Geçtiğimiz günlerde Gebze’de Kocaeli Valisi H. Basri Güzeloğlu başkanlığında bir koordinasyon merkezi toplantısı yapıldı.
Toplantının tamamını olmasa da büyük bir kısmını takip ettim. Yapılan ilçe koordinasyon toplantısından öne çıkan başlıklar gazetemize gündeme getirdik.
Ben size Kocaeli Valisi H. Basri Güzeloğlu’nun toplantıda ki çıkışlarından ve yönetim tarzından bahsetmek istiyorum.
Özellikle Sedaş konusundaki takipçi tavrı ve ‘En iyi tahsilatı Gebze ve bölgesinden yapıyorsanız, en çok yatırımı da buraya yapmanız gerekir’ şeklindeki talimatını duyunca… Tamam dedim. İşte bir Vali tamda böyle olmalı.
Kocaeli Valisi H. Basri Güzeloğlu ile ilimize atandığında ilk görüşen ve ilk röportajı yapan gazeteciyim. Telefonda 10 dakikaya yakın sohbet edip hem düşüncelerini almış hem de yönetim anlayışı ile ilgili birkaç bilgiye sahip olmuştum.
O gün ‘İnşallah düşüncelerimde pişman olmam’ şeklindeki yazımı, bugün ‘Vali hakkında ki düşüncelerim hala geçerli’ şeklinde güncelleyebilirim.
Biz halka uzak, halktan kopuk yönetim anlayışını o kadar çok benimsemişiz ki, Valimiz H. Basri Güzeloğlu gibi yöneticileri görünce şaşırıyoruz.
Aslında onlar sadece işini yapıyor.
Ama layığı ile yaptıkları için farklarını ortaya koyabiliyorlar.
‘Bürokrasiyi biraz hızlandırmamız gerekiyor’ diyen Vali Güzeloğlu, bire bir görüşmelerle işinizi takip ederseniz, daha iyi sonuç alırsınız önerisinde bulunuyor.
Anladığım kadarıyla tarihe de ayrı bir önem veriyor valimiz…
Gebze konusunda ki tavrı ise beni oldukça heyecanlandırdı.
Çünkü bölgemiz yıllardır hak ettiği değeri alamayan, İzmit’tin kötü bakışları arasında gelişmeye çalışan bir bölgeydi.
Vali Güzeloğlu’nun düzenlediği bu toplantıda kullandığı; “En yüksek tahsilatı buradan yapıyorsanız en çok yatırımı da buraya yapmanız gerekir. Hesap açık bir şekilde ortada” şeklinde Sedaş’a hitaben söylediği sözleri hiç unutmayacağım.
Uzun lafın kısası Valimiz iş yapıyor…! Bizlerin görevi ise ona sahip çıkmak ve arkasında durmaktır.
SİYASİ KARMAŞA!
Ben bu satırları kaleme alırken ülkemizde koalisyon hükümeti hala kurulamamıştı. MHP kapıları görüşme yapmadan kapatmış, HDP ise koalisyonda yeri olmayacağını en başından dile getirmişti.
Cumhuriyet Halk Partisi ile yapılan görüşmelerde masaya yatırılan kriterlerin ise siyaseten hiçbir olur yanı yok.
Türkiye bir yandan siyasi karmaşanın içerisinden çıkmaya çalışırken, diğer yandan da terör olaylarıyla karşı karşıya kalıyor.
Bunun çözümü en kısa sürede kurulacak bir koalisyon hükümetidir.
Kriterlerde uzlaşı sağlanamasa bile AK Parti ve CHP bir araya gelerek geçici bir hükümet kurmalı ve ülkemizi 6 ay olmasa bile belirlenecek ve en az zararla atlatılabilecek bir tarihte erken seçime sağlıklı bir şekilde taşımaları gerekir.
Eğer Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan üzerinden kriter koymaya ve koalisyona yanaşmamaya kalkar ise bundan siyasi zararla çıkacaktır.
Yaşadığımız bu süreçte her siyasi partinin elini taşın altına koyması, gerekiyor ise politikalarından da taviz vermesi gerekiyor.
Aksi halde, Türkiye’de yaşanacak krizden hepimiz zarar görürüz.
Başlayan terör olayları bunun örneğidir.
Velhasıl kelam, biraz da siyasi gelecek için değil, ülkenin menfaatleri için siyaset yapılmalı!
En azından yaşadığımız bu süreçte…