Referandum sona erdi. Pazar günü saat 17.00 civarı bu yazıyı yazıyorum. Evet mi hayır mı çıkacak? Bilmiyorum.
Ama bir yandan şunu düşünüyorum.
Halk oylaması yani referandum önemli bir demokrasi aracı… Halkın doğrudan katılımı, karar vermesi demek…
Liderlerin seçtiği vekillerin parmak indirip kaldırması yerine halkın oyuyla karar alınması, demokratik katılımın en doğrudan biçimi…
Ama ne için? Bizdeki gibi işçilerin, çalışanların, diğer siyasi parti temsilcilerinin mutabakatı olmadan hazırlanan bir metin için değil… Anayasa için de halk oylaması yapılabilir… Fakat toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve mutabakatı ile hazırlanan anayasa oylanır. Eğer kabul edilirse, bu toplumsal mutabakat perçinlenir. Halkın anayasası kabul edilir ve yürürlüğe girer.
Ama eğer dün olduğu gibi mutabakat olmayan bir metin oylanırsa ve oylar yüzde 50 küsur ve 40 küsur arasında değişirse bu anayasa kabul edilse dahi, çok yakın bir gelecekte yeniden değişir. Siyasi iktidarlar değiştikçe anayasa maddelerinde değişiklikler yapılır vs…
12 Eylül darbesine karşı olduğunu iddia edip, ancak aslında 12 Eylül ürünü olan bir siyasi zihniyetin hazırladığı bu metin aslında 12 Eylül anayasasına meşruiyet kazandırmaktadır. Çünkü, milletvekili dokunulmazlığı, sendikal hakların önündeki engeller, YÖK, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda Adalet Bakanı ve müsteşarının doğal üye olması ve benzeri birçok özgürlük karşıtı maddeler dün oylanmıştır.
Amaç tüm kurumlardan sonra yargıyı da ele geçirerek iktidarını güçlendirmek ve bundan sonra hiçbir toplumsal mutabakat aramadan sivil faşizmi yerleştirmektir. Daha önce yazdım, tekrarlamayalım…
Dün oyladığımız anayasa metni kabul edilse dahi, değişmeye belki de yakın bir gelecekte yeni bir metin hazırlanarak yeniden halkoyuna sunulmaya mahkûmdur.
Onun içindir ki oyladığımız anayasa metni kamplaşma yaratmış, anayasanın halk tarafından oylaması değil, iktidara güven oylaması haline dönüştürülmüştür.
Sonuçları bilmeden yazıyorum. Her iki sonucun sonu da seçimdir. Evet çıkarsa iktidar partisi bu gazla hemen seçime gider, hayır çıkarsa da bu kez muhalefet erken seçim isteyecek. Meclis’te sürekli olarak erken seçim kararı alınması için bastıracaktır.
Evet çıkar da iktidar partisi, erken seçimde yeniden tek başına iktidar olursa, o zaman vay halimize…
Evet çıkması demek; bir baskı rejimiyle birlikte, ABD’nin desteğiyle beraber; hakim sınıfların yeni bir egemenlik biçimi olan İkinci Cumhuriyet’in kuruluşuna doğru giden yoldur. Burada Kürt hareketi önemli bir güç ve denge unsuru olacaktır.
Evet çıkarsa, muhafazakar burjuvazinin daha da palazlanacağı, küresel sermayeye iyice yanaşacağı, demokrasi ve çalışanların haklarının rafa kalkacağı yeni bir devlet biçimi ortaya çıkacaktır. Bu kadar basit…