Türkiye’nin önemli tatil merkezlerinden biri olan, kayak turizminde adından söz ettiren ve İstanbul’a en yakın kayak merkezlerinden biri olan Kartepe bölgesi tam anlamıyla sahipsiz. Tek otelin faaliyet gösterdiği, tam anlamı ile tekelci bir zihniyetin hakim olduğu Kartepe Kayak Merkezi bölgesi Kocaeli’nin ve Kartepe’nin prestijine de zarar veriyor.
Çok büyük emeklerle kurulan, devletin trilyonluk teşviki ile faaliyete geçen Kartepe kış sporları merkeziyle ilgili başta Kocaeli Valimiz Sayın Hasan Basri Güzeloğlu ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’na çok büyük görev düşüyor. Valimiz ve başkanımız bölge ile ilgili ciddi bir araştırma ve inceleme yapmalılar.
KARTEPE TAM ANLAMIYLA SAHİPSİZ
Hafta sonu Marmara Gazeteciler Derneği’nin davetlisi olarak Kartepe Kış Sporları Merkezi’ndeydim. Öncelikle çok yoğun ve sıkıntılı bir trafik ile karşı karşıya kaldık. Uzun trafik kuyruğu yüzünden 10 dakikalık yola 2 saatte ulaştık. Tesislere daha girmeden adeta deli dumrul misali çok fahiş fiyatta otopark ücreti alındı. Üstelik henüz otelin otoparkına bile girmeden, otopark diyeceğimiz yer olmadan, yol kenarları ve orman içerisine park edilen araçlardan bile fahiş fiyatta hizmet verilmeden ücret alınması gerçekten büyük bir sorumsuzluk. Öncelikle otopark olarak yerler tahsis edilir, bu hizmetin karşılığı olarak ücret alınır. Hem hizmet vermeyeceksiniz, hem de kendi alanınız dışındaki bir alandan ücret almaya çalışacaksanız. Bu ücreti kim, neden alıyor? Bu konuda Sayın Valimiz bir inceleme yaptırmalıdır.
KAYAK MERKEZİ TESİSLERİNDE CURCUNA
Sisin tam anlamı ile hakim olduğu kayak merkezi tesislerinde kayak aletleri ile kayanlar, çocukların kaydığı kızaklar, oturanlar tam anlamıyla ciddi şekilde can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. Büyük bir kargaşa ve curcunanın hakim olduğu kayak bölgesinde sisten göz gözü görmediği halde kayak merkezlerinin açık olması tehlikeye davetiye çıkartıyor. Elinde megafonla bir kişi buraya düzen vermeye çalışırken ortada hiçbir güvenliğin olmaması ise sorumsuzluğu gösteriyor.
TUVALETLER PERİŞAN
İnsanların en önemli ihtiyacını giderdiği lavabo ve tuvaletler ise tam anlamıyla perişanlık içerisinde. Kırık klazötler, etrafın pisliği insanı gerçekten üzüyor. Kısa bir süre oradaki vatandaşlar ile yaptığımız konuşmada herkes bu durumdan şikayetçiydi. İstanbul’dan geldiği anlaşılan bu insanlar direk Kocaeli’deki valilik ve belediye yetkililerini suçluyorlardı. Kendilerine bu bölgeden Valiliğin değil direk Turizm Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu söylesek de durum değişmedi. Onlar yine Kocaeli’yi suçlamaya devam ettiler. Tuvalet ve lavabonun görüntülerini de çekerek kayıt altına aldım. İstenilirse valiliğe bu görüntüleri verebiliriz.
GIDA SATAN YERLER DENETLENİYOR MU?
Dört yıldızlı turistik tesis olan otel elbette değişik zamanlarda denetleniyordur. Turistlik beldeye sahip olduğu için yanlış bir şey yaptığını da ihtimal vermiyorum. Ancak kayak merkezi içerisinde gıda maddesi, sucuk ekmek ve köfte satanlar ne kadar denetleniyor bilmiyorum. Fakat hijyenik bir ortamda satış yapmadıkları belli. Yaptığım kısa araştırmada çalışanların birçoğu yabancı uyruklu olup, Türkçe bile bilmiyorlar. Bu konu üzerinde ciddi olarak durulması gereken, öncelikle birinci dereceden Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ni ilgilendiren bir husus. Büyük bir sıkıntı ile bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler ne yiyip, ne içtiğini bilmeliler.
KOCAELİ’NİN PRESTİJİNE ZARAR VERİYOR
Bölgede hem kamera görüntüleri ile belgesel çektim hemde vatandaşlar ile konuştuk. İstanbul’un en yakın merkezinde olan Kartepe Kayak Merkezi, Kocaeli için çok büyük bir prestij ve ilimizin çok önemli bir marka değeridir. Buranın öncelikle Kocaeli’liler kıymetini bilip, sahip çıkmalı. Kartepe Belediyesi yetkilileri ile yaptığım görüşmede onlarında buradan şikayetçi olduğunu öğrendim. Kendileri, “Biz belediye olarak hiçbir yaptırım yetkisine sahip değiliz” diyorlar. Bu bölgenin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı ilgilendirdiğinden söz ettiler.
Aslında hiçbir mazerete sığınmamamız gerekiyor. Yasal olarak bölgenin denetiminden Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumlu olabilir. Ancak bu bölge Kocaeli’ye bağlı. Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli basını ve Kocaeli kamuoyuna büyük sorumluluk düşüyor. İlimizin marka değerine sahip çıkmalıyız. Buradaki yanlışlık ve aksaklıkların üzerine giderek çözmeliyiz.
