
Anadolu kadınının hem cephede bilfiil savaştığı hem de cephe gerisinde canını dişine takarak cephane taşıdığı, yaralıları iyileştirmek için çırpındığı, asker için erzak topladığı ve daha sayamayacağımız kadar çok işi layıkıyla yaptığı düşünüldüğünde, kadınların bu vatanın kurtuluşundaki önemli rolü daha iyi anlaşılabilir. Bu kadın kahramanlar arasından haklı olarak sivrilen bazıları vardır ki onlar sembol bir isim olmaktan çok daha fazlasıdır! Mavisel Yener’in yazdığı ve Murat Sayın’ın çizdiği “Kahraman Türk Kadınları”, Milli Mücadele’nin başarıyla sonuçlanmasında büyük pay sahibi olan kahraman kadınlarımızı; Nene Hatun, Hemşire Safiye, Onbaşı Nezahat, Gördesli Makbule, Asker Saime, Tayyar Rahime, Kılavuz Hatice ve Kara Fatma’yı mercek altına alıyor.
8 Kahraman Kadının Hikâyesi
Şiir, öykü, masal, tiyatro oyunu, roman gibi pek çok türde eser vermiş bir isim olan Mavisel Yener’i biz daha çok yazdığı çocuk kitaplarından tanıyoruz. Daha önce çocuklar için üç kitaplık Atatürk çizgi roman serisini de yazmış olan yazar, “Kahraman Türk Kadınları” isimli eserini çocukların “Milli Mücadele Bilinci”, “Vatan Sevgisi”, “İnanç”, “Dayanışma”, “Cesaret” gibi kazanımlarını gözeterek kaleme almış olsa da bu çizgi romanın sadece çocuklara uygun olduğunu söylemek pek doğru olmayacaktır. Savaş gibi bir konuyu işlerken çocukların geçmemesi gereken sınırı iyi belirleyen Yener, yetişkin okurları cezbedecek bir üslup yakalamayı da beceriyor.
8 farklı Türk kadının kısa hikâyelerinden oluşan çizgi roman, her kahramanın Milli Mücadele dönemindeki en çarpıcı anlarına tanık olmamızı sağlıyor. Yener, az sayfada hem kahramanı tanıtmak hem kahramanın motivasyonunu inandırıcı kılmak hem de onun bir “kahraman” olduğuna bizi inandırmak gibi zor meselelerin üstesinden gelmeyi başarıyor.
Kahramanları Ete Kemiğe Büründürüyor
Mavisel Yener’in dengeli, bilgilendirici ve bir belgesel kadar çarpıcı senaryosu, Murat Sayın’ın asgari panel ile azami şey anlatmak konusundaki marifetlerini ortaya çıkarmasına olanak sağlamış. Birçok paneli tek bir panelde harmanlaması ya da panellerden taşan karakterler ile objeler, çizerin farklı üslubunu gözler önüne seriyor. Bu farklılıklar görsel anlamda daha etkili sonuçlar ortaya koyarken, çizgi romandaki hareket algısına da katkı sağlıyor. Genel olarak baktığımızda Sayın’ın sade olduğu gibi gösterişli olmayı da beceren çizgileri ve bazen bir tabloyu andıran panellerindeki göz alıcı renklendirmesine kusur bulmak neredeyse imkânsız.
Karakterlere çoğu zaman kendini anlattırarak başlayan çizgi roman, bu otobiyografik dokunuş sayesinde samimi bir dil tutturuyor. Bununla birlikte, akıp giden sayfalar boyunca “Kahraman Türk Kadınları”nın adeta bir dökü-drama seyrediyormuşuz hissini verdiğini de özellikle belirtmeliyiz.