banner1142
GÜNDEM:

16 Mart 2015 Pazartesi 16:01


Çanakkale Deniz zaferlerinin yıldönümü törenleri için Devlet ve Millet adete seferberlik ilan etti. Bu yıl ilk kez Çanakkale’de  çok sayıda devlet ve hükümet başkanını temsilen gelen davetlilerin katılımı ile anma toplantıları gerçekleşecek. Çanakkale zaferi ile ilgili geçmişte bir çok tören düzenlendi, çalışmalar yapıldı. İlk kez geniş katılımlı bir organizasyon ile  Çanakkale savşalarının yüzüncü yılında şehitlerimiz hayırla ve rahmetle anılacak.

Çanakkale zaferi ile ilgili ilk kez 1998 yılında belgesel çekerek tarihe not düşüp zamana noterlik yapmıştım. Şehitler mahşeri Çanakkale belgeselimizi hiçbir telif ücreti talep etmdene bir çok kanala dağıtmış hatta bazı ulusal gazete ve dergiler bölgesellerimizin dvdisini okurlarına ücretsiz olarak hediye etmişti. Hazırladığımız bu belgeseli  www.kocaeligebze.tv ve www.devrialem.tv adreslerinden izleyebilirsiniz

ÇANAKKALE SAVAŞININ SEBEP VE SONUÇLARI

Dünya harp tarihinin sebep ve sonuçları itibari ile çok önemli olaylara neden olan  küçük bir kara parçasında  500 bin insanın hayatını kaybettiği,600 yıllık Osmanlı Medeniyetinin tarih sahnesinden çekilmesine neden olan Türkün yenilmezliğinin tüm dünyaya bir kez daha haykırıldığı Çanakkale - Gelibolu Savaşları ile ilgili  Belgesel tarihe ışık tutuyor.

Tarihe  Birinci Dünya savaşı olarak geçen ve  çeşitli cephelerde yüzbinlerce Mehmetçiğin  şehit olduğu Çanakkale Savaşları ve Gelibolu destanı ile ilgili ilk defa hazırlanan  63 dakikalık  KURULUŞ VE KURTULUŞ DESTANI GELİBOLU - ŞEHİTLİK  MAHŞERİ ÇANAKKALE  belgeseli, Çanakkale Savaşları´nın sebep ve sonuçlarını anlatıyor.  250 bin  Mehmetçiğin  mezarsız ve kefensiz yattığı Gelibolu bölgesi ve Çanakkale Savaşları ile ilgili tarihi  seyr içinde hazırlananan belgeselde  zaferler tarihimizide ışı tutuluyor

SAVAŞLARDA 81 İLİMİZDEN ŞEHİT OLANLARIN  SAYILARI

    1998 yılında  Milli Savunma Bakanlığı  tarafından  hazırlanan  5 Ciltlik  Şehitlerimiz kitabında  81 ilimzizden ;  93 Harbi,1. dünya ve  kurtuluş  savaşlarında  şehit olan mehmetçiklerin  isimleri,  şehit olduğu tarih ve cepheler  tek tek   açıklandı. Savaşlara  Gönülü katılanlar,. kayıp ve hastalıktan ölenler, esir kamplarına düşenler   bu listeye dahil değil. Bunlarla ilgili araştırmalarımız devam ediyor.

     İşte illerimizin şehit sayısı ; Adana :1781, Adıyaman : 193, Afyon : 3273, Ağrı : 35 Aksaray : 604, Amasya : 751, Ankara : 4219,Antalya : 2132, Ardahan : 31, Artvin : 211 , Aydın : 2638Balıkesir : 4043, Bartın : 798 , Batman : 8,Bilecik : 1585 , Bayburt : 249, Bingöl : 106 , Bitlis : 282, Bolu : 3206,Burdur : 1023, Bursa : 6121, Çanakkale : 2210, Çankırı : 1930,Çorum : 3238, Denizli : 3625 , Diyarbakır : 497 ,Edirne : 1822,Elazığ : 718, Erzincan : 702, Erzurum : 910,Eskişehir : 1615, Gaziantep : 1626 , Giresun : 1076,Gümüşhane :329, Hakkari : 21, Hatay : 585,Isparta : 1516, İçel : 2272, İstanbul : 3177, İzmir : 2805, Kahramanmaraş : 784, Karaman : 895, Kars : 41, Kastamonu : 5160, Kayseri : 2127, Kırıkkale : 505, Kırklareli : 693, Kırşehir : 1074, Kocaeli : 1377, Konya : 4787, Kütahya : 2488, Malatya : 643, Manisa : 2200, Mardin . 182, Muğla : 1363,Muş : 105, Nevşehir : 1069, Niğde : 1072Ordu : 1233, Rize : 383, Sakarya : 1465, Samsun : 1243, Siirt : 153,Sinop : 2438, Sivas : 1575, Şanlıurfa : 710, Şırnak : 8, Tekirdağ : 980, Tokat : 1224, Trabzon : 1230, Tunceli : 77, Uşak : 1093, Van : 343,Yozgat : 2053, Zonguldak : 2091

ÇANAKKALE SAVAŞI ŞEHİTLERİMİZİN İLLERE GÖRE DAĞILIMI

  *Çanakkale savaşlarına Osmanlı Devletinin  kaç askerle katıldığının  toplam mevcudu  bilinmiyor.Şehid, gazi ve  esir olan 250 bin  mehmetçikden kaydı olanların  illere göre dağılımı ise Milli Savunma Bakanlığı tarafından  1998 yılında yapılan  çalışmaya  göre şöyle.

Adana 880, Adıyaman 12, Afganistan 1, Afyon1743, Aksaray 309, Amasya34, Ankara 1926, Artvin 1201, Aydın1806, Azerbeycan 1, Bağdat 12, Balıkesir 3003, Bartın 288, Basra 1, Batum4, Bayburt 1, Berat 1, Beyrut 35, Bilecik 923, Bingazi 5, Bingöl 8, Bitlis 63, Bolu 1419, Bosna 1, Bulgaristan 26, Burdur 616, Bursa 3274, Çanakkale 1876, Çankırı 1024 ,Çorum 1427, Debre 5, Denizli 2258, Dıraç 1, Dırzor(deyr-ızor) 61, Diyarbakır 49, Drama 2, Edirne 922, Elazığ 167, Elbasan 1,Ergırı 2, Erzincan 922, Erzurum 112, Eskişehir 864, Gaziantep 556, Giresun 120, Gırıt 16, Görücü 2, Gümüşhane 42, Halep 546, Hatay 287, Hıcaz 7, Isparta 720, İçel 1281 ,İran 2, İstanbul 1908, Iskodra 16, İzmir 1814, Kafkasya 1, Kahramanmaraş 233, Karakilise 2

Karaman 488, Kars 2, Kastamonu 2527, Kayseri 854, Kerbela 1, Kelkük 6, Kırıkkale 245, Kırım 1, Kırklareli 380, Kırşehir 498, Kocaeli 609, Konya 2683,Kosova 65

 OSMANLI VE MÜTTEFİK ORDULARI´NIN  ASKER ZAİYATLAR

* Osmanlı ve  Müttefik orduları´nın  asker kayıpları ile ilgili  değişik kaynaklarda çok değişik  açıklamalar yapılıyor. Ciddi bir kayıt sistemi olmadığı için  farklı görüşler  beyan ediliyor. Milil Savunma Bakanlığı  tarafından  1998 yılın´da bastırılan  Şehitlerimiz  adlı çalışma´da  Osmanlı ve Müttefik orduları ´nın asker  kayıpları ile ilgili bigiler.

