"Silahların Gölgesinde" diye bir film vardı, iki binli yıllarda çekilmişti. Konusu değil ama ismi nedense yaşadığımız dönemi hatırlattı bana. Bu kadar çürümüşlüğün gölgesinde iyi şeyler yapılmaya çalışılırken mücadele eden de ettiği konu da kim vurduya gidiyor. Karamsarlık sarmış etrafımızı ve çöreklenmiş uğursuzluk, nereye baksak sıkıntı. Neyse biz bu olumsuzluklar içinde yaşamaya ve günün sonunda doğru eylemlerin peşinde koşmaya devam edelim. Aslında bu sabah güzel bir haber ile günümüz neşelendi. Çok şükür FETÖ elebaşı son nefesini verdi. Allah’ın laneti üzerine olsun, onun ve tüm zalimlerin.
 
Geçen hafta cuma günü 3. Gebze Kitap Fuarımızın açılışını yaptık. Hem imza hem söyleşimizi gerçekleştirdik. Son haftalarda Türkiye’deki toplumsal hareketlilik oluşturan olumsuz olaylardan sonra en çok ihtiyacımız olan okumak ve olaylara paldır küldür dalmamak için gerekli bu etkinlik oldukça güzel geçti. Talep daha önceki yıllara göre daha fazlaydı. Okullardan gelen ve getirilen öğrencilerin haricinde halkın da rağbet göstermesi mutluluk vericiydi. Hala devam eden kitap fuarımızda bu seneki mottomuz “kitapiçinbirmola” oldu. Bu hafta sonuna kadar devam edecek fuar misafirlerini bekliyor.
 
Sondan başa doğru girmek daha sağlıklı olacak sanırım. İlk paragraftaki mutlu haberin ardından YENİDOĞAN bebeklerin arsız yüzsüz cinayetleri mahvetti bizi. İnsanlıktan nasibini almamış adiler yine yaptılar yapacaklarını, ateşi yüreğimize bıraktılar. Nasıl önüne geçeceğiz bu çürümüşlüğün bilemiyorum. Düşünüyorum ama çok zor. Oldukça hızlı bozulduk. Şahsi anlık çıkarlar için her şeyi yapar hale geldik.
 
Çete başı aynı zamanda terör örgütü üyeliğinden de ceza yemiş. Bu şahıs dağda yapamadığını şehirde, hastanede hem de en korumasız anlarında bebekleri katlederek yapmış. Bizde uykumuza devam etmişiz. Allah o bebeklerin ailelerine sabır versin. Devletimizin güç ile ilgili birimlerine adalet ve cesaret versin. Bu frensiz araba gibi gidişimiz dursun artık. Silkelenip kendimize gelelim.
 
Ve bizi üzen dahası yaşadığımız belde itibari ile yanı başımızda gerçekleşmiş olan Gebze Hayvan Barınağı’nda ki üzücü görüntüler. Şayet böyle bir katliam yapıldıysa hem bu dünya da hem öbür tarafta mutlaka bedeli olacaktır. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Beyi ve ekibinden birçok arkadaşı yaptığımız etkinliklerden dolayı yeteri miktarda tanıdığımı düşünüyorum. Hem başkan hem de ekibinin hayat görüşü böyle bir caniliğe izin vermez. Olay savcılıkta ve aydınlanacaktır. O zaman her şey daha net ortaya çıkacaktır. Fakat sonucu kesinleşmemiş bir olayda karar verip ceza kesmek çok adil değil. Bu aralar yaşanılanlar her şeyi insanın aklına getirebiliyor. O bitmeyen komplolar, acabalar…
 
Aynı Köfteci Yusuf için tasarlanmış tezgâh gibi! Bu yüzden biraz daha sakin ve duyarlı olmak doğru olacaktır. Adamın yıllarını verdiği, emeğini harcadığı ve tıkır tıkır işleyen sistemine kendi kendine çomak sokacağına inanan ve buna inandıran zihniyet ne kadar iyi niyetli olabilir ki? Bunun için tüccar olmaya da gerek yok. Bir kesim var ki özellikle çıkarları olan ve sosyal medyada kendi fotoğraflarını dahi paylaşmaya cesareti olmayıp da herkese yargı dağıtan, işlerine geleni kınayıp boykot eden, ardından çıkarı olmayan noktalarda oturup seyirci kalanlar. Bilin ki samimiyetsizliğiniz her yerden gözüküyor. Bir de boykot ediyorsanız bütün hepsini boykot edin. Örneğin Kitap fuarına gitmiyorsanız, o belediyenin otobüsüne de binmeyin diğer hizmetlerini de boykot edin. Ama şimdi ben bunu böyle yazdım ya cevap “Ne alakası var? Onu yapmak zorunda” olacaktır. Evet, haklısınız. Ama aynı zamanda halkının okuması için alternatifleri getirmek ve geliştirmeyi de gerçekleştirmek zorunda. Yani testere gibi olmak önemli, hem kendimize hem karşımızdakine hakkını vermek. İlla keser olacağım diyenler için ise unutmayın, o keser bir gün gelir tutanı keser.
 
Böyle yazınca hemen bir tarafa monte ediyorlar. Şucusun, bucusun diye. Geçen hafta ki yazımda kredi kartlarından toplanmak istenen 750 liranın ne kadar hatalı olduğunu oldukça ağır bir eleştiri ile kaleme almıştım. Devlet maddi manevi destek isteyebilir ama bu yöntemin baştan sonra yanlış olduğunu belirtmiştim yazımda. Çok şükür iptal oldu, ardından bende Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na kendime göre bağışımı yaptım. Doğrusu da buydu. Kişilere ya da ideolojiler göre değil. Ülkeme, milletime faydalı olacak davranışları sergilemeye devam etmek benim vatandaşlık görevim.
 
Değer karmaşasına girmeden insanlığımızı koruyarak, geleceğimizi şekillendirme umudu ile yaşıyorum. Umutlarımızı olumsuzluklar ile ya da görmeden, bilmeden kulaktan dolma fitnelerle beslemeyelim. Her yeni güne insanlığımızı tazeleyerek devam edelim ve insan kalalım. O zaman her şey kendiliğinden çözülecektir.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981