Dini ve milli kültürümüzde vakıf kurmak teşvik edilmiştir. Vakıflar tarihini araştırdığımızda karşımıza muhteşem eserler çıkmakta.
Devletler tarihimize baktığımızda yol, köprü, çeşme, su yolları, cami, eğitim kurumları ve birçok hizmet ve eserin, insanlığa hizmet etmek için hayır severlerin kurduğu vakıflar tarafından yapıldığını görüyoruz.
Anadolu’da kurulan vakıflar tüm vefasızlığa rağmen halen ayakta yaşıyor. En çok işgal ve yağmaya uğrasa da vakıflar ve vakıf eserleri hizmetlerine devam ediyor.
Çevremize baktığımızda birçok vakıf eseri tüm vefasızlığa rağmen hizmetlerini sürdürüyor.
Yıllardan beri ülkemiz başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde çektiğimiz ve çok sayıda TV kanalında yayınlanan Devri Alem Belgesel TV programlarımızı, İlim Kültür Tarih Araştırmaları Vakfı kültür hizmeti olarak belgesel haline getirip, gelecek neslimize emanet etmekteyiz.
Devlet ve millet olarak keşke vakıflara biraz daha önem verip, vakıf kurmayı ve vakıf mallarını korumayı teşvik etsek.
Daha önce başbakanlığa bağlı olan Vakıflar Genel Müdürlüğü bugün Kültür ve Turizm Bakan Yardımcılığına bağlandı.
Yeni anayasanın konuşulup tartışıldığı bu dönemde yeni anayasada Vakıflar Genel Müdürlüğünün anayasa koruması atına alınarak, Vakıflar İdaresi Başkanlığı adı ile daha önce Başbakanlığa bağlı olduğu gibi Cumhurbaşkanlığına bağlanmalı.
Devri Alem Belgesel TV Programı olarak birçok TV kanalında yayınlanan Vakıf Tarihi belgeselimizi sizlerle paylaşıyorum.
https://m.youtube.com/watch?v=fshKILJ3-10
Kıbrıs’ta Vakıf İdaresi Başkanlığı
Türkiye’de Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür Bakan Yardımcılığına bağlı konumda var olma mücadelesi verirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Vakıflar İdaresi Başkanlığı asırlardan beri vakıflara hizmet vermekte. Kıbrıs’ın tüm yönetimindeki vakıf, Türk mallarını korumakta.
Kıbrıs Vakıf İdaresi Başkanlığı ile ilgili İKTAV olarak, Kıbrıs’ta çektiğimiz belgeseli sizlerle paylaşıyoruz.
https://m.youtube.com/watch?v=I_2p9MwRDRY
***
Anadolu’da kurulan ilk vakıf
Anadolu’da ilk vakıf 1048 yılında Erzurum Pasinler’de kuruldu.
Anadolu’da ilk vakfın Malazgirt Zaferi’nden 23 yıl önce kurulması ve Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşunu 1048 olarak kabul etmesi devlet de devamlılığı gösteriyor.
Selçukludan Türkiye Cumhuriyeti’ne Vakıf Medeniyeti ve Canik Dağları'nda Örnek Bir Vakıf
Türk İslam tarihinde vakıf kültürü çok önemlidir. Vakıflar ve vakıf malları kutsal görülmüş ve korunmuş, vakıf mallarına el uzatıp tecavüz edenlerin ocaklarının söneceğine inanılır. Türkiye Devleti'nin temel kuruluşlarından olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün logosunda 1048 tarihi yazılmakta. Türkler ilk vakfı, Malazgirt Zaferi'nden yıllar önce 1048 yılında Selçuklular tarafından Erzurum Pasinler'de kurmuş. Türkiye Devleti Vakıflar Genel Müdürlüğü logosuna 1048 yılını yazarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kuruluş tarihini 1048 olarak kabul etmiş.
Konuyla ilgili Gebze Gazetesi ve Gazete Gebze’de, Belgeselcinin Not Defteri köşesinde yayınlanan makalelerimi sizlerle paylaşıyorum.
Canik Dağları'nda 609 yıllık örnek bir vakıf
Değerli arkadaşım Erdoğan Erdoğdu'nun Tokat-Ordu arasında, Canik Dağları zirvesinde, Reşadiye taylarında 609 yıl önce kurulan Esleme Hatun Vakfı ile ilgili paylaşımını sizlerle paylaşıyorum.
TOKAT VE ORDU BÖLGESİNDE KURULAN EN ESKİ VAKIFLARDAN CİMİ DEDE - CİMİTEKKE VAKFI VE VAKFIN BAĞIŞÇISI ESLEME HATUN VE VAKFİYESİ
Tokat ve Ordu tarihine ışık tutan Cimitekke Vakfı, vakıf belgesi ve Cimi Dede Türbesini yerinde görmek ve saha araştırmasını sürdürmek üzere Cimitekke Belediye Başkanı Kaya Gül’ün Misafiri olarak Cimitekke’deyiz. Organizasyona, araştırmacı yazar Erdoğan Erdoğdu öncülüğünde, bölge hakkında değerli araştırmalar ve çalışmalar yapan Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Necati Demir Hoca'nın ilmi başkanlığında ve Devri-Alem Belgesel Yapımcısı İsmail Kahraman, Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cemal İncesoyluer, Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı vekili Cahit Açıkkapı, Tokat Vakfı Başkanı Salih Tanrıverdi, Gazeteci İsmail Avşar ve Emiroğulları Beyliği Proje Koordinatörü Muzaffer Günay ile birlikte tarih konusunda uzman birbirinden değerli isimler katıldı.(Kaynak: Gebze Gazetesi)
***
Halamın Vakıf Vasiyeti
İlk kez vakıf sözcüğünü ilk okul yıllarımda rahmetli halamdan duymuştum. Bizim köyümüz, bugün Giresun Espiye ilçesine bağlı Soğukpınar beldesi Fatih Sultan Mehmet döneminde Trabzon vilayetine bağlı Bayramoğlu adı ile Torul kazasının bağlı nahiye merkeziydi.
Vakıf eseri olan Cami ve medrese bulunmaktaydı. Medreseyi köyün ağası yıkmış, taşından kendisine ev yapmıştı.
Rahmetli halam Fadime, okula gidip gelirken bizi uyarır ve medrese ve caminin yanından geçtikten sonra ayağımızın tozunu silerek eve vakıf toz ve çamuru getirmememizi isterdi.
Vakıf yerinin tozu ve çamuru bile evleri virane eder, ocakları söndürür ve dağıtır diyerek bizleri uyaran halamın ne kadar haklı olduğunu gördüm.
Vakıf eseri medreseyi söküp taşından ev yapılan bina, bugün virane halinde boş ve yıkık durumda.
Evet, bugün devlet ve millet olarak bize düşen görev, vakıf mallarını koruyup gelecek kuşaklara emanet etmeliyiz.