banner1142

Osmaniye’de düzenlenecek Küresel Gazeteciler Konseyi Yerel medya Meclisi toplantısına katılmak üzere Çukurova bölgesinde olacağız.

Bu kez Osmaniye’ye, Hatay üzerinden gitmeyi tercih ettim. Hatay’a ilk kez 2000 yılında ,Suriye’ye gitmek üzere gelmiş, İskenderun, Belen, Antakya ve Reyhanlı’da Belgesel çekimleri yapmış, daha sonra da Suriye’ye geçiş yapmıştık.

Daha sonra Hataylı olan değerli arkadaşım Prof. Dr Sefa Saygılı beyin daveti ile Dr. Ali Akben ve rahmetli gazeteci yazar Hasan Karakaya ile birlikte Adana, Hatay ve Kahramanmaraş’ı gezip, bir gece Sefa beyin memleketi Belen’de misafir olmuş, Hasan Karakaya ile aynı odada kalmıştık.

Yıllar sonra Hatay’a gidiyorum. Bu kez Hatay’da daha kapsamlı bir belgesel çekeceğiz. Biz Hatay da belgesel çekimlerimizi yaparken, İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi www.devrialem.tv olarak Hatayla ilgili hazırladığımız Belgeselin Senaryo Metni ile baş başa bırakıyoruz

BELGESEL TADINDA HATAY’DA DEVRİ ALEM

On bin yıl öncesine uzanan bir tarih... Beş anıtsal kapı, surlar su kemerleri görkemli saraylar, kiliseler.. Verimli topraklarının yanı sıra Anadolu'yu Çukurova yoluyla Suriye ve Filistin'e bağlayan bir şehir. Yolların kavşak noktasında bulunan, Mezopotamya'dan Akdeniz'e çıkmak için kullanılabilecek en uygun limanları barındıran kentimiz. Ülkemizin güney ucunda uygun iklim koşullarıyla, deniziyle, Habib-i Neccar camii, St. Pierre Kilisesi, antik kentleri ve yaylalarıyla, meşhur künefesiyle Akdeniz bölgesinin olduğu kadar Ülkemizin de büyük önem taşıyan illerinden birisi… Hatay…

ANTAKYA TARİHİ

Yaklaşık olarak 2300 yıllık bir geçmişi olan Antakya'da ilk yerleşimin tarihi M.Ö. 8000'e kadar uzanıyor. Şehri İskender'in ölümünden sonra imparatorluğunu paylaşan komutanlarından Seleukos kurmuş. Daha sonra Part, Sasani, Bizans, Abbasi Tolunoğulları, Aksitler, Hamdanogulları, Selçuklu, Haçlı ve Memluk egemenliklerine girmiş. Şehir Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında Osmanlı egemenliğine geçmiş.1937'de bağımsız Hatay Devleti kurulmuş,1939 yılında Hatay Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmış.Hatay günümüzdeki renkli hayatını görkemli geçmişine borçlu. Gezimize şehir merkezinden başlıyoruz. Şehir merkezinin girişinde Dağa doğru uzanan bir yol var. O yolu takip ettiğinizde Dünyanın en eski kiliselerinden birine çıkıyorsunuz. İlk Katolik Kilisesi olan Saint Pierre Kilisesi burada. Bu kiliseden başka St. Simon Stylite Manastırı, Yayladağı Barleam Manastırı ve Keldağı Barleam Manastırı Hatay’ın önemli manastırlarından birkaçı.

Şehre dalıyoruz. Bizi ilk karşılayan Asi nehri oluyor. Ardından Ulu camiye doğru yol alıyoruz. Ulu cami Antakyanın en eski cami. Caminin Memluk eseri olduğu sanılıyor. Caminin hemen yanında künefe salonları bulunuyor. Antakyanın meşhur künefesinden tatmak isteyenler buralarda künefenin tadını çıkartabilir. Künefemizi yedikten sonra Habib-i Neccar camiine doğru gidiyoruz. Kentte yapılan ilk camii olarak biline bu caminin içerisinde HZ. İsa tarafından gönderilen resullere ilk inanan ve onları korurken şehit olan Habib-i Neccar’ın mezarı bulunuyor. Antakya Müzesindeyiz. Asi Irmağı kenarında bulunan müze dünyanın en büyük mozaik koleksiyonuna sahip. Mozaikler 2. ve 5. yüzyıllar arası Roma ve Bizans dönemlerine ait. Antakya'nın etrafı Seleukus döneminde yüksek surlarla çevrili. Surlar üzerinde 360 nöbetçi kulesi ve Habib Neccar Dağı'nın en yüksek ve sarp tepesinde halen kalıntıları olan bir iç kale bulunuyor. Belen Amanos Dağları üzerinde Akdeniz'i Amik Ovası'na bağlayan en önemli geçitte kurulmuş. Belen 1550'li yıllarda Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan kervansaray, cami ve hamam etrafında gelişmiş bir ilçe. Soğukoluk ve Atik, yaz aylarında büyük ilgi gören yaylalar.

