KÜLTÜR VE SANAT:
Evliya Çelebi'nin İzinde: Yunanistan'da Osmanlı Vakıf Medeniyeti 1

01 Mayıs 2025 Perşembe 14:20

 Yazan: İsmail Kahraman

Düzenleyen: Ahmet Emirhan Kahraman

Osmanlı Vakıf Sisteminin Yunanistan’daki Yansımaları

  1. yüzyıldan itibaren fethedilen topraklarda Osmanlı Devleti, kalıcı bir düzen kurmak amacıyla vakıf sistemine büyük önem vermiştir. Camiler, medreseler, hanlar, hamamlar, imaretler, köprüler ve çeşmeler bu sistemin temel unsurlarındandır. Yunanistan topraklarında da bu türden yüzlerce eser inşa edilmiştir. Bugün birçoğu zarar görmüş ya da farklı amaçlarla kullanılıyor olsa da, Osmanlı’nın mimari ve sosyal mirası hâlâ yer yer gözlemlenebilmektedir.

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Osmanlı Eserleri

Ünlü seyyah Evliya Çelebi, 1667 yılında Yunanistan’a yaptığı seyahatlerde birçok Osmanlı eserini ayrıntılı biçimde kaleme almıştır. Seyahatnamesinde, örneğin Selanik’te 32 cami ve 150 mescitten bahsetmektedir. Ancak günümüzde şehirde Osmanlı dönemine ait yalnızca bir minare ayakta kalmıştır. Bu minare, Sinan Paşa Camii veya Şeyh Oltacı Camii olarak bilinen yapıya aittir.

Evliya Çelebi, Atina, Yanya, Kavala, Gümülcine, Girit ve daha pek çok şehirdeki vakıf eserlerini de detaylı bir şekilde anlatmıştır. Onun gözlemleri sayesinde bu eserlerin tarihî ve kültürel değerleri günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Öne Çıkan Vakıf Eserleri

Cami ve Mescitler

Osmanlı camileri sadece ibadet yeri değil, aynı zamanda eğitim ve sosyal hizmet merkezleriydi. Yunanistan’daki bazı önemli camiler şunlardır:

  • Fethiye Camii (Atina): 15. yüzyılda inşa edilen ve Atina’daki en önemli Osmanlı yapılarından biridir.

  • Yeni Cami (Selanik): 20. yüzyılın başlarına kadar hizmet vermiş, günümüzde sergi alanı olarak kullanılmaktadır.

  • Çelebi Sultan Mehmet Camii (Dimetoka): 1420 yılında yapılmış, Balkanlar’daki en eski Osmanlı camilerindendir.

  • Hacı Mehmet Camii (Girit): Girit’te Osmanlı dönemine ait önemli ibadethanelerden biridir.

Çeşmeler ve Sebiller

Osmanlı’nın suya verdiği önem doğrultusunda inşa edilen çeşmeler hâlâ bazı şehirlerde varlığını sürdürmektedir:

  • Bey Hamamı Çeşmesi (Selanik): 15. yüzyıldan kalma bu çeşme, Osmanlı’nın mimari zarafetini yansıtır.

  • Gümülcine Çeşmeleri: Hâlen işlevsel olan Osmanlı çeşmeleri mevcuttur.

  • Yanya’daki Ali Paşa Çeşmeleri: Bölgenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiştir.

  • Kavala Çeşmeleri: Bugün bile kullanılan Osmanlı çeşmeleri bulunmaktadır.

Diğer Vakıf Eserleri

  • Bedestenler ve Hanlar: Selanik, Kavala ve Yanya gibi şehirlerde Osmanlı ticaretinin kalbi olan yapılar yer alır.

  • Hamamlar: Selanik’teki Bey Hamamı, iyi korunmuş örneklerdendir.

  • Köprüler: Arta, Grevena ve Kavala’daki taş köprüler, Osmanlı mühendisliğini gözler önüne serer.

Günümüzde Osmanlı Mirasının Durumu

Ne yazık ki Yunanistan’daki Osmanlı eserlerinin çoğu ya yıkılmış ya da farklı işlevlere bürünmüştür. Ayakta kalan yapılar ise genellikle restore edilmeden bırakılmış veya sergi salonu gibi turistik amaçlarla kullanılmaktadır. Bu noktada tarihî sorumluluğun sadece Türkiye’ye değil, aynı zamanda Yunanistan’a, Avrupa Birliği’ne ve uluslararası koruma kurumlarına da ait olduğu unutulmamalıdır. Türkiye'deki kilise ve tarihi yapılar nasıl korunuyorsa, Yunanistan’daki Osmanlı eserleri için de benzer bir hassasiyet gösterilmelidir.

Evliya Çelebi’nin İzinde: Kadim Bir Mirasın Peşinde

Bugün dört yüzyıl sonra Evliya Çelebi’nin izinden yürüyerek Osmanlı vakıf medeniyetinin izlerini sürüyoruz. Drama’da yükselen minareler, Yanya’da çinili camiler, Midilli’de göğe uzanan kubbeler, Sakız Adası’nda Osmanlı'nın taş kaleleri; hepsi bu büyük medeniyetin hâlâ konuşan parçalarıdır. Bu eserler yalnızca taş ve tuğladan ibaret değildir; her biri geçmişin sesi, bir milletin vakıfla kurduğu yüksek medeniyetin yansımasıdır.

Sonuç

Yunanistan’daki Osmanlı vakıf mirası, sadece Müslüman toplumlara değil, dünya kültür mirasına da aittir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi, bu mirası anlamak için eşsiz bir kaynak sunmaktadır. Bugün elimizde kalan sınırlı sayıda yapı, Osmanlı’nın bölgedeki tarihî etkisini yansıtmaya devam etmektedir. Bu mirasın korunması, araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması, hem tarihî hem kültürel açıdan bir sorumluluktur. Geçmişimize karşı vefa borcumuzu yerine getirmek için, bu eserleri yaşatmak ve anlamlandırmak zorundayız.

banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Evliya Çelebi’nin İzinde: Yunanistan’da...
Yunanistan... Ege’nin karşı kıyısı… Mora Yarımadası’nın bulunduğu coğrafya… 400 yılı aşkın...

Haberi Oku