                              Türk Ordusu Zayiatı                                          Müttefik Ordusu Zaiyatı

Şehit:                    55,127                                                                         52,249

Yaralı:                   100.000                                                                   156.040

 

ŞEHİT  OLAN OSMANLI  ASKERLERİNİN  RÜTBELERİ

Rütbesi belirsiz            2487

Başçavuş 145

Başçavuş muavini 22

Binbaşı 34

Çavuş 1172

Er 48758

Kaymakam (Yarbay) 10

Koloğası (Kd. Yzb.) 40

Mülazımı Sani (Teğmen) 353

Mülazımı Evvel (Üstteğmen) 290

Onbaşı 1973

Yüzbaşı 248

Zabit Namzedi (Yd. Sb.Adayı) 130

Zabit vekili Yedek Subay 139

 

GELİBOLU MİLLİ PARKI VE   ŞEHİTLİKLER NASIL ZİYARET EDİLMELİ?

Kuzey Bölgesini Kapsayan Yarım Günlük Gezi (Gelibolu´dan):

Akbaş Bölgesi - Bigalı Köyü - Çalıtekke - Büyük Anafarta Köyü - Yarbay Halit ve Yarbay Halit ve Yarbay Beylerin Şehitliği - İsmailoğlu - Yusufçuk Tepe Yazıtları - Suvla Koyu - Lalababa - Damakçıl Bayırı Yazıtı - Arıburnu - Anzak Koyu - Kabatepe Bölgesi - Kanlısırt Yazıtı - Tek Çam (Lone Pine) Anıtı Mezarlığı - Yarbay Hüseyin Avni Şehitliği - Yüzbaşı Mehmet Şehitliği - Mehmet Çavuş Anıtı - Arıburnu Yarları - Mehmetçik Park Anıtı - Kemalyeri - Conkbayırı Bölgesi - Kocaçimen Tepe - Bigalı Köyü Yolu ile Eceabat Gelibolu Yolu.

    Kuzey Bölgesini Kapsayan Yarım Günlük Gezi (Eceabat´dan):

Kabatepe Bölgesi - Anzak Koyu - Arıburnu - Damakçıl Bayırı Yazıtı - Lalababa - Suvla Koyu - Yusufçuk Tepe İsmailoğlu Tepe Yazıtları - Yarbay Halit ve Yarbay Ziya Beylerin Şehitliği - Büyük Anafarta Köyü - Çamlıtekk - Kocaçimen Tepe - Conkbayırı Bölgesi Mehmetcik Parkı Anıtı - Kemalyeri - Mehmet Çavuş Anıtı - Arıburnu Yarları - Yüzbaşı Mehmet Şehitliği - Yarbay Hüseyin Avni Şehitliği - Tek Çam (Lone Pine) Anıt Mezarlığı - Kanlısırt Yazıtı - Eceabat.

    Çanakkale ve Anadolu Yakasını Kapsayan Yarım Günlük Gezi:

Nağra Burnu Kalesi - Barbaros Şehitliği - Çimenlik Kalesi Bölgesi (Nusrat) - Arkeoloji Müzesi - Dardanos Tabyası (Hasan Mevsuf Şehitliği) - Mesudiye Tabyası - Turgut Reis Tabyası - Topçamlar Tabyası - Kumkale.

 

 

   ÇANAKALE SAVAŞINA KATILAN BİRLİK VE KOMUTANLARI..

             ORDU   KOMUTANI GENERALLER

Korgenaral ve  Baş komutan vekili  Enever Paşa.

 Ordu Komutanı  Esat Bülkat Paşa

Ordu Komutanı Ahmet İzzet  Paşa

 Ordu Komutanı  Liman Von  Sanders ( Alman)

        KOL ORDU VE KOMUTANLARI

18.Kolordu  Kom. Cafer Tayyarn bey

2.Kolordu Kom. Tuğgenaral Faik  Paşa

3. Kolordu Kom. Gurup Kom.  Esat paşa

5. Kolordu Kom. Tuğgenaral Fevzi  paşa

14.Kololrdu Kom. Tuğgenaral  Cevat paşa

15.Kolordu Kom. Tuğgenaral Weber  (Alman)

16.Kolordu  Kom. Kurmay Alb.Ahmet Fevzi.

     TÜMENLER VE KOMUTANLARI

9. Tümen Kom. Alb. Halil Sami

12. Tümen Kom. Yar. Selahattin Adil

2. Tümen kom. Yar. Hasan Askeri

19. Tümen kom. Kr. Alb. Mustafa Kemal

4. Tümen Kom. Yar. Cemil

6. Tümen Kom. Alb. Nazif

15. Tümen Kom. Yar. Hamdi (Alb. Mehmet Şükrü)

8. Tümen Kom. Alb. Fahri

. Tümen Kom. Alb. Rüştü

26. Tümen Kom. Alb. Remzi

(Arıburnu Mürettep Tümen Kom. Alb. Abdürrezzak)

1. Tümen Kom. Yar. Cafer Tayyar

1. Tümen Kom. Alb. Halil

7. Tümen Kom. Ali Remzi (Alb. Halil)

5. Tümen Kom. Kr. Alb. Hasan Basri

3. Tümen Kom. Alb. Nikolai

11. Tümen Kom. Albay Refet

14. Tümen Kom. Yar. Kazım (Karabekir)

20. Tümen Kom. Alb. Şevki

13. Tümen Kom. Alb. Havik

10. Tümen Kom. Yar. Selahattin

42. Tümen Kom. Yar. Mustafa Asım

25. Tümen Kom. Yar. Fuat

24. Tümen Kom. Alb. Ali Remzi

    

    ALAYLAR VE KOMUTANLARI

57. Alay Kom. Yar. Ali Oğlu Hüseyin Avni

33. Alay Kom. Yar. Ahmet Şevki

45. Alay Kom. Yar. Refik

20. Alay Kom. Yar. Bekir Oğlu Mehmet Halit

21. Alay Kom. Yar. Hasan Tahsin Paşa Oğlu Yusuf Ziya

16 Alay Kom. Yar. Hakkı

41. Alay Kom. Yar. İbrahim Oğlu Fuat

17. Alay Kom. Binbaşı Hüseyin

27. Alay Kom. Yar. Mehmet Şefik

39. Alay Kom. Yar. Nurettin

26. Alay Kom. Bin. Hüseyin

25. Alay Kom. Yar. İrfan

34. Alay Kom. Mehmet Ali

19. Alay Kom. Yarbay Sabri

77. Alay Kom. Yar. Saib

47. Alay Kom. Bin. Ahmet Tevfik

127. Alay Kom. Yar. Hasan Lütfü

72. Alay Kom. Bin. Hüseyin Hüsnü

14. Alay Kom. Yar. Ali Fırat

23. Alay Kom. Yar. Recai

6. Alay Kom. Bin. Rıfat

15. Alay Kom. Yar. İbrahim Şükrü

31. Alay Kom. Yar. İsmail Hakkı

32. Alay Kom. Yar. Hasan Basri

13. Alay Kom. Yar. Ali Rıza

126. Alay Kom. Yar. Şevki

64. Alay Kom. Yar. Servet

125. Alay Kom. Yar. Abdürrezzak

56. Alay Kom. Albay M. Şükrü

4. Alay Kom. Yar. Hamdi

 

     İsmail Kahraman´ın kaleminden  "Şehitler Mahşeri Çanakkale Belgeseli´nin  " senaryosu..