İSKENDERUN

Hatay iline bağlı İskenderun, kendi adıyla anılan körfezin kıyısında modern bir kent. Kıyının hemen gerisinde bir duvar gibi yükselen Nur Dağlarına sırtını vermiş, yeşil ve dört mevsim sıcak bir turizm merkezi, bunun yanı sıra da işlek bir ticaret limanı. İskenderun’un 32 km güneyinde Arsuz yer alıyor. Burası Antik çağda Doğu Akdeniz’in en önemli liman kentlerinden birisiydi. Bugün burası muhteşem sahilleriyle göz dolduruyor. Antakya’nın en büyük ilçesi olan İskenderun aynı zamanda büyük bir sanayi ve ticaret limanı. İskenderunda bulunan Demir-Çelik fabrikaları Hatay ekonomisinin olduğu kadar Türkiye ekonomisinin de can damarını oluşturuyor.Dörtyol İskenderun Körfezi ile Nur Dağları arasında kurulmuş bir ilçe. Dörtyol narenciye üretimi, plajları ve Botaş Boru Hattı Tesisleri ile tanınıyor. Kuzuculu'da bir orman içi dinlenme parkı var. Ayırca Dörtyol Erzin arasında İssos harabeleri yer alıyor. Su depoları kemerler ve bir kale ile liman kalıntıları bulunuyor.

Erzin Adana, Osmaniye, Dörtyol ve İskenderun Körfezi ile çevrili. Erzin de narenciye üretimi ve plajları ile tanınıyor. İlçe yakınında bir orman içi parkı ve Başlamış Köyü'nde bir kaplıca ile madensuyu kaynağı ve bu kaynağın bulunduğu yerde sağlık turizmine yönelik tesisler bulunuyor. Kırıkhan Amik Ovası'nda Nur Dağları ile Suriye sınırı ve Hassa ile Kumlu İlçeleri arasında yer alıyor. Karasu, ilçe sınırları içinden geçer. Hatay'ın tek doğal gölü olan Gölbaşı Gölü, Kırıkhan sınırları içinde yer alıyor.Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Türbesi Yayladağı yolu üzerinde Kuseyri köyünde bulunuyor. Burası çokça ziyaret edilen yerlerden birisi.Payas Sokullu Külliyesi 1574 yılında Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan killiye cami medrese sıbyan mektebi çarşı han ve tabhaneden oluşuyor. Mutlaka görmeniz gereken bir eser. Demirkapı Hacıkürüş deresinden gelen şiddetli selleri kontrol edebilmek için yapılmış aynı zamanda şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan bir duvar. Günümüzde hala ayakta. Demirköprü Antakya ile Reyhanlı arasında, Asi Nehri üzerinde bulunuyor. Ortaçağ'da bölgenin en önemli geçitlerinden, Antakya savunmasında büyük rol oynayan bir köprü konumundaydı. Bugün hala kullanılıyor. Dana Ahmetli Köprüsü ise Kırıkhan Ovası'nda, Karasu Nehri üzerinde 6 gözlü bir taş köprü. 16. Yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılıyor.

Koz Kalesi’nin Antakya Prensliği zamanında yapıldığı sanılıyor. Kalenin büyük blok taşlarla yapılmış iki burcu halen ayakta. Bakras Kalesi Antakya-İskenderun yolunda sarp bir tepe üzerine çok katlı olarak kurulmuş ve birçok mekanı sağlam duruyor. Payas Kalesi de bir Osmanlı kalesi. Darbısak Kalesi Kırıkhan ile Hassa arasında, bir tepe üzerinde. Bu kale üzerinde Beyazid Bestami Hazretlerinin Makamı bulunuyor. Her yıl binlerce kişi burayı ziyaret eder.Antakya içerisinde hemen hepsi geçmiş yüzyıllarda vakıflar tarafından yaptırılmış olan bir çok han ve hamam bulunuyor. Halen çalışan han ve hamamlar geçmişin kültürel özelliklerini, mimari yapısını bu güne taşımış.

Yazının tamamını www.gebzegazetesi.com adresinden okuyabilirsiniz.

 

-------------------

DAPHANE KENTİ

Harbiye Antakya il merkezine 7 km. mesafede her tarafı yeşilliklerle bezeli güzel bir piknik yeri. Antik çağın ünlü Daphne kentidir. Seleukos Döneminde çağlayanlarıyla tanınan ve dünyaca ünlü bir sayfiye yeri olan Defne, çok sayıda köşkler, tapınaklar, eğlence yerleri ile ünlüydü. Ancak şiddetli depremler bu şehri yerle bir etmiş, Harbiye, şimdilerde çok ilgi gören mesire yeri, yayla olup aynı zamanda heykeller, turistik eşya yönünden önemli bir belde. Titus Kaya Tüneli, Çevlik’te. Samandağ’ın 5 Km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yıllarında kurulan Çevlik antik kentinin sınırları içinde yer alan Titus Kaya Tünelinin uzunluğu 1380 metre. Dor Mabedi Kapısuyu yöresinde. Mabedin sütun kalıntıları Çevlik bölgesine hakim bir tepede görülebiliyor.

