Öncelikle tüm okurlarımızın ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, bayramların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dini ve milli bayramlar başlı başına bir kültürdür. Bayram akraba ve dostların ziyaret edilip, hatırlandığı günlerdir. Sıla-i Rahim kültürünün yani baba ve dede memleketlerinin ziyaretlere gidildiği günlerdir. Her nedense bayram kültürü tatil olarak algılanmakta. Bayram günlerinin hafta sonları ile birleşmesi ile uzun tatillerde yurtiçi ve yurt dışına gitmek için fırsat bilinip akraba ve dostlardan kaçma olarak algılanmakta.

BAYRAM KÜLTÜRÜNÜ DOYA DOYA YAŞAYALIM   

Geçmiş bayramlarda yaşanan üzücü olayları inşallah bu Kurban Bayramı’nda yaşamayız. Umut ediyoruz ki kimse yollarda kalmaz, kaza geçirmez. Bayramlarda tatil değil, aile büyüklerimizi ziyaret etmeliyiz. Atalarımızın mezarlarını ziyaret edip Fatiha’lar okumalıyız ve en önemlisi güzel bir Kurban Bayramı geçirmek için elimizden geleni yapmalıyız.

DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLARIN ÖNEMİ

Bayramlar, bayramlarımız, dini ve milli bayramlarımız…

Coşku, huzur ve mutluğun sembolü bayramlar. Milli ve manevi kültürümüzün temel taşı bayramlar.

Coşku ve sevinci doya doya yaşadığımız bayramlar…

Bayram deyince çocukluk yıllarımız gözlerimizin önüne gelmekte. Çocukluk yıllarında yaşadığımız ilk bayramlar, silik bir resim gibi hatırladığımız mutlu çocukluk günlerimiz.    Heyecandan uyuyamadığımız bayram geceleri. Sabah erkenden büyüklerimizle birlikte bayram namazına gittiğimiz o günler… Artık hepsi mazi oldu.

23.10.2012 tarihinde de bu köşede yer alan “Hac ve Kurban’’ yazısı ile Hicaz Belgeseli yazımda Kurban Bayramı’nın varlık nedenlerinden biri olan hac ibadetinin ifa edildiği kutsal topraklarla ilgili yazdığım yazı yer aldı. Devr-i Alem Belgesel Programı olarak hazırladığım Hac ve Hicaz Belgeseli senaryo metniydi. Bu yazı ve belgeseli 3 kez belgeselci olarak kutsal topraklara giderek hazırladım. Hazırladığımız Devr-i Alem Belgesel Programı, başta TGRT Belgesel TV olmak üzere birçok ulusal TV kanalının belgesel kuşağında yayınlanmaktadır.

İLAHİ DİNLERDE KURBAN İBADETİ

Neden kurban kesilir? Kurbanın tarihçesi nedir? Hz. Adem’den peygamber efendimize ilahi dinlerdeki kurban ibadeti, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin atası olan büyük peygamberlerden İbrahim Aleyhi Selamın oğlu İsmail Peygamberi Allah’a kurban etme olayı ile ilgili birçok şey söylenilmekte. Sadece kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de değil tahrif edilmiş, Tevrat ve İncil’de de kurbandan ve kurbanın tarihçesinden söz edilmektedir. Kurban ibadeti, Hz. Adem’den peygamber efendimize ilahi bir emir ve kutsal bir ibadet olarak insanlık tarihinde yerini almıştır. Hz. Ademin oğulları Habil ile Kabil olayı kurbanın başlangıcı kabul edilir.

İNSANLARIN KURBAN EDİLMESİ

İlahi dinler içinde hiçbir şekilde insanların kurban edilmesi söz konusu olmamış, İbrahim Aleyhi Selam, oğlu İsmail’i yüce Allah’a kurban sözü vermesi dolayısıyla kurban olarak keserken Cebrail Aleyhi selamın gökten koç olarak kurban getirmesi ve İsmail peygamberin yüce Allah tarafından bağışlanıp onun yerine koç kurban edilmesi olayı, ilahiyatçılar, ilim adamları ve tarihçiler tarafından çok iyi araştırılması gereken önemli bir olaydır. Hangi dinde olursa olsun yüce yaradan insanın kurban edilmesini, yasaklamıştır. İslamiyet’in ne büyük bir rahmet din olduğunu, İslam öncesi Arap dünyasında kız çocuklarının çeşitli nedenlerle diri diri toprağa gömmesini yasaklamasından anlaşılmakta.

BEBEKLER NEDEN KURBAN EDİLİYORDU?