      

   Çanakkale içinde aynalı çarşı..

 

       Yüzyıllar boyu Çanakkale Boğazı, açık denizlere inmek, sıcak iklimlere kavuşmak politikası güden güçlerle, Ortadoğu, Akdeniz, Hint okyanusunda egemenlik kurmak isteyen güçlerin uyguladıkları politikalar sonucu, stratejik bir önem arzetmiş. Çanakkale Boğazına hakim olmanın en önemli şartlarından biri, Gelibolu Yarımadasına hakim olmaktır.

Bundan dolayı Gelibolu 20. asrın başında büyük bir savaşa sahne oldu. 1915?te Gelibolu yarımadasında yaşananlar ne bir masal ve ne de mücerret bir toprak kavgasıdır. Bilakis bu savaşla, kan deryasında boğulmak istenen; Türkün bin yıllık kocaman bir tarihi, beraber yaşadığı pek çok farklı din ve topluma adaletle hizmet etmiş bir millet, insanlığa eşitlik, barış, kardeşlik ve huzur getirmiş bir din, rengini şehid kanlarından almış bir bayrak, Ve elbette bu yüce değerlere iman dolu göğsünü siper eden Anadolu çocuğu mehmetçik.

Yaşanan bu Gelibolu mahşerinin baş aktörleri sadece İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya?dan ibaret değil. Ta Avustralya?dan, Yeni Zelanda?dan, büyük şairin ifadesiyle ?kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela? dediği.

Savaşın hedefi İstanbul, merkezi Gelibolu yarımadası, Gelibolu yarımadasındaki eli kınalı Mehmetçikler, 4 milyon km karelik Osmanlı Cihan devleti topraklarının paylaşımıdır.

Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı

Ana ben gidiyom düşmana karşı,

Hangi ana, yanık ciğerinden gelen son nefesle bu türkünün kalanını bir çırpıda tamamlamaz ki! Hangi ana, Vatan için, Bayrak için, Din için, Namus için, kurban seçip kınaladığı körpe kuzusunu hatırlamaz ki!

 Hangi ana, Selvi boylu fidanını dualarla, tekbirlerle; ?Haydi Oğul Haydi git! Ya Gazi ol ya Şehid! diyerek, geçit vermez dağları aşırıp, Anadolu?nun düzünden, bayırından uçurup, düğüne gönderir gibi cenge gönderdiğini hatırlamaz ki!

Sadece onlar değil elbet bu türküyü hatırlayacak olanlar değil! Dev gemilerine, ?yenilmez armada? denen çelik yığınlarına, cehennem kusan toplarına, tükenmez zannettikleri mermilerine ve yenilmez zannettikleri conilerine çok güvenen Chorcill de hatırlar! Amiral de Robeck de hatırlar! Başkumandan Gen. İan Hamilton da! Bir de ?Anadolu?ya on binlerce kilometreden gelen Anzak gençlerinin, Anadolu?nun nerede olduğunu bile bilmeyen Anaları hatırlar elbet!

Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı,

Ana ben gidiyom düşmana karşı,

Evet, herkesin kolayca hatırladığı ve hiç kimsenin, hele batılıların kolay kolay unutamayacağı Çanakkale boğazında Gelibolu Yarımadasında yazılan bu şahlanışın destanı kolay kolay anlatılmaz.  ?Hasta adam, öldü bitti artık? denen Türk?ün bu şahlanış destanını anlatmaya kelimeler kafi gelmez.

    * ÇANAKALE DE HARP KOPTU...

Kaçan Alman Harp Gemilerinin peşinden gelen İngiliz ve Fransız Donanmasına men-sup Birleşik Filo, 3 Kasım 1915 günü saat 06.50 sularında Seddülbahir´de bulunan Tabyalarımızı bombardımanı tabi tutar. Bir İngiliz Kruvazöründen atılan mermi Seddülbahir?deki Tabyamızdaki cephaneyi yerle bir eder. Tabyamız havaya uçar, Sultan 4. Ahmed?in annesi tarafından yapılan Seddülbahir kalesi yıkılır. Kale komutanı Yüzbaşı Şevki Beyle birlikte ilk ateşle ilk gün 5 subayımız ve 81 erimiz şehit olur. Şehidlerimiz Kale kapısı girişinde çok küçük bir yere üst üste gömülür. Onların anısına 18 Mart 1986?da yapılan anıt, zamanın İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut tarafından açılmış.

Bugün şanlı savaştan kalan topları bağrında barındıran Seddülbahir Kalesi yok olmak üzere.

Fransızların uçak gemisiyle beraber 14 uçak, 210?u bulan zırhlı ve yardımcı gemi ile 15 km. ateş menzilli topları ve 490 kg.?lık ölüm kusan mermileriyle 3 Kasım 1914?te Gelibolu Yarımadası önlerinde gördüğümüz bir rüya değildi. İnsan postuna bürünmüş ölümden öldürmekten başka hiç birşey düşünmeyen tek dişi kalmış canavar! Çelik namluların hedefinde tutuşturulan ateşte, yakılmaya çalışılan Anadolu kadınının bağrıydı. Ayşeler, Fatmalar, Zehralar... Ya bağrında tutuşturulan ateşi, kınalı kuzularının, koç yiğitlerinin, Alilerin, Mehmetlerin, Seyitlerin, Saidlerin kanı ile söndürecek yada vatan gidecek, bayrak gidecek, namus gidecekti. Onlar birincisini seçti. ?Çanakkale?de Harb kopmuş? sözünü duyan Anadolu anası kurban seçtiği yavrusunu, genç gelinler eşlerini, elini saçını kınalayıp Gelibolu?ya gönderdi. Erzurum?dan, Trabzon?dan, Samsun?dan, Diyarbakır?dan, Aydın?dan, Yozgat?tan, Edirne?den. Tek bir ağıt yükseliyordu.

Haydi Oğlum! Haydi Git!

Ya Gazi Ol! Ya Şehid!

Haydi Oğul! Ben Seni bugün için doğurdum

Damarımdaki kanı helal sütle yoğurdum.

Anasından bu emri alan helal süt emmiş Mehmed?ler, Osman?lar, Hüseyin?ler durur mu? Bölük bölük, grup grup Gelibolu?ya koşarlar, destan yazmaya! Azgın zırhlı devlere karşı etten ve kemikten kaleler örmeye!

Bir yanda boğazı ve iki yakasındaki kıyı şeridini savunmakla görevli Kolordu seviyesinde birlikleriyle (Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa ve onun arkadaşları, Top Bataryaları Komutanı Albay Talat Bey, yardımcısı Albay Selahaddin Adil Bey, Mayın ve Mühimmat Kumandanı Binbaşı Hafız Nazmi Bey, Nusret Mayın Gemisi Kumandanı Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey, Hasan Bey, Mevsuf Bey gibi) yiğit subaylarımız. Öbür yanda 15 km. menzilli dev topları üstünde taşıyan Müttefik Ordunun donanması ve başında Amiral Carden, Amiral De Robeck.

