Çok garip tevafukattan (uygun düşüşten)dir ki, Bediüzzaman'ın 1921 senesinin Ramazan ayında telif etmiş (yazmış) olduğu Lemaat (adlı) eserinin en son beytinin en son satırının en son kelimesi “HİLÂL ve YILDIZ” olarak gelmiştir. İşte Lemaat (adlı) eserinin en son satırı ve “HİLÂL - YILDIZ”la biten son cümle ve kelimesi şöyledir: “Bir zemine (yere) bir semaya (göğe) bakar...
Orada ezhar (çiçekler) ve esmar (meyveler) burada HİLÂL ve YILDIZ.” (Matbu Lemaat, s.48)
Lemaat (adlı) eserinin telifi 1921 Ramazanı'nın ilk hilâlinde başlamış, aynı Ramazan'ın Bayram hilâlinde bitmiştir.
Merhum Abdurrahman bu garip (şaşırtıcı) vak'a (olay) hususunda şunları kaydeder:
“Tesadüf-ü garibedendir ki; Lemaat kitabının tarihi “HİLÂL YILDIZI” çıktı ki, “Necmü edebin velede lihilaley Ramazane”dir. (Ramazan ayının iki hilâli arasında doğan bu eser, bir edeb yıldızıdır.) Hem de tesadüfi olarak kitabın ahirinde (sonunda) da “HİLÂL ve YILDIZ” gelmiş...
(Anlaşılıyor ki, kitabı basan matbaacı forma sonlarını belirtmek için “AY – YILDIZ” amblemini / sembolünü kullanıyormuş. Lemaat kitabının son sayfası formanın son sayfasına denk gelmiş. Metnin son satırı formanın sonundaki ay-yıldız şekliyle yanyana gelmiş. Eserin son satırındaki son kelimeler de HİLÂL YILDIZ kelimeleri ile sonlanıyor. Böylece HİLÂL YILDIZ kelimeleri, formanın bitişini temsil eden AY - YILDIZ işaretiyle yanyana bir durum almış. -M.B.-)
(Ayrıca) tabiatını serbest bırakarak hiç nazım yapmadığı halde; bu kitap tamamen sancak marşının vezni gibidir.
Kitabındaki tesadüfe dair (Bediüzzaman'la) konuşurken, semadaki HİLÂL-YILDIZ, sancak-ı İslâm'ın (İslâm sancağının) resmini tersim etti. (Bayrakta olduğu gibi, AY - YILDIZ karşı karşıya geldi.) Amucama dedim: “Kitabındaki tesadüfü, sahife-i sema (sema sayfası) da tanzir ediyor (benzerini gösteriyor)...” (Nasıl ki, kitabın sonunda HİLÂL - YILDIZ kelimesi, formanın bitimini gösteren AY - YILDIZ amblemiyle aynı yerde yer alıyorsa, tesadüfe / tevafuka / uygun düşüşe bakın ki, o sırada gökte de AY – YILDIZ; bayraktaki gibi karşı karşıya gelmiş durumda. -M.B.-)
Cevaben dedi ki: “Ben zaten tesadüf denilen şeyi kabul etmem. Her şeyde bir hikmet (maksat ve gaye) var...Hem tesadüf, tekerrür etse (tekrarlansa) tesadüf olamaz, bir kasdı ihsas eder (kasdın olduğunu hissettirir.) Kâinat birbiriyle münasebettar (alâkalı ve ilişki içinde)dir: O dakik (ince) münasebetin mânaları var. Vazıhan (açık şekilde) bilmediğimiz için tesadüfle tabir ediyoruz.”
“İşte bütün bunlardan tefe'ül (hayra yormak) çıkıyor ki; i'lâ-i kelimetullahın (Allah kelimesini yüceltmenin) bayrağı olan HİLÂL - YILDIZ bayrağı (yine) te'ali edecek (yükselecek), (yeniden) eski şevketini (büyüklük ve ululuğunu) bulacaktır inşaallah.” (Âsâr-ı Bediiye, s: 679)
Merhum Abdurrahman'ın beyanından da anlaşılan odur ki; Bediüzzaman Hazretleri “Lemaat” kitabını 1921 senesi Ramazan'ının ilk hilâlinde, yani ilk gününde telife (yazmaya) başlamış, çalışmadığı günler hariç, Ramazan ayı içinde yirmi gün zarfında bitirmiş..ve bittiği gün, ikinci hilâl, yani bayram hilâli görününce de sona ermiştir. Böylece bu eserin iki hilâl ortasında telifi tamamlandığı gibi, kitabın son cümlesi de “Burada HİLÂL ve YILDIZ” cümlesiyle bitmiştir.
Çok zeki ve müdakkik (derin) bir âlim olan Abdurrahman Efendi, bu ince sırrı hissettiği günde; çok ender rastlanan o senenin Ramazan bayram hilâli bir yıldızla kucak kucağa gelerek, sancak bayrağının amblemini gök yüzünde tersim ettiğini (aynı görüntüyü verdiğini) görünce, amucası Bediüzzaman'a: “Bak amca! Senin kitabının HİLÂL - YILDIZ tevafuku (uygunluğu), gök yüzünde de görünüyor.” demiş. Bediüzzaman Hazretleri (de): “Ben zaten tesadüf denilen şeyi kabul etmem. Kâinatın hadiseleri birbiriyle münasebetlidir (ilişkilidir).” diye cevap vermiştir. (Bediüzzaman Said-i Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı I, Abdülkadir Badıllı İstanbul Nisan 1998 s. 496 - 497)
Evet Türkiyemizin; HİLÂL – YILDIZ / AY – YILDIZ'lı bayrağı; içten-dıştan gelen ve gelecek olan tüm tehdit ve düşmanlıklara rağmen; yine yükselecek, yine eski şevket ve heybetini alacaktır inşaallah. Çünkü:
“Bir şem'a ki Mevla yaka, üflemekle sönmez.”
Yârı Allah olana kim kem gözle bakabilir?
Desteği Hak sillesi olanı kim yıkabilir?