala ayakta. İşte külliyenin medresesi. Burası 1573’te yapılan ve Bosna’nın en önemli eserlerinden biri. Bir zamanların Fıkıh, Felsefe, Hadis derslerinin okutulduğu eğitim kurumu.
Bosna kalesi ve Bedesten..
Gazi Hüsrev Bey külliyesinin kesme taştan yapılmış Bedestenini geziyoruz. Burası 48 bölme ve 27 dükkandan oluşuyor. Dar ve uzun bir yapı, sağlı- sollu küçük dükkanlar müşterilerini bekliyor. Gazi Hüsrevbey adına yapılan çarşının üst tarafına çıktığımızda meşhur "Bey Çeşmesi" ile karşılaşıyoruz. Bu çeşme musluklarından gece gündüz suyunu cömertçe sunuyor buraya gelenlere.
Saraybosna kalesine çıkıyoruz
Şehrin 17. yüzyılın sonuna kadar ayakta kalabilen kalesi, sinesinde küçük bir yapıyı ve Ebü'l Feth Mehmed Han Camiini barındırıyor. Kale, 1777 yılında Mimar Hasan ağa tarafından onarılmış. Saraybosna’ya kaleden bakıyoruz. Şehir baştan başa ayaklarınızın altında. Saraybosna bambaşka görünüyor kaleden…
Kale'den aşağı inerken savaşın dehşetini daha iyi anlıyoruz. Müslüman Boşnaklar, Avrupa'nın gözü önünde tam 250 bin evladını savaşta şehit verdi. Burada parklar şehitlik olmuş. Bosnalı şehitler, Osmanlılara ait kabristanda yan yana yatıyorlar. Şehir adeta bir şehitliğe dönüşmüş. Evlerin bahçeleri, parklar şehitlik olmuş.
Osmanlı Vakıf geleneği ve Cami mimarisi.
Bir başka zarif camiye uzanıyoruz. Ferhadiye Camisi.. Her sokağın bir minareye açıldığı Saray Bosna'da bu caminin başka bir güzelliği var.
Caminin tarihini araştırıyoruz. 16. yyda Ferhat Paşa adına yaptırılan bu cami 18. yyda iyi bir restarasyon geçirmiş.
Şehrin ortasından geçen Miloçka ırmağının etrafındada camiler bırakmış Osmanlı, bunlardan önemli bir eserde Eski cami, başka bir adıyla Hünkar Camii.. camiyi dolaşıyoruz. Burası İshak Beyoğlu Gazi İsa Bey tarafından 1458 yılında yaptırıldı. 1463'te şehri ziyarete gelen Fatih Sultan Mehmed'in takdirine mazhar olduğundan, adı "Hünkar Camii" olarak değiştirilmiş. 1560'da çete baskını sonucu tamamen yandı. Bunun üzerine 1565'te yeniden yapıldı. Caminin haziresinde Yeniçeri Ağası Bosnalı Abdullah Ağa ve Vali Muharrem Paşa'nın mezarları bulunuyor. Türbeyi ziyaret ettikten sonra bir başka camide buluyoruz kendimizi..
Yanya Paşa camii..
Yanya Paşa Camii, II. Bayezıd'ın damadı Yanya Paşa tarafından 1844 yılında yaptırılmış. Bugün ilk binasından eser kalmamış. Kiremitle örtülü yapının İç tavan ahşap işçiliğini gördüğümüzde tavanın zarafeti karşısında büyüleniyoruz.
Bosnadaki seyahatimizde Osmanlının cami, külliye, çarşı ve bedestenlerin yanı sıra köprüler de inşa ettiğini görüyoruz. İşte 1550 yılında yapılan meşhur Keçi köprüsü bir başka Osmanlı vakıf eseri bana göre Sarayova tüm yıkım ihanet ve vefasızlığa rağmen vakıf eserlerini koruyup yaşatıyor
Uluslarası saray Bosna üniversitesinin kültür hizmeti olarak hazırladığı Evliya çelebinin izinde Bosna Hersekte vakıf medeniyeti haritasını inceleyi cep telefonuma yüklediğim bilgiler eşliğinde
Her gün bir çok tv kanalında İKTAV ( www.iktav.com ) kültür hizmeti olarak hazırladığım devri alem belgesel tv programı olarak Sarayova da evliya çelebinin izinde belgesel çekmeye devam ediyorum.
(Ömer İLGEÇ)