banner1142
 Tarihi sevmek için coğrafya ile dost olmak gerek.  Kültür ve medeniyet coğrafyamız çok önemli. Milli ve manevi coğrafyayı bilemeyen tarihini de bilemez. Tarih bilinci coğrafyayı sevmekle başlar. Balkanlar ve Rumeli tarihi bilincine sahip olmayanlar için hiçbir şey ifade etmez.  Milli ve manevi coğrafyayı biliyorsanız Rumeli ve Balkanlar kelimesi sizlere çok şey söyler. Hele Rumeli ve Balkanlar coğrafyasını gezdiyseniz… Rumeli ve Balkanlar’da yaşanan olaylara ilginiz varsa heyecanlanırsınız.  Rumeli deyince gönül teliniz titrer, kendinizi bir anda kültür coğrafyamızın içinde buluverirsiniz. Coğrafya ses verir, Şairlerin şiiri ile sizlere uzaklardan seslenir, yanık Rumeli türküleri diyardan diyara götürür bazen Tuna boylarına bazen Vardar ovasına bazen maya dağına çıkarır. Hele, bir şiir var ki mısralarını söylediğimizde hüzünlenir duygulanırsınız yüzlerce yıllık Osmanlı medeniyetini ve dedelerimizi hatırlarsınız. İşte o şiirlerden birisi.
Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler

Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar

Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan’dan beri

Üsküp’te, Estergon’da, bir atar damar gibi

Davullar, zurnalar ve serhat türküleri…

Bizim türkümüzde gurbet var artık.

Hasret var, yürek var, toprak var balam

Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar

Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları’na dek uzar

Kim demiş vatanımız Edirne’den Kars’a kadar.

Değerli Kültür adamı  Yavuz Bülent Bakilerin dediği gibi vatanımız  “Edirne’den Karsa kadar  değil, Avrupa’dır Asyadadır.  Avrasya ve Rumeli deyince akla önce İstanbul gelir. Çünkü Avrasya’nın merkezi,  kalbi, gönlü ve bağlantı noktası, İmparatorluklar başkenti İstanbul’dur. 8 bin yıllık tarihi geçmişi ile İstanbul sadece Avrupa ve Asya kıtalarına başkentlik yapmaz Türk İslam medeniyetinin de İstanbul başkentidir.

Tuna nehri Avrasya’nın Avrupa’nın sınır çizgisi olmuş, Yahya Kemal’in ifadesiyle “Türk’ün gönlünde dağ var ise Balkan, nehir var ise Tuna” der. Balkan dağları ve Tuna kültürümüzün de sınır çizgisidir. Adriyatik sahilleri, Bosna Viyana kapıları Osmanlı medeniyetinin Balkanlardaki Serhat bölgeleriydi. Bugün Balkanlarda medeniyet ve kültür tarihimizin izleri bütün vefasızlığa rağmen tüm ihtişamı ile dim dik ayaktadır.

Evet Avrasya ve Rumeli deyince tarihin ihtişamlı geçmişini hatırlayıp kültür coğrafyasına  yolculuğa çıktık. Avrasya ülkelerinde kurulan Göktürk devletin den Karahanlılar’a, Gazneliler’den Selçuklulara, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne onlarca devletin muhteşem eser ve hizmetlerini hatırlamış olduk. Avrasya ve Rumeli ile ilgili ne kadar anlatıp söylesek az. Avrasya, Avrupa ve Asya kıtalarını kısaltılmış ve tek kelimede toplanmış bir ad değil. Binlerce yıllık kültür ve medeniyet tarihimizin birleşesidir. 

Balkan ülkelerini gezerek tarihe not düşüp zamana bir kez daha noterlik yapacağız. Değerli gönül insanı ve kültür adamı Yavuz Bülent Bakilerin  “Bizim Türkümüz “ adlı  şiiri ile   sizleri  Balkan Ülkelerinde yolculuğa çıkartıyoruz.

Bizim türkümüzde gurbet var artık.

Hasret var, yürek var, toprak var balam

Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar

Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar

Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.

 

Kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vurur

Sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz

Zulüm bir hançer gibi içimize oturur

Bir mağara devrinden arta kalan insanlar

Kerkük'te kan kusturur...

 

Uzar gider bir sessizlik içinde

Bir uçtan bir uca Türkistan toprakları

Beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarına

Çöreklenir yedi başlı kızıl yılan

Baş kaldırsa esarete yeni bir Osman Batur Han

Bebekler bile vurulur beşiklerinde

Kana boyanır Türkistan.

 

Basmış kanlı çizmeler toprağına bir defa

Çiğnenmiş kara kalpaklar, temiz duvaklar

Susmuş minarelerinde mübarek ezan

Prangaya vurulmuş bir mahkûm gibi çaresiz

Boynu büküktürkülerde güzelim Azerbaycan.

 

Bir kanlı ağıt söylenir şimdi Kırım'da

Biz duyarız Kırım'ın öldüren feryadını

Bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız

Kırım topraklarına Kırım Türkünün adını.

 

Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler

Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar

Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan'dan beri

Üsküp'te, Estergon'da, bir atar damar gibi

Davullar, zurnalar ve serhat türküleri...

 

Yüzyıllardan beridir Altaylardan Tuna'ya

Bizim türkülerimizdir söylenen

Konuşan dil, bizim dilimizdir

Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir

Kilimlerimizdir...

 

Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız

Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan

Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla

Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.

 

Bizim türkümüzde gurbet var artık.

Hasret var, yürek var, toprak var balam

Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar

Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar

Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar. Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir

Kilimlerimizdir…

Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız

Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan

Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla

Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.

 
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981