OTELDE ULUSLARARASI TOPLANTI
Gazetecinin boşa geçireceği zaman yoktur. Dünyanın neresinde olursa olsun gazetecilik görevini hep yapmaya çalıştım. Kartepe Kayak Merkezi ve otelini inşaatının başladığı günden itibaren takip ettim. Dört yıldızlı otel gerçekten Kartepe bölgesine yakışıyor. Mimarisi ile de çok hoş. Otel de Birleşmiş Milletler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından düzenlenen, Kocaeli Milletvekili R. Sezer Katırcıoğlu’nun öncülük ettiği, “Kadınlara Pozitif Ayrımcılık” konulu programı da takip ettim. İsterseniz toplantıyla ilgili ayrıntılı haberle bugün ki yazımızı noktalayalım.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, "Kadınlar, yarısını oluşturdukları toplumu dönüştürme kapasitesini kazandıkça ve kendi hayatlarını etkileyen politikalara etki edebildikçe, diğer alanlardaki kazanımlar da kartopu etkisiyle büyüyecektir" dedi. BM Kadın Birimi, Parlamentolar Arası Birlik (IPU) ve KEFEK işbirliğiyle gerçekleştirilen "Türkiye'de Siyasi Liderlikte ve Siyasi Katılımda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi" kapsamında düzenlenen "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kavramları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden Taranan Yasaların Sunumu" toplantısı, komisyon üyeleri ve yasama uzmanlarının katılımıyla Kartepe'de bir otelde başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Katırcıoğlu, komisyonun kuruluşundan bu yana şiddet, erken yaşta evlilik, başlık parası, eğitim, mobbing, medyada toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın istihdamı, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme gibi pek çok alanda alt komisyonlar kurularak kıymetli çalışmalara imza atıldığını söyledi.
"31 YASA TARANDI"
Katırcıoğlu, komisyonun Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Elverişli Ortamın Teşvik Edilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında, yerel yönetimler, aile-kadın-çocuk, eğitim, sağlık, siyasal yaşam, teşkilat kanunları, medya, çalışma hayatı başlıkları altında 31 yasanın tarama çalışmalarını gerçekleştirdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Bu yasa taramaları yapılırken, Türkiye'nin taraf olduğu toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınının güçlenmesine yönelik küresel ve yasal açıdan bağlayıcı ilgili standartlar da göz önünde bulundurulmuştur. Projenin ilk fazında gerçekleştirilen yasa taramalarında, taranan yasalarımızın yeni projemiz kapsamında çıktılarının değerlendirilmesi ve başkaca taranacak yasaların belirlenmesi faydalı olacaktır. Takdir edersiniz ki rapora bağlanan yasa taramalarının pratik hayata dokunabilmesi için öneri ve değerlendirmelerin sizlerin görüşleriyle harmanlanması çok önemlidir. Programımız boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği temel kavramları ve yasa taramaları raporunu sizlerle paylaşmayı arzu ediyoruz. Daha sonraki aşamalarda ise öncelikli yasaların belirlenerek kanun teklifine dönüştürülmesi için hazırlık toplantısı yapmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, sizlerin görüşlerini aldıktan sonra hiç hız kesmeden 2 Şubat’ta kurumların mevzuat hazırlamaktan sorumlu bürokratlarıyla da bir çalışma yapacağız."
KEFEK'in yüksek bir enerjiyle ve şevkle çalışmalarına devam ettiğini vurgulayan Katırcıoğlu, "KEFEK, kuruluşundan bu yana hep azimle, gururla kadınlarımızın hayatına dokunmaya devam ediyor. İnanıyoruz ki bu yolda vazgeçmemek ve inancı hep yüksek tutmak başarının mutlak anahtarı olacaktır" ifadelerini kullandı.
"FİLMLERİN YARISINDA KADINI ÖZGÜRLEŞTİRMEK İÇİM ÇABALADIM"
Toplantıya onur konuğu olarak katılan sanatçı Hülya Koçyiğit de sanatçılık hayatında 200'ün üzerinde film yaptığını ve bu filmlerin en az yarısında kadını özgürleştirmek ve eşit kılmak için çabaladığını ifade etti.
Kadın erkek eşitliği her alanda sağlanmadıkça kalkınmanın mümkün olmayacağını dile getiren Koçyiğit, "Kadın hakları için uğraşmak erkeklere düşman olmak demek değildir. Feminizm hep korkulacak bir şeymiş gibi algılandı toplumda. Türkiye'de bu hareketin öncülüğünü yapan kadınlar çok fazla agresif hatta erkek düşmanı olarak görüldüler. Onlar kadının her alanda özgürlüğünü ve eşitliğini savunuyorlardı. Önemli olan kullandığımız kelime değil bunun arkasındaki niyet. Ben toplumda şanslı bireylerden biriyim ancak bazılarımız benim kadar şanslı değiller. O nedenle 'ülkemde benim hayatımı etkileyen karar ve politikalarda benim adıma kadınların yer almasını istiyorum' diyen kadınlarımıza biraz daha kulak verelim" açıklamasında bulundu.
Konuşmaların ardından basına kapalı olarak devam eden toplantıda, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder yasa taramalarının sonuç raporlarını sundu.