Genelde ‘Biz şöyle iyi yaptık’ söylemlerinin dışında, yazılanlar ve yapılan eleştirilere karşı bir tahammülsüzlük bile gözlüyorum. Biga’da siyasi parti yöneticileri hala yeterince konuşmazken; neyse ki eleştirilere tahammül konusunda epey ilerleme kaydedildi. Bu konuda Bigazete’nin ‘gazetecilik’ başarısı yadsınamaz tabi.
Benim önerim şu:
Yerel gündemle daha sık ilgilenilmeli ve görüş belirtilmeli. Örneğin gazetecilerin haberlerine verilen yanıtların ötesine geçilmeli ve sık sık kent gündemi ile ilgili görüş belirtilmeli. Doğrusu, siyasi partiler sekreterya gibi görev yapmanın ötesine geçmeli. Toplumun sorunlarından uzak siyasilerin, yalnızca siyasi ezberlerine göre hareket etmemeleri gerektiği zaten son aylarda yaşananlarla ortaya çıktı.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile ilgili sıkıntı da aynı.
İnisiyatif kullanabilen, şeffaflık ilkesine sahip, toplumsal sorunları ayrım gözetmeden irdeleyip özgürce tartışan ve tartıştırabilen, kendisine saygı gösteren gazetecilere saygılı davranmasını da becerebilen...
Demokrasi için aranan bu karakterler değil mi?
Kötü olan siyaset değil, temsil
Halbuki; toplumun sorunlarını iyi tespit edebilmek, gerekli kurumlara iletebilmek, tartıştırabilmek ve çözüm bulmak siyasetçinin temel görevi.
Halkın içinde farklı renklerin meclise yansıyabilmesi de, seçim barajının kaldırılmasıyla ancak mümkün olabilir. Çoğunluğu ele geçiren zaten Hükümet olup dilediğini yapıyor, gerisi TBMM’de kalıyor. Böyle bir tabloda meclisteki renk cümbüşünün kime ne zararı var?
Kulis: MHP’den 2 bomba aday...
Son söz: Nazım Hikmet’ten...