Devlet adamı olmak, çok önemli. Nice yetkili ve yöneticiler tanıdık ki aradan uzun yıllar geçse de devlet ve millete yaptığı hizmetlerle gönüllerde taht kurup, ebediyen hayırla, minnetle, şükranla yad edildiler. Nice yetkili ve yöneticiler var ki, daha görevleri başında ve görevleri bitmeden unutuldular. Gazetecilik hayatı boyunca bunlara hep şahitlik yaptık. Önemli olan makam ve mevkilerini devlet ve milletin hizmetine tahsis edip, kubbede hoş seda bırakabilmek.
Gebze, bugün önemli bir olaya ev sahipliği yapacak. İlk kez bir kaymakam, yaş haddinden Gebze’de emekliliğe adımını atarak Kaymakamlığa veda edecek. Kaymakam sayın Mehmet Arslan 4 yıl boyunca Gebze’de çok önemli görevler yaptı. Devletimizi çok iyi temsil edip Gebze ve Gebzelilerin hakkını ve menfaatini en iyi şekilde korudu. Bugün, Gebze Kaymakamlığına veda ediyor. Sayın Arslan’ın Gebzelilerin unutmayacağına inanıyorum. Bundan sonraki hayatında kendisine başarılar diliyorum.
Gazetecilik hayatımda ilk kez Kaymakam olarak Şeref Artar’ı tanımıştım. Sonra Atilla Yaşa göreve geldi. Ardından bugünkü sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu’nun babası Abdülkadir Güzeloğlu Gebze’de kaymakamlık yaptı. Peşinden Gebze’den Amasya’ya Vali olarak giden Hayrullah Yıldız, İsmail Üstüner.. Daha sonra Cumhur Ersoy ki bu çok önemli. Cumhur Ersoy, en sıkıntılı dönemde Kaymakam olarak Gebze’de 28 Şubat sürecini yaşadı. Ersoy’un ardından Yıldırım Uçar, ardından Mehmet Emin Avcı ve Salih Karabulut görev yaptı. İsimleri saymakta bile zorlandık. Ne kadar kaymakamın gelip geçtiğini anlattık. Her biriyle dostluğumuz, anılarımız oldu.
Acı da olsa bir gerçek ki Gebze’de izi ve eseri olan maalesef az sayıda Kaymakam var. Onları da siz benden daha iti biliyor ve tanıyorsunuz. Mehmet Arslan bey Gebze’de çok zor dönemde Kaymakamlık yaptı. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi ve diğer sıkıntılı dönemlerin Gebze Kaymakamıydı. İlk kez de Kaymakamlık görevinden emekli olarak veda eden Kaymakam olarak da Gebze tarihine geçti. Kendisine bundan sonraki hayatından başarılar diliyor. Yaptığı hizmetler ve katkılarıyla Gebzelilerin gönlünde taht kurduğuna inanıyorum. Sayın Kaymakamın sizleri unutmayacağız.
----------
Altın Ordu Devleti: 1236-1502
Altın Ordu Devleti bir Türk-Moğol hanlığıdır. Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırmıştı. Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han'a vermişti. Cuci Han'ın küçük oğlu Batu Han, batıya doğru giriştiği seferlerle bu toprakları genişletti. Cuci'nin toprakları sonradan Batu Han ile ağabeyi Orda Han arasında paylaşıldı. Balkaş ile Aral gölleri arasındaki ve Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Orda'ya verildi. Harezm ve yeni alınan topraklar Batu'un yönetimine bırakıldı. Orda'nın yönetimindeki doğu bölgesine Ak Orda, Batu'un yönetimindeki batı bölgesine de Gök Orda adı verildi. Gök Orda sonradan Altın Orda olarak adlandırıldı. Kavgalarla parçalanan Altın Orda Devleti topraklarında Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Astrahan Hanlığı, Nogay Hanlığı, Sibir Hanlığı kuruldu ve daha sonra Rusya Çarlığı olacak Moskova Knezliği bağımsız kaldı. Moskova Knezliği dışında kalan toprakları Kırım Hanlığı ele geçirdi ve 1502'de Altın Orda Devleti tarihten silindi.
DEVLETİN KURUCUSU BATU HAN KİMDİR?
Batu Han, Cengiz Han'ın en büyük oğlu olan Cuci'nin oğludur. Moğol İmparatorluğu'na bağlı Altın Orda'nın kurucusudur. 1240 - 1255 yılları arasında Altın Orda Devleti'ni yönetmiştir. Lehistan ve Macaristan ordularını yendikten sonra kurduğu devlet Rus toprakları ve Kafkaslarda 250 yıl egemen olmuştur.
-----------
Timur İmparatorluğu: 1368-1501
Timur İmparatorluğu Fars ve İslam medeniyeti unsurları ile Türk-Moğol devlet ve askeri teşkilat unsurlarını bünyesinde barındıranve soyu Türk-Moğol boylarından biri olan Barlaslar'a dayanan Çağatay Emiri Timur tarafından kurulmuş bir Türk-İslam devleti.
Timur İmparatorluğu Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar’ın yıkılmasından sonra Türklerin Türkistan’da kurduğu en büyük devlet olmuş ve bu devirde Türkistan ve Horasan, İslam mimarisi açısından en parlak dönemini yaşamıştır. 15. yüzyılın sonlarından itibaren Türkistan, Harezm, Kırım, Kazan ve Azerbaycan'da Çağatay Türkçesi de yüksek bir kültür dili haline gelmiştir. Dinin, ilim ve sanatın koruyucusu olan Timur; Türkistan’da Türkçenin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında yok olup gitmesini önlemiş ve öne geçmesini sağlamış, Türk edebiyatı büyüme ve gelişme göstermiş, sanat, bilim ve edebiyat dünyası Timur Rönesans’ını yaşamıştır .
DEVLETİN KURUCUSU TİMUR KİMDİR?
Timur İmparatorluğu'nun kurucusudur. Çağatay ulusunu oluşturan kabilelerden Barlaslar'ın reisi olan Turagay ile Tekira Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehr-i-Sebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını kontrol altına alan askeri bir lider olarak kendini gösterdi. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle Orta Asya, Rusya'nın güneyi, Horasan, İran, Azerbaycan, Hindistan, Gürcistan, Irak ve Suriye'yi kapsayan toprakları ele geçirerek 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid'i mağlup edip esir alarak Anadolu'ya hakim oldu. Timur, sağ ayağı aksak kalacak şekilde darbe aldığından dolayı kendisine Farsça Timurlenk, Türkçe olarak Aksak Timur batılılar tarafından ise Tamerlane denilmekteydi. Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde, Çin’e sefere giderken Otrar’da 69 yaşında öldü. Ölüm sebebi kulunç idi. Hemen, Semerkand’a getirilerek torunu Halil Sultan tarafından, daha önce ölmüş olan torunu Muhammed Sultan’ın Ruh Abâd yakınlarındaki medresesine defnedildi.