İnsanlık tarihine baktığımızda birçok milletin insan kurban ettiği görülmekte. Çin, Hindistan, İran tarihi, Anadolu’daki uygarlıklar, Ortadoğu, Kuzey Afrika’da Cezayir ve Avrupa ülkeleri, özellikle Roma döneminde insanların kurban edildiği görülmekte. Üstelik bu kurbanların çoğu saf ve günahsız oldukları için çocuklar ve bakire kızlardan oluşmakta. Bu kurbanlar özellikle 21 Mart gününde, güneşin bolluk ve bereket vermesi adına güneş tanrısına adanmakta.  Kurban kesimi sahillerde icra edilmekte. Roma kentinde Romalılardan kalma, kolezyumun açılışında 2100 yıl önce, 1000 kölenin kurban edildiği belgelerle ortaya çıkmakta. Roma Hz. İsa’dan sonra insan kurban etmeyi yasaklamakta.

1921 senesinde yapılan araştırmada Cezayir’de ve Tunus’un Kartaca kentinde 1 ile 3 yaş arasında on binlerce çocuğun kurban olarak kesildiği kazılarda ortaya çıkmıştır. Kartaca’daki kurban edilen bebeklerin mezarlarını bizzat görmüş ve burada belgesel çekmiş biri olarak manzara karşısında dehşete kapılmıştım. Bundan kısa bir süre önce Doğu Türkistan’ın 2300 yıl önceki tarihi Tufan şehrinde o dönemler Budizm ile içli dışlı olan Tufan şehrinde 200 bebeğin kurban edilerek kral sarayının üstüne gömülen mezarlarından anlaşılmakta. Çocuk yaştaki bu bebeklerin Budistler tarafından krallara ithaf edildiği acı gerçeklerin Devr-i Alem programı olarak yerinde belgeselini de çektik.

TÜRKLER İNSAN KURBAN ETTİ Mİ?

Gök Türklerden, Oğuzlara tarih boyu Türklerin insan kurban etmediği bilinmekte. Fatih Sultan Mehmet Han, 1453’te İstanbul’u fethedip İstanbul’u dünya kültür başkenti yaparken, Avrupa ve Amerikalılar insan kurban etmeyi sürdürüyordu. Alman imparatoru meşhur Şarken İtalya’yı alma anısına 7000 köleyi kurban olarak kesmesi belgelerle ispat edilmekte. Amerika’da ise aynı dönemde 20.000 insanın kurban edildiği görülmekte.

Bugün bu tarihi gerçekler insanlık tarihi araştırmacıları tarafından araştırılıp kamuoyuna açıklanmalı. Kimlerin barbar olduğu ortaya çıkarılmalı. İlahi dinler, Hz. İbrahim’den itibaren 3000 yıldır insan kurban etmeyi yasaklarken Avrupa’nın daha yakın bir geçmişe kadar insan kurban etmesi, düşündürücüdür. Bugün İslamiyet’e saldıranlar karanlık geçmişlerine bakmalılar. Hayvan severlik adına sadece dini bir ibadet olmayan her bakımdan sosyal bir hizmet anlamına gelen birçok fakir fukaranın sofralarında et gördüğü kurban ibadetine karşı çıkan sözde aydın ve çağdaş geçinenler geçmiş tarihe baktıklarında kimlerin, geçmişinin bozuk olduğunu daha iyi anlayacaklar. Kurbanı bahane ederek İslamiyet’e saldırdıkları için utanacaklardır.

İNSANLARIN KURBAN EDİLMESİ BUGÜN DE DEVAM EDİYOR

Bayram coşkuları yaşanacak. Evlerine et girmeyen insanlar Kurban Bayramı sayesinde et yiyecekler. Ama İslam coğrafyasının birçok yerinde bayram coşkusu kutlanamayacak. Savaşlar, sürgünler, soykırım ve mezalimlerle Müslümanlar kan ağlıyor. Bugün medeni geçinen güçlü devletlerin ekonomik ve siyasi çıkarları yüzünden insanların kurban edilmesi halen sürüyor. Suriye kan ağlıyor. Güneydoğu’muzda terör belası insanlarımızı kurban ediyor. Dünyanın birçok yerinde, silah tüccarları para hırsı yüzünden kan döküyor, insan öldürüyor. Sözde çağdaş geçinen ülkeler, başta Müslümanlar olmak üzere çeşitli nedenlerle tıpkı geçmişte olduğu gibi yine insan kurban ediyor. Tüm İslam aleminin, insanların kurban edilmediği bir dünyada yaşamaması ümidiyle, Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981