HATAY MUTFAĞI

Hatay'da yörenin güzellikleri, şekilleri, tatları, renkleri mutfağa yansımış. Oldukça zengin bir mutfağı var. Mesela Oruk, Öcce, Ekşili Börülce, Beyaz Kabak Boranisi, Cevizli Biber Bakla Ezmesi, Humus, Nazlı Et Yemeği ile Peynirli Künefe ve Taş Kadayıf tatlıları damak zevkinizin çeşitliliğini arttıracak.Arkeoloji Müzesi, St. Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Camii, Antakya Kalesi, Çevlik Ören yeri, Titus Tüneli, St. Simen Manastırı, Eski Antakya evleri Harbiye Mesire yeri, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Arsuz Sahil şeridi, Bakras Kalesi, Koz Kalesi'ni gezmeden,

İçli Köfte, Aşur, Ekşi Aşı, Humus, Cevizli Biber, Kaytaz Böreği, Katıklı Ekmek; Tatlı olarak: Künefe, Taş Kadayıf, Kabak Tatlısı, Kereviç yemeden,Defne sabunu, İpek dokumacılık, Biber Salçası, Nar Ekşisi almadan Dönmeyin.Erzin Adana, Osmaniye, Dörtyol ve İskenderun Körfezi ile çevrili. Erzin de narenciye üretimi ve plajları ile tanınıyor. İlçe yakınında bir orman içi parkı ve Başlamış Köyü'nde bir kaplıca ile madensuyu kaynağı ve bu kaynağın bulunduğu yerde sağlık turizmine yönelik tesisler bulunuyor.

Kırıkhan Amik Ovası'nda Nur Dağları ile Suriye sınırı ve Hassa ile Kumlu İlçeleri arasında yer alıyor. Karasu, ilçe sınırları içinden geçer. Hatay'ın tek doğal gölü olan Gölbaşı Gölü, Kırıkhan sınırları içinde yer alıyor.Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Türbesi Yayladağı yolu üzerinde Kuseyri köyünde bulunuyor. Burası çokça ziyaret edilen yerlerden birisi.Payas Sokullu Külliyesi 1574 yılında Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan killiye cami medrese sıbyan mektebi çarşı han ve tabhaneden oluşuyor. Mutlaka görmeniz gereken bir eser.

DEMİRKÖPRÜ

Demirkapı Hacıkürüş deresinden gelen şiddetli selleri kontrol edebilmek için yapılmış aynı zamanda şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan bir duvar. Günümüzde hala ayakta. Demirköprü Antakya ile Reyhanlı arasında, Asi Nehri üzerinde bulunuyor. Ortaçağ'da bölgenin en önemli geçitlerinden, Antakya savunmasında büyük rol oynayan bir köprü konumundaydı. Bugün hala kullanılıyor. Dana Ahmetli Köprüsü ise Kırıkhan Ovası'nda, Karasu Nehri üzerinde 6 gözlü bir taş köprü. 16. Yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılıyor.

Koz Kalesi’nin Antakya Prensliği zamanında yapıldığı sanılıyor. Kalenin büyük blok taşlarla yapılmış iki burcu halen ayakta. Bakras Kalesi Antakya-İskenderun yolunda sarp bir tepe üzerine çok katlı olarak kurulmuş ve birçok mekanı sağlam duruyor. Payas Kalesi de bir Osmanlı kalesi. Darbısak Kalesi Kırıkhan ile Hassa arasında, bir tepe üzerinde. Bu kale üzerinde Beyazid Bestami Hazretlerinin Makamı bulunuyor. Her yıl binlerce kişi burayı ziyaret eder. Antakya içerisinde hemen hepsi geçmiş yüzyıllarda vakıflar tarafından yaptırılmış olan bir çok han ve hamam bulunuyor. Halen çalışan han ve hamamlar geçmişin kültürel özelliklerini, mimari yapısını bu güne taşımış. Cindi Hamamı, Saka Hamamı, Meydan Hamamı, Yeni Hamam, Kurşunlu Han, Sokullu Hanı halen kullanılıyor.Reyhanlı Hamamat Kaplıcaları, Reyhanlı-Antakya karayolu üzerinde Kumlu İlçesi'nde bulunuyor. Yörenin en büyük kaplıcası olduğu ve birçok hastalığa iyi geldiği söyleniyor. Erzin Başlamış Kaplıcaları ve Şifalı Suları, Reyhanlı Hamamı, Kisecik Köyü Şifalı Suyu, Hatay’ın diğer önemli kaplıcalarından.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981