Bu aralar her bir şeyin doktoru var. Adam televizyona çıkıp, “ben aşk doktoruyum” diyor, millet te ona sorular soruyor. “Hocam gerçek aşkı bulduğumuzda ne olur? Mesela ben günde 10 bardak çay içen bir insanım. Çaydan, çorbadan kesilir miyim?”
Aşkın doktoru mu olur ya? Aşkın doktoru olsa, ortalıkta aşk diye bir şey olmaz zaten. (ne büyük bir laf ettim la öyle)
“Birbirinize böyle küçük sürprizler yapın. İlişkinizdeki ilk günki heyecanı hiç bitirmemeye çalışın…” İlişkilere dair nasıl böyle genellemeler yapabiliyorlar, “küçük sürprizler yapın” belki sevmiyor adam bu küçük sürprizleri.
Bir de bu programları televizyonda herkes izleyebiliyor. Acaba nasıl bir beklentisi var bu aşk doktorunun, “ulan ben bir öneri yapıjaım, ortalıkta mutsuz çift kalmayajak” falan diye mi düşünüyor. Mesela, evliliklerinin 37. yılında olan bir karı - koca oturmuş televizyon karşısında, aşk doktorunun tavsiyelerini dinliyor. 37 yıllık evliliklerinde, kocasının bahçelerinden toplayıp ona verdiği maydanozları saymazsak, bir gün olsun bir çiçektir, bir bitkidir, efendime söyleyeyim bir küçük sürprizdir görmemiş teyzemiz, bu televizyondaki abinin önerisiyle 37 yıldır en ufak bir sürpriz yapmamış olan dayımızdan, çiçek falan alacak, “balım, yeşil soğanım, maydanozum benim. Bugün anladım ki, 37 yıl tam bir hataymış. Birbirimize güççük sürprizler yapabilirdik. Aşkımızı canlı tutabilirdik. Fakat şu an ikimiz de paçalı donla oturmuş, bu fındığı dinliyoruz, bir yangının külünü yeniden yakabilmek için” gibi sözler duyabilir mi acaba bu harika önerilerden sonra.
Hadi bu adam bir şekilde yolunu bulmuş, “ilişki uzmanıyım, aşk doktoruyum” falan deyip, parasını kazanıyor. Peki ya bu durumu hiç sorgulamayıp, bu adama soru soranlara ne demeli? Acaba soruyu soranda, ilk olarak aşk doktorunu televizyonda gördüğünde nasıl bir tepki oluyor. “Anaam. Biz de mutlu olacahık ya laaa” falan diye mi düşünüyorlar. Abi sizin hiç mi arkadaşınız falan yok. Etrafında hiç kimse yoksa git mahalle bakkalına, berbere sor, “ilişkimizi nasıl canlı tutabiliriz” diye. Tanımadığın bir adama, kendi sorununu kabataslak anlatıyorsun, o da sana “güççük sürprizler yapın” deyip, genel bir cevap veriyor. İşin mantıklı bir tarafı yok. Eğer ilişkin hakkında dışarıdan bakan bir gözün yardımına ihtiyacın varsa, gidip sorarsın bakkala, “biz yan yana yürürken mutlu gözüküyor muyuz?” dersin. Seni gören, bilen birisinin vereceği cevap, seni tanımayan bu Doktor Bey’in vereceği cevaptan daha sağlıklıdır. Bir arkadaşına git, la hiç olmadı bana gel.
Sinirlendim ya la. Şimdi bu Aşk Doktoru abi hakkında bir şeyler yazdım ama sadece bu abi değil, piyasada bir sürü böyle ilginç, “hadi la oradan” dedirtecek meslekler türedi. Yaşam Koçu, ilişki uzmanı, bilmem ne… Kısaca, saçma sapan işler. Herkes bir öneri vermenin peşinde ama bakıyorsun, kimse mutlu değil. Ya da çok mutlu. Ya da ben mutsuzum