35 yıldır gazeteci ve belgeselci olarak gerek Gebze bölgesi gerekse Türkiye’de olup bitenlere canlı şahitlik yapıyorum. Zaman zaman anılarımı da siz değerli okurlarımla paylaşıyorum. Gerçekten 35 yıl içerisinde birçok olay yaşadık. Sadece Gebze bölgesinde yaşadığımız olaylar filmlere ve belgesellere konu olacak türden.
Gazetecilik hayatımda ilk kez İzmit lobisinden söz eden gazeteci bizdik. İzmit lobisi sözümüz, İzmit’te ki lobiyi, daha doğrusu İzmit’te ki çeteyi çok rahatsız etmişti. Bizim lobi sözümüze karşı çıkıyorlardı. Hatta Gebze bölgesinden siyasi ve ekonomik çıkar beklentisi içerisinde olanlar bile bize karşı çıkıyor, “İzmit lobisi yok” diyordu.
Zaman geçtikçe İzmit lobisinin olduğunu, hatta kapalı toplantılarda İzmit lobisinden dert yanan birçok önemli kişinin şikayetlerini dinledim. Bu sadece son yıllarda değil, geçmişten beri İzmit lobisi var. İzmit lobisi sadece Kocaeli’yi, İzmit’ten ibaret bilmektedir. İzmit’in diğer ilçelerine sahip çıkmamaktadır.
TUZLA GEBZE’DEN NASIL KOPARTILDI?
Son bir haftadır Arçelik’in Şifa Mahallesi’ni Gebze bölgesinden nasıl koparttığını gündeme getirip, tartışırken, çok önemli başka bir olayı daha tespit etmiş bulunmaktayız. Tuzla bölgesi de bir bakanın Tuzla’ya yaptığı ev uğruna, bu bölgenin Gebze’den kopartıldığını tespit ettik. İşin en acı tarafı ise Gebze’ye bu haksızlıklar yapılırken, İzmit lobisinin seyirci kaldığı ve Gebze’ye yapılan haksızlıklar karşısında Gebze’yi savunmadığını gördüm. Bu konudaki araştırmalarımız devam ediyor. Bu olayları bir belgesel haline getirerek, gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum. Olayla ilgili yaptığımız araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
1950’li yıllara kadara Gebze’ye bağlı bir bölge olan bugün İstanbul’un Tuzla ilçesi Demokrat Parti’nin Milli Eğitim Bakanı tarafından bir oldu, bitti ile Gebze’den kopartılarak İstanbul’a bağlandı.
Gazetemiz tarafından gündeme getirilirken Koç Holding’e bağlı Arçelik fabrikasının vergi yüzünden Gebze’den mahkeme kararıyla kopartılıp Tuzla’nın Orhanlı köyü sınırları içine alınmasıyla ilgili araştırmalarımıza yeni bir belge daha ekledik. Yeni bir canlı şahit bulan gazetemiz konuyu Gebze’nin canlı şahitlerinden Mehmet Göçeoğlu ile konuştu.
Göçeoğlu yaptığı açıklamada, “Arçelik fabrikasının bulunduğu Şifa mahallesi, Gebze belediyesi mücavir alan içerisindeydi. Fabrika inşaat ruhsatı Gebze’den aldıktan sonra üretime geçtiğinde Gebze’den ayrılmak için birçok bahane ileri sürdü. Bunların en önemlisi o dönem Belediye mücavir alan içerisinde ki fabrikalar, kullandıkları elektrik gücü içerisinde belediyelere vergi vermek zorundaydı. Bu vergiyi vermemek için köy hudutlarına geçmek istediğinden Orhanlı köyünde dava açtırıldı ve Arçelik’in bulunduğu Şifa Mahallesi Gebze’den kopartılmış oldu. Bu haksızlık giderilmeli” şeklinde konuştu.
Demokrat Parti’nin Milli Eğitim Bakanları’ndan Atıf Benderlioğlu’nun Tuzla’ya ev yapmasıyla Gebze üzerinde oyunlar oynanmaya başlandı. Tuzla Gebze’den kopartılarak dönemin Bakan gücüyle İstanbul’a bağlanmış oldu. Mehmet Göçeoğlu konuyla ilgili Demokrat Parti’nin güçlü isimlerinden Atıf Benderlioğlu Tuzla’ya ev yaptığı için evinin, Gebze ve Kocaeli’de olmasını istemiyordu. Sırf İstanbul’a bağlı olmak için Tuzla, Gebze’den kopartılıp İstanbul’ bağlandı ve Gebze’ye haksızlık yapılmış oldu. Bu konuda verdiğimiz mücadelede de başarılı olamadık.
İZMİT LOBİSİ GEBZE’Yİ YALNIZ BIRAKTI
Sadece bugün değil geçmişte de Gebze üzerinde oynanan oyunlar, Gebze’ye yapılan haksızlıklara İzmit lobisi hep ilgisiz kaldı ve Gebze’ye sahip çıkmadı. 1950’lerde Gebze’den, Tuzlanın kopartılmasına seyirci kalan İzmit seçkinleri, Arçelik fabrikasının Şifa mahallesini Gebze’den mahkeme kararıyla kopartmasına seyirci oldu.
DAHA ÖNCE NE YAZMIŞTIK?
Tuzla’dan Orhanlı’ya kadar olan kısmının Gebze bölgesinden koparılması ile ilgili gündeme getirdiğimiz konuyu daha önce bu köşeden sizlere makale şeklinde sunmuştum. Bu yazıyı okumak için http://www.gebzegazetesi.com/gebze-sanayi-muzesi-kurulurken-makale,1378.html adresindeki linke tıklayabilirsiniz.
Evet, tarihin tozlu raflarından Gebze ile ilgili yapılan haksızlıkları teker teker tespit ederek bu sütundan gelecek kuşaklara aktarmaya devam ediyorum. Amacım geçmişi unutmamak. Gerçekten geçmişi unutmamak gerekiyor. Geçmişte yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmayalım ki kendimizi kullandırmamış olalım. Gebze’ye yapılan bu haksızlıklar karşısında yeni bir kampanya başlatmalıyız ve haksızlıkların hesabını sormalıyız.