Ben dünyaya gözlerini 1960 darbesi ile açmış bir gazeteciyim. Anacığıma küçük yaşlarda, ben ne zaman dünyaya geldiğimi sorduğumda, İhtilal olup, Menderes indirildiği zaman derdi hep. Ardından öğrenciyken, 1970 Muhtırasını gördük, Asker iken 1980 darbesini yaşadık, gazeteci olarak 28 Şubat, 27 Nisan ve son olarak 15 Temmuz’a şahitlik ettik. Neredeyse her 10 yılda bir darbelerle yüzleşmek Türk siyasi tarihinin acı bir geleneği oldu. Ancak, en hain darbe girişimi olan 15 Temmuz’da Türk Milletinin sokaklara çıkarak, tanklara ve mermilere karşı yazdığı destan, bu ülkede bir daha darbeye yer olmadığının ve o dönemlerin geride kaldığının en güzel göstergesi oldu. 27 Mayıs çok şey ifade eder. Türk Demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi için. 27 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı işlenmiş bir cinayet ve Türkiye halkının seçtiği başbakanın ve Bakanlarının idam edilmesi demektir. Acaba darbe olmasaydı bugün Türkiye ne olurdu sorusu önemli cevap arar. Dünyayı gezen bir belgeselci olarak diyorum ki darbeler olmasaydı, Türkiye bugün çok önemli noktalarda olurdu. Türkiye bugün Avrupa ülkeler gibi gelişmiş noktalarda olurdu. Türkiye uluslararası markalarda çok önemli konuma gelirdi, terörden söz edilmezdi. Her şey 1960 ihtilali ile yaşandı. Çok partili demokratik hayatın önü kesildi, her 10 yılda bir ihtilaller yapıldı, idamlar yaşandı. Tarihten ders ve ibret alınmadı. Keşke alınsaydı.