Son 10 yılda Türk medyasında müthiş bir değişim yaşandı. Belki de tarihin en kara dönemini yaşıyor.

Şu isimler size ne ifade ediyor?

Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Tufan Türenç, Cüneyt Ülsever, Özdemir İnce, Mine Kırıkkanat, Nuray Mert, Ece Temelkuran, Yıldırım Türker, Serdar Akinan, Banu Güven, Ruşen Çakır, Uğur Dündar, Çiğdem Anat, Haluk Şahin, Hasan Cemal, Mehmet Altan, Ayşenur Aslan, Yavuz Baydar, Can Dündar…

Evet, iktidar baskısıyla gazetelerinden, televizyon kanallarından uzaklaştırılan gazetecilerin sadece bir bölümü… Tanınmışları diyelim…

Soner Yalçın, Nedim Şener, Ahmet Şık, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan… Bunlar da çeşitli nedenlerle cezaevine atılanların sadece birkaçı…

Temmuz 2013 itibarıyla Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan 6’sı imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü 67 gazeteci var. 123 gazeteci de tutuksuz yargılanıyor. Son olarak Ergenekon davasında toplam 22 gazeteci, altı yıldan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına kadar uzanan mahkumiyetler aldı.

Gezi eylemleriyle birlikte baskı doruğa ulaştı. Medya her ne kadar Gezi olaylarını görmezden gelmeye çalışsa da vicdan sahibi, omurgalı meslekdaşlar da vardı. Sonuçta, son iki ay zarfında -yani Gezi Parkı olaylarının başlamasından bu yana- en az 75 gazetecinin işine son verildi ya da istifa ettirildi. Başı TMSF’nin el koyduğu, sonradan aniden satılan Show ve Akşam grubu çekti, bu gruptan 27 gazetecinin işine son verildi.

Deneyimli gazeteci Yalçın Doğan 12 Eylül döneminde bile medyada böyle kara bir dönemin yaşanmadığını yazıyor.

“12 Eylül askeri darbe döneminde ben Cumhuriyet Ankara Temsilcisi’yim. Darbe dönemini her yönüyle bire bir yaşadım. Faşist darbe yönetiminde bile, ben bugünkü gibi medyaya baskıyı, sansürü, patronlara vergi cezasını, şu gazeteciyi at, bu gazeteciyi al gibi, tek tek gazeteci avı görmedim. 105 yıllık tarihin en kara dönemi. 12 Eylül’de haberlere sansür var, gazete kapatma var, doğru. Bugün gazeteler değil, gazeteciler, köşeler, programlar kapatılıyor. Açıktan, isim vererek, “At bunu” denilerek.”

Peki bunu nasıl yaptı? Yandaşlar zaten vardı. Onunla yetinmediler. Ayrıca medyanın sahibi oldular. İktidar yanlısı iş adamlarına gazete ve TV’ler aldırdılar. Bu da yetmez diğer patronları da medya dışındaki işleri ile sıkıştırdılar. İşlerini engellediler, ihale ya da ruhsat vermediler, vergi cezası kestiler vs… Patronlar da Ankara’dan gelen “O adama niye yazdırıyorsun” baskısına diremedi. Sonuçta yukarıda saydığımız isimlere kapıyı gösterdiler.

Ana medya gruplarının medya dışı işlerini kısaca hatırlatayım mı?

Doğan Grubu (Hürriyet, Kanal D): Enerji, perakende, turizm, finans, sanayi

Demirören Grubu (Milliyet, Vatan): Gaz, inşaat, eğitim, sanayi

Ciner Grubu (Habertürk, Habertürk TV, Show TV): Enerji, madencilik, sanayi, sanayi, hizmet

Doğuş Grubu (NTV, Star TV): Bankacılık, finans, otomotiv, inşaat, turizm, enerji, gıda

Çalık Grubu (Sabah, ATV): Tekstil, enerji, inşaat, finans, telekomünikasyon, madencilik

Ya yola geleceksin, ya da tökezleyeceksin…

Tablodan anlaşılıyor değil mi?


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981