4 Kasım 1914 günü Gelibolu Yarımadasını savunmak üzere 3. Kolordumuz başında Esat Bülkat Paşa ile erler meydanında yerini alıyor. Cevat Paşa boğazda, Esat Paşa karada, gece gündüz savunma hazırlığı yapıyorlar. Yiğit mehmetçikler gündüz uyuyor, geceleri de zarif bir örümcek ağı gibi yarımadayı siperlerle örüyordu.

     *   Seyit onbaşı 270 Kgr.Top Mermisi ile  Deniz zaferini kazandı

     İngiliz Harp Meclisi 19 Şubat´tan itibaren boğazın şiddetle zorlanması ve kati saldırının da 18 Mart 1915 günü yapılmasına karar verdi.

25 Şubat 1915´teki saldırıda sabahtan akşama kadar süren bombardımanlar neticesi Kumkale ve Seddülbahir tabyaları susturuldu, gece karaya asker çıkartılarak tahribat genişletildi... Düşman amansızdı, inatçıydı. Çanakkale Boğazı´nı mutlaka geçecek ve Anadolu´yu işgal edecekti. Bu amaçla saldırılar 4 Mart gününden itibaren yoğunlaştı.

1915?in Mart ayında düşman donanmaları uzaktan boğazdaki tabya ve bataryalarımızı durmadan bombaladılar. Cevat Paşa?nın müstahkem mevkiinde tabya ve top bataryaları büyük zayiat verdi. Bataryalar kumandanı Albay Talat Bey Cevat Paşa?ya haber gönderdi:

-Paşam tabyalarımız çok perişan, düşman boğaza girerse maazallah durduramayız.

Cevat Paşa endişe ve üzüntüyle çaresini düşünürken, yerli ustalarımızın yaptığı ve patlamaz diye bu depoda bırakılan 26 karabarut mayınımızın olduğunu öğrenir. Bunları 8-9 Mart 1915 gecesi Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Beye Nusret Mayın Gemisi ile boğaza iki sıra halinde döşemesini söyler. Daha önce de Almanların verdiği 377 mayın 9 sıra halinde boğazın girişine yakın alanlara yerleştirildi.

     Tarih 18 Mart 1915. Düşman Donanma komutanı De Robeck en geniş imkanlarla ve en kusursuz planı ile yenilmez armadasını kesin darbeyi vurmak için boğaza yöneltti. Saatler 10:30?u gösterirken, Birleşik Donanma üç tümen halinde Çanakkale Boğazına giremeye başladı. Birinci Tümen, başkomutan Amiral de Röbeck?in komutanısında Queen Elizabeth, İntiexible, Lord Nelson ve Agamemnon zırhlılarından, İkinci Tümen, Albay Hayes Salder komutasında Ocean, İrresistible, Wangeance, Albion Swiftsure, Majestik, Conopus ve Cornwallis zırhlılarından ve üçüncü Tümen de Fransız Amiral Gueprate komutasında Triumph, Prince George, Gaulois, Souffren, Charlemagne ve Bouvet zırhlılarından müteşekkil. Bu gemilerde Türk?e vurulacak esaret zincirleri vardı. Bu gemilerde yeri göğü yakan binlerce top mermisi vardı.

Düşman donanması, Almanların verdikleri ve boğaza dizilen mayınların üstünden boğaz çevresine cehennem yağdırarak geçti. Alman mayınlarının hiçbiri patlamadı. Mehmetçiklerimizin son ümidi Türk ustalarının imal ettiği 26 adet mayın. Onlar da patlamazsa düşman donanması Çanakkale?yi geçer. 18 Mart öğle saatlerinde Avrupa?nın gururu, yüzen dünyalar 26 kutlu mayının üstünden geçerken, birdenbir korkunç patlamalar boğazın her tarafını inletmeye başladı. Patlamaların ardı arkası kesilmiyordu. Nusret mayın gemisi ile çok zor şartlar altında Çanakkale boğazına döşenen 26 mayın bir bir patladı. Anadolu ve İstanbul´u işgale gelen Fransız ve İngiliz donanmalarını perişan etti. Düşman donanmasına ait gemilerin bazıları battı, bazıları da gerisin geri kaçmaya başladı. Müteffik kuvvetler şaşkın şaşkın bakıyordu.

    Akşam üzeri saat 17:00 sıralarında düşmanın Ocean Zırhlısı 26 kutlu mayın hattından kurtulup İstanbul?a yöneldi. Bu zırhlının geçmesi demek, savaşın bitmesi demekti. Türk tabyaları büyük bir ümitsizliğe ve sessizliğe büründü. Başta Cevat Paşa olmak üzere bir kısmı ağlıyor, bir kısmı da dua ediyordu. Ocean gemisi boğazın iki yakasında bulunan tabyalara top mermisi yağdırarak yoluna devam etti. Hedef aldığı yerlerden birisi de Mecidiye tabyalarıydı. Top namlularını tabyalara çevirmiş ölüm kusturuyordu. Ocean gemisi attığı 500 kiloluk top mermisi mecidiye tabyasını darmadağın etti. Tabya, 16 şehid, 24 yaralı ile inlemeye başladı. Tabyada sadece iki er sağ kaldı. Can ciğer arkadaşlarının ölümlerini gören Havranlı Seyid, aslanlar gibi kükreyerek Niğdeli Ali?nin şaşkın bakışları arasında yerde duran 276 kilo ağırlığındaki top mermisini kucakladı, sırtına aldı, üç basamak çıktı, mermeyi namluya verdi. Ve ateşledi. Büyük bir patlama duyuldu her taraftan, bir patlama daha ve Ocean gemisi Çanakkale boğazının karanlık sularına gömülüyor. Biraz önceki ağlaşmaların yerini tekbirler ve dualar aldı.

  *18 Mart Deniz Zaferi Türk tarihinin kaderini değiştiriyor..

Yurdun dört bucağından kopup gelen, adları Mehmet, Ali yada Hüseyin alan ama yürekleri hep bir atan, nefes almanın rahatlığı içerisinde ölmesini bilen, bir karış toprağım değil düşmana vermek, çiğnetmeye bile tahammülü olmayan ve bu nedenle hücuma kalkarken ?Allah, Allah? diye haykıran ve şehadet mertebesine ?Vatan? diyerek ulaşan Kahraman Türk Askerinin azim ve cesareti sayesinde 18 Mart 1915 günü akşamı düşmanın üç gemisi batmış ve üç gemisi de büyük yara almıştı.

19 Mart 1915 günü Amiral De Robeck ?aldığımız istihbarata göre boğazda mayın yoktu. Bu 26 demir kap nereden çıktı? demekten kendini alamadı. Ocean Zırhlısının batmasıyla, kayıpların büyük olacağını anlayan filo komutanı De Robeck, geriye çekilme emrini verdi. Böylece 18 Mart 1915 deniz savaşı Mehmetçiğin zaferiyle son buldu.

