Araştırmacı gazeteci ve belgeselci olarak, tarihe not düşme adına, Türkiye’nin tarihi günler yaşadığı şu günleri kaleme almaya ve yorumlamaya devam ediyoruz. Türkiye’nin en önemli gündem Maddelerinden birisi hiç kuşkusuz Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı konusu.

   11.Cumhurbaşkanı ve 56.Hükümetin Abdullah Gül, Türk siyasetinin en önemli sembol isimlerinden birisi. Sayın Gül’ü gençlik yıllarından beri tanır ve yakından takip ederim. Refah Partisi’nde değişim hareketini başlatan isimlerin başında gelir Abdullah Gül. O günlere geri gittiğimizde Anayasa Mahkemesi’nin Refah Partisi’ni kapatma kararının alınmasının ardından merhum Erbakan siyasi yasaklı olmuş, Fazilet Partisi Kurulmuş ve Gelenekçi-Yenilikçi ayrımı başlamıştı. Yenilikçi kanadın en önemli ismi olan dönemin Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, Merhum Erbakan’ın işaret ettiği Recai Kutan’a karşı kongrede aday olmuş, az farkla kaybederek Türk siyasetinin yeni figürlerinden birisi olmuştu. Fazilet Partisi’nin de Refah Partisi’nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatılmasıyla partide ki ayrışma iki parti kurulmasıyla neticelenmişti. Yenilikçi kanadın önemli temsilcisi sayın Abdullah Gül, sayın Erdoğan ile beraber hareket ederek AK Parti’yi kurup, Türk siyasetinin son 16 yılına damga vurdular. Sayın Gül, AK Parti hareketi ile beraber önce Başbakan oldu, ardından Dışişleri bakanlığı yaptı ve çok sıkıntılı bir seçim süreci sonrası 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı. AK Parti’nin kuruluş günlerini yakından bilen bir gazeteciyim. AK Parti’nin kuruluşunun gerçekleştiği Eskihisar Otel Atabay’da ki toplantıları takip etmiştim ve sayın Gül de bu toplantılara katılanlar arasındaydı.

FEDAKARLIKTAN RAKİPLİĞE Mİ?

Çok eskiye dayanan Erdoğan-Gül dostluğu, bugünlerde yerini gördüğümüz kadarıyla soğuk rüzgarlara bıraktı. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Erdoğan’ın karşısına, Muhalefet Abdullah Gül’ü aday çıkarmak istiyor. Kulislerde günlerdir Gül’ün aday olup olmayacağı konuşulurken, Gül cephesinden henüz net bir cevap gelmiş değil. Gördüğümüz kadarıyla AK Parti tabanında Gül’ün bu sessizliğine ve adaylık ihtimaline tepki var. CHP üst yönetimi Gül’e sıcak baksa da, parti tabanı istemiyor, çatı aday formülüne de İYİ Parti’nin adayı Meral Akşener kapıları kapattı. Bu durumda sayın Gül ne yapacak? 2003’de Erdoğan için Başbakanlık koltuğunu feda eden Gül için, Erdoğan’da 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı koltuğunu feda etmiş ve “Adayımız, Abdullah Gül kardeşimizdir”demişti. 24 Haziran’da sayın Abdullah Gül acaba Erdoğan’ın karşısında aday olacak mı, yoksa aday olmayıp Erdoğan’a destek mi verecek? Gerçekten bütün Türkiye bu sorunun cevabına kilitlenmiş durumda. Erdoğan cephesinden oy alabilecek tek kişi olarak görülen Abdullah Gül’ün nasıl bir adım atacağı, büyük ölçüde 24 Haziran seçimlerinin de belirleyicisi olacak.  tarihi günler yaşadığımız şu günlerde, gerçekten atılan her adım tarihi bir nitelik taşıyor.   Gözler bugün Abdullah Gül’ün düzenleyeceği toplantıya çevrilmiş durumda ve Gül’ün kararı merakla bekleniyor.

BAKAN VE VEKİLLERİMİZ SİYASİ HATIRALARINI YAZMALI

Türkiye'de en çok anı kitapları okunuyor. Yapılan araştırmalarımız, otobiyografik ve anı kitaplarının çok okunduğunu gözler önüne serilse de ne yazık ki ülkemizde bu konuya yeterince önem verilmiyor. Ne yazık ki tarihe şahitlik ve hatta çoğu zaman tarihi birebir yazan siyasilerimiz hatıralarını yazmıyor.

Geçtiğimiz günlerde Meclis’de ziyaret ettiğim Milletvekillerinden, hatıralarını yazmalarını istedim. Her fırsatta Milletvekillerimi ve Belediye Başkanlarımızdan anılarını yazmalarını ve ileride bir gün bunları kitap olarak yayınlamalarını arzu ediyor, bu konuda hasbelkader yönlendirme yapmaya çalışıyorum. Türkiye 24 Haziran erken seçimlerine giderken, Gazeteci, Belgeselci ve Zaman zamanda azda olsa Siyasete merak sarıp, AK Parti Kurucular Kurulu üyesi ve eski bir milletvekili adayı olarak yaşadığım siyasi anılarımı sizlerle paylaşarak, tarihe not düşmek istiyorum.

1980 darbesinden sonra Merhum Turgut Özal tarafından Anavatan Partisi kurulmuş, genel seçimlerde ANAP’dan Kocaeli İl Genel Meclisi üyesi seçilmek için evraklarımı hazırlayıp başvurmuştum. Gebze İlçe seçim kurulu o dönem seçilme yaşı olan 25 yaşını bitirmediğim için, evraklarımı bana iade ettiğimde çok üzülmüş, hayal kırıklığına uğramıştım.

Bu gün 18 yaşında gençler milletvekilliği için aday adayı olurken, 34 yıl önce 1984 yılında yaşadığım bu olayı sizlerle paylaşmak istedim.

1974 den 2018 Yılına bir çok anlı şanlı siyasetçi görüp, tanıdım. Keşke bu siyasilerimiz hatıralarını yazarak, bu gün genç siyasetçilerimize örnek olup, yol gösterselerdi. İnsan oğlu eserleri hizmetleri ve anıları ile yaşar.

Baki kalan gök kubbede hoş bir sedaimiş.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981