1960 darbesiyle başlayan, 1970’lerde zirveye çıkıp binlerce insanımızın sağ-sol çatışmalarında hayatını kaybettiği sürecin 1980 yılında darbeyle sonuçlandığı 12 Eylül’ün 35.yılını yaşıyoruz. Türkiye yıllarca şu soruyu sordu: “12 Eylül günü duran kan, 11 Eylül günü niçin akıyordu?” Her ne kadar 12 Eylül 2010’da yapılan referandumla darbe anayasasında değişiklikler yapılsa da, darbe sonucunda bir çok insan yıllarca mağduriyet yaşadı. bir çoğu ailesinden ve sevdiklerinden koparıldı, darbeyi yapan Kenan Evren kendince adaleti “Bir sağdan, bir soldan” asarak sağladı! “Asmayalım da besleyelim mi sözü tarihe geçti!”dedi.
12 EYLÜL’ÜN BALANÇOSU
Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü.12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. Bu süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, ağır işkencelerden geçirildi, 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. 171 kişi işkenceden öldü. 144 kişi cezaevlerinde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci silahla öldürüldü. Derneklerin, partilerin, Türk-İş dışındaki sendikaların faaliyeti durduruldu. Varlıklarına el konuldu. Üniversite akademisyenlerinden 5000 kadarı görevden alındı, güvenlik soruşturmasına tabi tutuldu. Belediye başkanları görevden alındı, yerine sıkıyönetim atama yaptı.