18 Mart 1915 günü dünyanın en büyük, en acımasız ve en dengesiz güçler savaşı yaşanmış ve ateşe, çeliğe, zırha karşı et ve kemikten ibaret Mehmetçik galip gelmişti. 18 Mart günü kullanabildiğimiz top sayımız sadece 82 adet idi. Attığımız mermi sayısı toplam 2250 adet. Oysa düşmanın sadece Hasan-Mevsuf tabyasına gönderdiği mermi sayısı 4000 adet. Top sayılarına gelince; onların bir gemilerindeki top sayısı bizim toplam top sayımız kadardı. Üstelik namlu ve çap farkı da cabası. Bizim 14 km atan 6 topumuz vardı. Onların sadece Bouvet zırhlısında 50 adet, Majestic?te 48 adet, Agamemnon?da 45 adet, Ocean?da 34 adet Queen Elizabeth?te 40 adet top vardı. Müttefiklerin mağlubiyeti bütün Avrupa?yı büyük bir üzüntüye boğdu.

Şimdi Hamidiye tabyalarının bitiminde, asfalt yolun sol tarafında Seyit Onbaşının sahile ve boğazlara bakan heykeli var.

     Düşman, karadan yardım görmedikçe donanmalarının Boğaz?ı geçemeyeceği sonucuna vardı. 3. Kolordu komutanı Esat Paşa sıra karadadır deyip kara savunmasını tekrar gözden geçirdi. Müttefik düşman kuvvetleri, yaptıkları toplantıda karadan Alçıtepe?yi almaya ve boğazdaki bataryaları oradan susturup öyle boğazları geçmeye karar verdi. Bu arada düşman ordusuna bütün dünyadan asker yağıyordu. İrlanda, İskoçya, İngiltere, Fransa, Senegal, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Mısır, Cezayir.

            24-25 Nisan 1915 sabahı Müttefik kuvvetler, 3 tümen ve bir tugayla Seddülbahir civarına, Anzak tümeni de Arıburnu?na çıkartma başlattı. Bu arada Türk Subay ve askerlerin başına Alman General Liman Van Sander, bütün birlikleri komuta etmek üzere çıkıp geldi. İlk olarak Esat Paşa ve Halil Sami Bey?in savunma planlarını değiştirdi. Onların bütün ısrarlarına rağmen kıyı şeridinde birinci hattaki siperlerimizi boşalttırdı. Ayrıca Seddülbahir civarında siperlere yerleşmiş olan 9.Tümen 25.Alayı, 23 Nisan 1915 günü oradan çekti ve çıkarmanın başlamasına bir gün kala bölge sorumluluğunu 26. Alaya devretti. 25. Alay askerlerin Eceabat yakınında 25 km. geride Salim bey çiftliğine çekildi. Öte yandan 27. Alay da Arıburnu-Kabatepe hattını korumaya başladı.

 

 *Gelibolu Kara savaşları başlıyor..

24 Nisan 1915?te büyük bir telaş vardır. Seddülbahir?de araziye yeni kaydırılan 26. Alay km.lerce uzunluktaki kıyılara yayılmaya çalışmaktadır. Eski hisarlık şimdiki Abide?den İkizkoya kadar km.lerce kıyıyı 26.Alay 3.Taburu savunacaktır. Bir tabur 3 tümene karşı. Tabur komutanı Mahmut Sabri Bey 4. bölüğünü kritik yerlere dağıttı. 10. Bölük ikiye bölündü. Bir kısmı Seddülbahir köy içine, Ezineli Yahya ile 66 arkadaşı da Ertuğrul koyuna. Diğerleri de Eski Hisarlık, Morto Koyu, Teke burnu ikizkoya dağıldı. Mahmut Bey harap kaledeki karargahından yönetecektir savaşı.

Mahmut Sabri Bey ?evlatlarım belli ki düşman çıkacak. Bu vatan toprağı bize emanet, herkes bulunduğu yerde son nefese kadar savunsun. Biz ölmeden belki 25. Alay imdadımıza gelir. Ertuğrul Koyu ufak, oraya bir gönüllü takım göndereceğim kim isterse üç adım öne çıksın.? der. Ezineli Yahya fırlar ilk önce. 67 kişi öne çıkar. Bedenini bu vatan toprağına adamış, ruhuyla Allah?ına susamış 67 mehmetçik. Hepsi bir daha geri gelmeyeceğini bilerek helalleşirler herkesle. Tekbirlerle Ertuğrul Koyuna koşarlar. Alman Liman Van Sanders?in boşalttığı birinci hattaki siperlere yerleşirler.

Düşman sabah alacakaranlıkla beraber önce zırhlılarından cehennem kusar. Küçücük Ertuğrul Koyuna saatte 4650 adet top mermesi gönderirler. Bu mermilerden hiçbiri Yahya ve arkadaşlarına isabet etmez. Top atışları esnasında Koy?da yaprak bile kıpırdamaz. Artık orada canlı olamaz derler ve çıkartma başlar. Önce iki alay ve ardından bir alay daha 25 Nisan 1915 günü yağmur gibi 67 gencimizin üzerine çullanırlar. Düşman önce 4 bin sonra 6 bin olur. Savunmadaki Türk askeri ise sadece 67. Çıkarma tüm gün sürer ama tutunamazlar. Çıkarma 26 Nisan 1915 gününe sarkar. Öğlen üzeri yani 21 saat sonra Yahya bacağından yaralanır. Zaten siperlerde tetik çeken üç kişi kalmıştır. 64 cennet yolcusu orada bırakılır ve üç gazi Tabur komutanı Mahmut Sabri Beyin yanına döner, Yahya tekmil verir ve; ?64 şehid 3 gazi vererek vazifemizi yaptık komutanım? der. Yahya ve arkadaşlarının geride koyda bıraktığı düşman kaybı General Nipel ile 3 bin düşman subay ve eri. 67 kişiye karşılık 3 bin kişi. Yahyacık oradan zığınderedeki sargı yerine tedaviye gönderilir ama oraya ulaşamaz. Şehid olur.

25 ve 26 Nisan 1915 günleri üç tümen ve bir tugayla yapılan Seddülbahir çıkarmasında Liman Van Sanders?in kıyı şeridinde boşaltığı birincisi siperler düşmanın eline geçer.

Kuzeyde Anzak Tümeniyle mücadele eden 19. Tümen 57. Alay, Hüseyin Avni Bey komutasında destanlar yazar. 27. Alayın desteğiyle 57. Alay 25 Nisan günü Anzakları kıyıya kovalar.

Alman komutan Liman Van Sanders, Seddülbahir bölgesinde 9.Tümen Komutanı H.Sami bey ve diğer Türk Subaylarına rağmen bu bölgenin güneyini Alman Albay Zadenstein?e verdi. Alman Albay kara birlikleri komutanı Esat Paşaya haber vermeden 4-5 Mayıs gecesi düşmanın üzerine Alçıtepe mevkiinden bir taarruz başlattı. 7.Tümen düşmanla gece çarpışırken o sırada yürüyerek Eceabat?tan getirilen 15. Tümen aynı yere gönderildi. Henüz araziyi gündüz gözüyle görmemiş 15.Tümen ile onu düşman sanan 7.Tümen arasında çatışma çıktı. Alman Albay, iki Türk birliğini birbirine kırdırdı. Saban saat 10:00 olduğunda kayıp tam 4 bin mehmetçik. Esat Paşa, bu olayı affetmez ve Alman Albay?ı görevden alır.

      * Kanı ile destan yazan  Mehmetçik Çanakkale´de etten kaleler ördü..

