Tarihi sevmek için coğrafya ile dost olmak gerek. Kültür ve medeniyet coğrafyamız çok önemli. Milli ve manevi coğrafyayı bilemeyen tarihini de bilemez. Tarih bilinci coğrafyayı sevmekle başlar. Balkanlar ve Rumeli tarihi bilincine sahip olmayanlar için hiçbir şey ifade etmez. Milli ve manevi coğrafyayı biliyorsanız Rumeli ve Balkanlar kelimesi sizlere çok şey söyler. Hele Rumeli ve Balkanlar coğrafyasını gezdiyseniz… Rumeli ve Balkanlar’da yaşanan olaylara ilginiz varsa heyecanlanırsınız. Rumeli deyince gönül teliniz titrer, kendinizi bir anda kültür coğrafyamızın içinde buluverirsiniz. Coğrafya ses verir, Şairlerin şiiri ile sizlere uzaklardan seslenir, yanık Rumeli türküleri diyardan diyara götürür bazen Tuna boylarına bazen Vardar ovasına bazen maya dağına çıkarır. Hele, bir şiir var ki mısralarını söylediğimizde hüzünlenir duygulanırsınız yüzlerce yıllık Osmanlı medeniyetini ve dedelerimizi hatırlarsınız. İşte o şiirlerden birisi.
Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler
Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar
Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan’dan beri
Üsküp’te, Estergon’da, bir atar damar gibi
Davullar, zurnalar ve serhat türküleri…
Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları’na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne’den Kars’a kadar.
Değerli Kültür adamı Yavuz Bülent Bakilerin dediği gibi vatanımız “Edirne’den Karsa kadar değil, Avrupa’dır Asyadadır. Avrasya ve Rumeli deyince akla önce İstanbul gelir. Çünkü Avrasya’nın merkezi, kalbi, gönlü ve bağlantı noktası, İmparatorluklar başkenti İstanbul’dur. 8 bin yıllık tarihi geçmişi ile İstanbul sadece Avrupa ve Asya kıtalarına başkentlik yapmaz Türk İslam medeniyetinin de İstanbul başkentidir.
Tuna nehri Avrasya’nın Avrupa’nın sınır çizgisi olmuş, Yahya Kemal’in ifadesiyle “Türk’ün gönlünde dağ var ise Balkan, nehir var ise Tuna” der. Balkan dağları ve Tuna kültürümüzün de sınır çizgisidir. Adriyatik sahilleri, Bosna Viyana kapıları Osmanlı medeniyetinin Balkanlardaki Serhat bölgeleriydi. Bugün Balkanlarda medeniyet ve kültür tarihimizin izleri bütün vefasızlığa rağmen tüm ihtişamı ile dim dik ayaktadır.
Evet Avrasya ve Rumeli deyince tarihin ihtişamlı geçmişini hatırlayıp kültür coğrafyasına yolculuğa çıktık. Avrasya ülkelerinde kurulan Göktürk devletin den Karahanlılar’a, Gazneliler’den Selçuklulara, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne onlarca devletin muhteşem eser ve hizmetlerini hatırlamış olduk. Avrasya ve Rumeli ile ilgili ne kadar anlatıp söylesek az. Avrasya, Avrupa ve Asya kıtalarını kısaltılmış ve tek kelimede toplanmış bir ad değil. Binlerce yıllık kültür ve medeniyet tarihimizin birleşesidir.
Balkan ülkelerini gezerek tarihe not düşüp zamana bir kez daha noterlik yapacağız. Değerli gönül insanı ve kültür adamı Yavuz Bülent Bakilerin “Bizim Türkümüz “ adlı şiiri ile sizleri Balkan Ülkelerinde yolculuğa çıkartıyoruz.
Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.
Kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vurur
Sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz
Zulüm bir hançer gibi içimize oturur
Bir mağara devrinden arta kalan insanlar
Kerkük'te kan kusturur...
Uzar gider bir sessizlik içinde
Bir uçtan bir uca Türkistan toprakları
Beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarına
Çöreklenir yedi başlı kızıl yılan
Baş kaldırsa esarete yeni bir Osman Batur Han
Bebekler bile vurulur beşiklerinde
Kana boyanır Türkistan.
Basmış kanlı çizmeler toprağına bir defa
Çiğnenmiş kara kalpaklar, temiz duvaklar
Susmuş minarelerinde mübarek ezan
Prangaya vurulmuş bir mahkûm gibi çaresiz
Boynu büküktürkülerde güzelim Azerbaycan.
Bir kanlı ağıt söylenir şimdi Kırım'da
Biz duyarız Kırım'ın öldüren feryadını
Bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız
Kırım topraklarına Kırım Türkünün adını.
Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler
Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar
Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan'dan beri
Üsküp'te, Estergon'da, bir atar damar gibi
Davullar, zurnalar ve serhat türküleri...
Yüzyıllardan beridir Altaylardan Tuna'ya
Bizim türkülerimizdir söylenen
Konuşan dil, bizim dilimizdir
Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir
Kilimlerimizdir...
Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız
Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan
Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.
Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar. Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir
Kilimlerimizdir…
Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız
Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan
Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.