Bana soracak olursanız bu işler sizle bizle olmaz. Ama demişler bir kere, demişsiniz. Anlaşılmak için ‘’siz’’in dilinizden konuşuyorum.

Biz. Bizim ihtiyaçlarımız var. Biz mutsuzluğu bağırmalıyız. Bağırmalıyız, kulaklarınız sesimizi duymalı, duymalı ki mutsuzluk bizim evrenimizden çıkıp hepimizin olmalı. Kolektif bir mutsuzluğa ihtiyacımız var diyorum. Duyuyor musunuz?

Tıkamayın kulaklarınızı. Ama tutuyorsunuz ağzımızı, yapmayın bunu. Biz sizi hiç suçlamadık. Yemin ederim ki suçlamadık. Kim bakıyor, hükûmet mi bakıyor bu işlere? Bakmıyor ama işte kimse. Onlar bize bakmayınca siz de bizim yüzümüze bakmıyorsunuz.

Ah nasıl da tırnaklarımızı yiyoruz. Sırtımızda kayalar var, yarının yüküyle geziyoruz. Borçlarımız ve ihtiyaçlarımız var. Düğünümüz, derneğimiz yok. Hiç saçımızı da yaptırmıyoruz. Annelerimiz ittiğinde aynaya bakıyoruz. Bilmiyorlar, yine küsüyoruz. Bazen akşamları eve çikolata getiren bir babaya da ihtiyaç duyuyoruz. Neden olmasın ki, siz çocuklarınıza oyuncak bile alıyorsunuz. Bizim çocuk odamız yok. Sesli söylüyorum, duymuyorsunuz. Neden duymuyorsunuz çok mu havada burunlarınızla kulaklarınız?

Ah ama tutuyorsunuz ağzımızı, yapmayın bunu.

Anlamaya çalışın. Ama doğru ya, hangi birimizi? Akrabanız değiliz, tanıdığınız da. Göz göze geliyoruz sadece. Gözlerini kaçıran taraf siz oluyorsunuz. Aferin utanıyorsunuz. Biz değil siz utanmalısınız bunu biliyorsunuz.

Ben mendil satıyorum. Ayakkabım yok. Bir çocuk sevindirici olan oyuncağım hiç olmadı. Siz benden mendil almadınız. Siz bunları bilip, bilmezlikten geliyorsunuz. Göz göze geliyoruz sadece. Gözlerini kaçıran taraf siz oluyorsunuz. Sonra gece oluyor.

Ben de sizi anlamaya çalışıyorum; evet siz. Hangi birimize? Anlamaya çalışıyorum. Anlamaya çalışmak uykusuzluktur. Uykusuzluk, bir çaba sonucu belirir. Çaba, uğraşmaktır. Uğraşlar, pes edilmediği sürece sonuç verir. Bazı sonuçlar yoktur. Sonuçsuz çabalar uykusuzluk yapar. Uykusuzluk da çirkinlik yapar. Siz çirkine güzel yer vermezsiniz. Siz uykularını almış yakışıklılar, çirkine iş de vermezsiniz. Benden mendil de almazsınız. Siz hep bir şeyleri yapmazsınız.

Yapmazsınız, çünkü işiniz gücünüz vardır sizin.

Bunları size hiç söylemedim. Benim cümlelere dökülemeyen hislerim ve aramızdaki bu uçurumu kabullenememe koleksiyonum var. Bunun adına umut diyebiliriz.

Evimizin soğukluğu kömür alamadığımızdan değil. Aslında ben çikolatasında da değilim. Ben elde ayaktayım. Ben bu yoksulluğu yaratan yoksunluğunuzun vicdanıyım. Sizin yerinize sızlıyorum. Allah elden ayaktan kesmesin.


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981