     8 Mayıs 1915 tarihinde müttefik kuvvetler Alçıtepe?yi almak için ikinci bir taarruz yaparlar. Fransızlar, Kerevizdereden, İngilizler Alçıtepe istikametinden 25 bin askerle saldırırlar. 25 bin düşman askerine karşı sadece 10 bin Türk askeri var, 300?den fazla ağır makinalıya karşı 24 ağır makinalı, 505 topa karşılık 40 topla karşı koyar Mehmetçik. 6 mayısta başlayıp 8 mayısa kadar süren çarpışmalarda Alçıtepe düşman için hala uzakta. Müttefiklerin generallerinden Oglander şöyle anlatıyor o günkü durumu; ?Fransızların 75 mm.lik topları, Kerevizdere sırtlarını tahrip mermileriyle saatlerce dövmelerine rağmen tek Türk piyadesi yerinden kımıldamamıştı.?

   11 Mayıs 1915?te Enver Paşa, Cepheyi teftişe gelir. Bu esnada Alman L.Van Sanders?in ısrarı üzerine 19 Mayıs gecesi bir taarruz planlanır. Mevcut Tümenlere ilave olarak İstanbul?dan yeni gelen 2.Tümen de taarruza katılacaktır. Kanlısırt-Kırmızısırt ve Bombasırtı civarında taarruz başlar. Anzaklar Makinalarını ayarlamış bekliyorlar. Bir bölüğümüz hücum ediyor. Tam ortaya geldiklerinde Anzaklar ateş edip biçiyorlar. Arkasından öteki bölüğümüz çıkıyor, onlar da biçiliyor. Bir başka bölük, bir başka bölük daha. Yoldan gece gelip hiç dinlenmeden 20 km. yürütülen 2.Tümen cepheye sürülür. Asker nerede olduğunu, ne tarafa hücum edeceğini bile bilemez. Korkunç bir katliam. Şehit sayısı 3-4 saat içinde tam 9 bin. Esat Paşa saat 10:00 civarında taarruzu durdurur.

      Gelibolu Yarımadasındaki bu yoketmeye çalışanlarla, varolmaya, hür yaşamaya çalışanlar arasındaki kanlı boğuşma devam etmektedir. Kuzeyde Arıburnu cephesinde taraflar siperlere inmiştir. Ama General Hamilton ne pahasına olursa olsun 217 rakımlı Alçıtepe?yi alma sevdasında. Onun için güneyde Kirte-Seddülbahir-Alçıtepe hattında azgın saldırılara hiç ara vermez. Haziran ayı ortaları gelmiştir ama düşman hala birkaç km?den fazla ilerleyememiştir. Mehmetçik dimdik ayakta. Bir İngiliz askeri şöyle diyor; ?Bugün yine taarruz ettik ve arkamızda binlerce arkadaşımızı cansız bıraktıp döndük. Yarın yine taarruz edeceğiz, bakalım bu defa kimleri kızgın güneşin altında bırakıp döneceğiz.?

     İşte bu stres ve moralsizliğe takviye olmak ve daha çok Türk kanı dökmüş olmak için 1864-1907 yıllarında kabul ettikleri savaş suçları kararları hükümlerine rağmen Zığındere?deki 5 km. alana yayılmış bulunan Sargı yeri?ne yani ilk yardım tedavisi yapılan Kızılay çadırlarımıza 28 Haziran 1915 gecesi binlerce mermi yağdırdılar. (Ölü sayısı ?)

Haziran?ın sonunda Edirne?de bulunan 2.Ordu da cepheye geldi ve Güney bölgesine konuşlandı. Çıkarma ve savaş alanı 2. ordu Komutanı Vehip Paşa?nın ve onun 5. Kolordusu başındaki Fevzi Çakmak Paşanın emin ellerindedir. Vehip Paşa, Esat Paşa?nın kardeşidir. 2. Ordu Salim bey çiftliğinde, 5. Kolordu ile Fevzi Çakmak ise Alçtepe?dedir.

     * Başkomutan Enver Paşa Çanakkale cephesinde

     Temmuz başında Enver Paşa tekrar cepheyi teftişe gelir. Yanında Alman Sanders vardır. Yeni taarruz planları sunar ve buna Enver Paşa?yı da iknaya çalışır. Ama Artık Esat Paşa?nın yanında Vehip Paşa vardır, Fevzi Çakmak Paşa vardır, Mehmet Ali Paşa da. Alman subaylar tarafından hazırlanan taarruz planı bu heyetin önüne gelince, Enver Paşa, diğer komutanlarla görüşüp taarruz yerine savunmaya karar verir.

Temmuz 1915 yılı daha çok Kerevizdere-Kanlıdere-Zığındere ve Alçıtepe civarında yoğun boğuşmalarla geçer. Batının çok güvendiği insan kalabalıkları, ateş, çelik ve zırh bir işe yaramıyordu. Savaşı başlatan Çorçil Londra?da çoktan görevini kaybetmişti. Her taarruzda bir siper alıp iki siper kaybettiler. Uçak gemileri ve 14 adet uçakları ile mehmetçiğin üzerine çivi bile attılar.

Kuzeyde Arıburnu-Conkbayırı hattında siper savaşları devam ediyordu. Bu arada Alman L.V.Sanders?in taarruz isteklerine uymayan ve itiraz eden Faik Paşa?yı 2 Temmuz günü görevden uzaklaştırdı.

     Türk askeri yarımadaya tamamen yerleşmişti artık. Güneyde Vehip Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa, Onların kuzeyinde Mehmet Ali Paşa, Kemalyerinde Esat Paşa, Anafartalarda Alman Wilmer, Tayfur?da Hamdi Bey ve Saros?da Ahmet Fevzi Bey. Sadeca Suvla ve Anafartalar bölgesinde bir çatlak var. Türk birliklerini ikiye ayırmak ve birbirlerine olan desteğini kesmek için Kocaçimen tepe ve Conkbayırı müttefikler için en müsait çıkarma yeri. Zaten onlarda öyle yaptı. 6 Ağustos 1915 sabahı İngiliz ve Fransızlar yeni kolordularla Suvla?ya çıktılar. Orası zaten boştu. Anzaklar Conkbayırına yöneldiler. Burada çetin çarpışmalar yaşandı. Adım adım Conkbayırına ilerlediler. 9-10 Ağustos kanlı çarpışlara sahne oldu. Düşman birlikleri Kireçtepe?ye kadar ilerlediler. Türk birlikleri ağır kayıplar verdi. Alay kumandanı yarbay Hüseyin Beyle beraber tüm alay şehid oldu. İşte tam bu sıralarda 19. Tümenin kumandanı Mustafa Kemal Paşa devreye giriyor. 6 Ağustos?ta taarruza başlamış düşman kuvvetleri 10 Ağustos?ta Conkbayırı ve Koca çimen tepesine gelmeden durduruldu. Düşmanın kaybı 45 bin ölü.

15-16 Ağustos tarihleri arasında çetin çarpışmalar daha çok Kireçtepe ve Anafartalar Köyü civarında yaşandı.

Dünyanın kalbi artık bu ufacık Gelibolu Yarımadasında atıyordu. 1. Ordu ile Alman Galço Paşa, 2. Ordu ile Vehip Paşa, 5. Ordu ile Alman L.V.Sanders ile Türk birlikleri dimdik ayakta. Ayrıca Tümen sayımız 21?i, Alay sayımız 60?ı bulmuştu. Düşman kuvvetleri kendi askerlerini teşyi ederken Kumandanları askerlere ?Askerlerim bütün dünyanın ve tüm Avrupa?nın gözü kulağı bizde. Bizden zafer müjdesi bekliyor.? İşte bu dengeli vaziyette 21 Ağustosa gelindi. Bu tarihten sonra düşmanların saldırıları yoğunlaştı. Son darbeyi vurmak istiyorlardı. Mustafa Kemal paşanın kumandasındaki Anafartalar cephesine uzun menzilli toplar ile cehennem kustular. Gökten sanki ateş yağıyordu. Ve taarruza geçtiler. Bazı tepeleri ele geçirdiler. Düşman kuvvetlerini durdurmak imkansız gibi. İngiliz Nord Folk Kraliyet alayı son darbeyi vurmak için taarruza başladı. Tam bu esnada gökten bir bulut Kraliyet alayının üzerine indi. Bulut dağıldığında İngiliz Kraliyet alayından eser yoktu.

 9 Ağustos?ta başlayıp, aralıklarla 3 defa alevlenen Anafartalar savaşı Mustafa Kemal Paşa?nın üstün başarılarıya 27 Ağustos?ta Türk?ün zaferiyel sona erdi.

 

 * Mehmetçiğe yenilen İngiliz Başkomutan  General Hamilton görevden alınıyor..

2 Eyül 1915 yılında İngiliz General İan Hamilton, Gelibolu?da hezimete uğradığı için görevinden uzaklaştırıldı.

Büyük emellerle Gelibolu?ya gelen Müttefik birlikler, 20 Aralık?ta anafartalar ve Arıburnu?nu, 10 Ocak 1916 sabahı da Seddülbahir?i terk edip gittiler.

Çanakkale Savaşı Mehmetçiğin azim ve iradeyle büyük bir zafere dönüşmüştür. İman-Kuvvete, Türk askeri-Yedi düvele, Et ve Kemik-Çelik ve Zırha, cesaret ve fedakarlık-ateşe galip gelmiştir.

Çanakkale Savaşında Türk Ordusu 287 gün süren bu muhteşem vatan savunmasına 425 bin askerle katılmış, 253 bin şehit vermiştir. Çanakkale?yi geçmeye çalışan müttefik kuvvetleri 525 bin askerle geldikleri savaş alanında 200 bin İngiliz, 48 bin Fransız, 30 bin Anzak, 6 bin Hintli olmak üzere 284 bin askerini kaybetmiştir.

Çanakkale Savaşları, dünya harp tarihinde sebep ve sonuçları itibariyle tarihin seyrini değiştiren ender olaylardan birisi. Büyük Türk milletinin ülkesi, bağımsızlığı ve onuru için neler yapabileceğini bütün dünyaya ilan ettiği bir gurur ve ibret sahnesi olarak ülkemizin şerefli tarihinde yer aldı.

Çanakkale toprakları kutsaldır. Bu toprakların her karışı şehitlerimizin kanları ile yoğrulmuştur.

Çanakkale ve Gelibolu Yarımadasında aziz şehitlerimizin anısına Şehitlikler yapılmış ve abideler dikilmiş.

İşte Akbaş Şehitliği. Savaş esnasında Akbaş limanı hem ikmal hem de hastane görevi görüyordu. Şirket-i Hayriye?ye ait yolcu vapurlarında yaralı askerlerimiz tedavi ediliyordu. İşte 2 Temmuz 1915 günü yine bu limandan Halep Vapuru ile ağır yaralı askerlerimizin İstanbul´a nakli için hazırlık yapılırken, İngiliz uçakları tarafından tespit edilir ve top ateşine tutulur. Halep Vapurumuz param parça olur. 200?ü aşkın yaralı Mehmetçiğimizi oracıkta şehit ederler. Mehmetçiklerimiz, şehitliğin bulunduğu civara defnedilir.

Şimdi görülen Akbaş şehitliği?nin yapımına 1992 yılında karar verildi. 3 senelik bir çalışma sonunda 1995 yılında tamamlanarak ziyarete açıldı.

 * ÇANAKKALE´DE ŞEHİTLİK VE ABİDELER..

Aziz Şehitlerimiz için dikilen abidelerin en önemlisi Çanakkale Şehitler Abidesidir. Yabancıların morto koyu dedikleri ölüm koyunu geçtikten sonra karşımıza çıkan 253 bin kefensiz şehidimiz adına dikilen görkemli abide. Bu abide, Türk?ün tükenmezliğinin simgesi, birlik ve bütünlüğümüzün ispatıdır. Çanakkale Şehitler abidesi, Türk Milletinin en zor döneminde yedi düveli dize getirebileceği ve yüz binlerce şehit pahasına vatan topraklarını ebediyen koruyacağını gösteren hepimizin gönlünde geleceğe güveni yansıtan büyük bir abidedir.

1954 yılında yapımına başlanan abide 21 Ağustos 1960 günü ziyarete açılmış.

Abidenin altındaki Savaş eserleri müzesi, ne acıdır ki 253 bin Mehmetçiği feci şekilde şehit eden İngiliz Devletinin kralları, kraliçeleri Ezabtah! tarafından 1971 yılında açılmış.

Abidenin yanında bir şehitlik yer alıyor. Burası 1992 yılında zamanın Kültür Bakanlığı tarafından 600 şehidimizin ismiyle ebedileştirilmiş. Üsküp´den Manastıra, Hakkari?den Şam´a, Halep´ten Kosova?ya kadar şehit isimlerinin kazındığı bu mekan yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. 15 yaşında bile savaşa katılmış ve şehit olmuş Mehmetçiklerin anaları onları unutmamış.

 Çanakkalle  mahşeri Avustralya´nın devlet olmasına imkan  sağladı.  Her yıl 15 Bin kilometre uzaktan  dedelerini  ziyaret için  Geliboluya gelen    Anzaklardan  alacağımız çok deresler var.

 Kakmadağ´ın  Çanakkale savaşlarında ayrı bir  önemi var. Savaşda 500 bin Mehmetçiğin yemeklerinin pişirildiği Eceabat girişindeki kakmadağ mağraları bugün  toprak altında kalmış.  Oşin zıhrılısına attığı 276 kiloluk top mermisi ile tarih yazan  havaranlı Seyit onbaşıya gazi maaşını bile   çok görmüş, odun taşmımaya  mecbur etmişiz..Birer kutsal abide olması gereken  toplar ve tabyalar perişan ..

 21 Haziran 1915 de Kereviz derede şehit olanların  anısına yapılan  Havuzlu şehitliğinin çevresi açık hava meyhanesi olmuş,biz torunlarından saygı ve vefa bekliyor

Soğanlıdere şehitliği ; Kazım Karabekir komutasındaki Seyyar sahra hastanesi ve ikmal sahası, yaralıların bulunduğu   sahra hastanesinin  bombalanması ile Binlerce Mehmetçik şehit oldu.. Soğanlıdere´deki  toplu şehit mezalarını  dikenler kaplamış  şehitliği güçlükle ziyaret edip fatiha okuyoruz.

  Düşman güçlerinin en Önemli hedefi olan Alçitepe´de  çok şiddetli savaşlar yaşandı. Çanakkale Savaşlarına 5. Kol Ordu Komutanı olarak katılan Fevzi Çakmak ile 14. Tümen komutanı olarak katılan Kazım Karabekir paşaların başarıları  dillere destan.

 1915 yılı´nın  Nisan,Mayıs,Haziran ve  Temmuz aylarının kavurucu yaz sıcağı altında çok şidditleli  savaşların  geçtiği Alçıtepede şehit olan  onbinlerce  mehemetçik için yapılmış toplu şehit mezarları yıkılmak üzere  bakımsız

 5. Kol ordu komutanı Fevzi Çakmağ´ın karargah çadırını kurduğu

Alçıtepe´ye yol olmadığı için  güçlükle çıktık.Mehmetçiğin kazdığı siperler  yıkılmış toprakla dolmuş. 1941  yılında yaptırılan Fevzi Çakmak anıtı bakımsızlıktan çoktan  kaderine terk edilmiş.

   İngilizlerin başını çektiği müttefik  devletler tarafından savaşmak için getirilen  489 bin Askerin 252 binini Gelibolu Yarımadasında  kaybeden  müttefik devletler  ölen askerlerini unutmayarak  1924 ´de gösterişli anıtlar yaptılar.  Silahla alamadıkları  topraklar üzerinde  Lozan antlaşması ile aldıkları  5 milyar M2  lik şehit kanları ile sulanmış Gelibolu yarımadasına  bizlere inat  38  anıt  ve toplu mezarlık yaptılar.Tunaboyları, Balkanlar,Şıpka ve  Pelevne´de yüzbinlerce Osman´lı   Türk şehidinin  yattığı  bölgelerde  hiç bir mezar ve kitabe yok.Yaptırmak içinde  hiç bir çabamızda yok.

 Şehit Mehmetçik mezarlarının perişan haline  karşı. Gelibolu´daki İngiliz, Fransız ve Anzak askerlerine ait  mezarlıklar türk işçileri  tarafından birer   çiçek bahçesi yapılmış. Bizlere bu vatanı canları ile  kazandıran şehit dedelerimizin mezarlıkları ile  karşılaştırdığımızda  utanıp kahr olduk. Savaşlarda kaç asker kaybetiğimizin sayısı bile  bilinmiyor. Yiğit ve mertliği ile  düşmanlarının takdirini kazanan Mehmetçiğe bir mezarı  bile çok görmüş, toplu şehit mezarlarını söküp,yeşil örtüsü olan  güzelim  oramları  yakıp tarla açmışız...  yazık... çok yazık.....

    Uluslararası  anlaşmaları çiğneyerek sahra hastanesi olarak kurulan sargı yerindeki ağaçların  keşke dili olsada konuşabilse. onbinlerce yaralı  mehmetçiğin bombalanarak şehit  olduğu sargıyerindeki  bir selvi ağacının dönerek  büyümesi vahşice bombalanan yaralı askerlerin  feryad ederek şehit olduğunu gördügü için  mi  acı ve ızdırap çekiyor.

Alçıtepe´li köylülerin  anlattıkları  acı gerçekler; şehitlere saygısızlığı  gözler önüne seriyor.  Tarla açma sırasında bölgeden toplanan on binlerce şehit mehmetçiğe ait  kafatası  ve kemiklerin  toplu olarak  gömüldüğü bölgeye 1943 yılında Gelibolu 2. kol ordu komutanı  Nuri Yamut  tarafından yapılan abide şehit  mehmetçiğe  asker vefsınıda yansıtıyor.

Alçıtepedeki özel  Salim Mutlu müzesi, Devletin ve  biz şehit torunlarının  Mehmetkçiğe  karşı ödememiz gereken  vefa borcumuzu  Salim Amcanın tek başına  başarıp   Muhtarlığa bağışladığı  hayır yerinde  her yıl şehitler için  mevlit okutarak ödüyor

Albayrak sırtındaki Mehmetçiğe saygı anıtı, Çanakkale savaşına  katıldıktan sonra Avusturalya Genel Valisi olan Üsteğmen Cosey tarafından açıklanan .  25 Nisan 1915 günü  yaralı bir düşman  askerini  kurtaran  mehmetçiğin   yiğitliğini  sembolleştirmekte..

Kanlı ve Kırmızı sırt gerçekten çok korkunç savaşların yaşandığı yer. Yarbay Hüseyin Avni Komutasındaki 26. Alayın ölüm kalım savaşı verdiği bölge, 200 Metre uzunluğunda mehmetçik  tarafından açılan lağımlar savaşın dehşetini  gözler önüne seriyor.

13 Ağustos 1915 tarihinde  Ramazan oruçlarını tutan  mehmetçik  bayaram namazını kıldıktan sonra  girdikleri  savaşlarda  top yekün şehit oldu. Alay Komutanı ve eski senato Başkanı Tekin Arıburnu´nun babası Yarbay Hüseyin Avni beyin  mezarı şehit olduğu yerde  gözden ve gönülden ırak bir halde fatiha okuyacak ziyaretçiler bekliyor..

Bir kahramanlık destanı yazan 57.Alayın şan ve şerefine  yaraşır  Şehitliği tüm ihtişamı ile bomba sırtını süslemekte. 1990 yılında yapılan Şehitlikdeki Kule abide ; Selçuklu , Osmanlı ve Türk sivil mimarisini sembolize etmektedir. Kule; Türk ve İngiliz  subayları´nın bir birine sarılmış iskeletlerinin bulunduğu   mezar üzerine yapılmış....

  Korku deresi ve  Cesaret tepede, Arıburnu önlerine çıkan  Anzaklara  geçit vermeyen Bigalı Mehmet çavuş ve 22  arkadaşları  lağım tönellerinin  dinamitle patlatılıp şehit edildiği  yer  insanı madden ve manen etkiliyor. 1934 yılında Ecabet Kaymakamlığının yaptığı kazıda Mehmet çavuşun hiç çürümemiş cesedi ile karşılaşılır . Özel idare Müdürlüğü tarafından buraya  bir anıt dikilmiştir.

 Anafartalar bölgesindeki  toplu şehit mezarları ve  Alay komutanları´nın şehitlikleri gereçkten içler acısı. Birer toplu mezarlık olan  Anafartalar mezarlığındakı şehitlikler bakımsız ve perişan. Toplu şehitliklere güçlükle girip araştırma yaptık.

  Bu şehitliklerin bakımından sorumlu Orman Bakanlığı Milli Parklar  Gelibolu Bölge  Müdürlüğünün   Ecabatdaki lüks gazino ve  dinlenme tesislerinde  huzur ve rahat içinde nasıl eğelenebiliyorlar?   Şehitlik müzelerinden öğrencilerden bile giriş ücreti alan Orman bakanlığının vicdanları rahat olsa´da  Bu vatanda yaşamayı  kendilerine borçlu olduğumuz kefensiz ve mezarsız aziz şehitlerin ruhları onların  peşini  bırakmayacaktır...

Mustafa Kemal Paşa´nın  komutanlığını yaptığı 19. tümenin   karargah merkezi olan  Atatürk  müzesinin  bulunduğu  Bigalı köyü  her bakımdan ilgi ve  bakıma muhtaç.Köy girişindeki  Kaşıkçı Dede  çeşmesi ile ilgili keramet herkesin dilin

banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Büyükşehir’den Anneler Günü’ne renkli...
Büyükşehir Belediyesi, Anneler Günü’ne özel düzenlediği “Bir Gülüşün Yeter” programıyla annelere...

Haberi Oku