Aile şirketi iseniz, aile meclisi anayasası.. Ortak iseniz ortaklık sözleşmesi veya ortaklık anayasanız olmalıdır.
Ortaklıklar, kurumsal olmayan şirketlerde özellikle KOBİ’lerde, aile şirketlerinde olduğu gibi uzun ömürlü olmuyor.
En küçük bir işletme dahi olsanız veya iki ortaklı bir şirket dahi olsanız, kendi çapınızda kurumsallaşmak zorundasınız.
Kurumsallaşmak.... Yani... Neyi? Nasıl? Kimle? Kaç kişiyle? Hangi şartlarda? İş yapacağınızı belirlemek demektir.
Şirket zarar ederse, nasıl bir yöntem izlenecek?
Şirket kar ederse, ne kadarlık bölümü yatırıma gidecek? Kar payları dağıtımı nasıl olacak? Ücretler ne olacak? Avans çekilecek mi ? Çekilecekse ne kadar?
Bu kurallar belirlenmezse, yani herkes şirket kasasından kafasına göre para çekerse ve sonra da ihtiyacımız kadarını alıyoruz derse, o şirketten hayır gelmez!
Bir aile şirketi tanıyorum. Baba vefat edince iki çocuğa dükkan kaldı. Cephesi 8 metre kadar. Kardeşler ilk iş olarak, işlerini ayırdılar ve dükkanı ortadan ikiye böldüler. 4'er metrelik cepheye sahip dükkanlarında, ikiye bölünmüş sermaye ile iş yapmaya çalıştılar... Olmadı, kapattılar. Her ikisi de kaybetti.
Oysa, aynı dükkanda sermayelerini birleştirip, aynı personeli değerlendirip daha verimli işler yapabilirlerdi. Üstelik her ikisi de kazanacaktı.
Bir başka örnek; İki ortaklı bir şirket tanıyorum.
İyi para kazandılar. Kazandıklarıyla ev aldılar, araba aldılar, eğlenceye daha çok daldılar. Onlar da battılar.
Çünkü, kazandıkları ile şirketlerine yatırım yapmamışlardı. Sektörlerindeki gelişmeyi takip edemediler. Teknolojiye yatırım yapmadılar. İş yerlerine yatırım yapacaklarına, kişisel servet edinmeyi tercih ettiler; ancak, daha sonra o kişisel servetleri işyerini de kurtarmaya yetmedi...
Sonuçta şirket battı... Ortaklar ayrıldı...
Çevremizde o kadar çok yaşanan örnekler var ki, her birisinden alınacak çok dersler var.
Aile şirketlerinde eşlerin ve çocukların, yani ikinci veya üçüncü kuşağın şirkette çalışmaları da önceden belirlenmelidir.
Örneğin; bizim aile meclisi anayasasında eşlerin şirkette çalışmalarına izin vermiyoruz. Nedeni; kalabalık kardeşlerin olması, eşit davranmamız gerektiğidir.
Her bir ortak, ya da her bir kardeş eşine iş vermeye kalksa ve eşlere de müdürlük versen, o zaman ne olacak?
Hangi gelin hanımı genel müdür yapacaksın?
Aile kavgası...
Bir örnekte bununla ilgili vereyim.
Üç kardeşli şirketten, büyük olan ağabey “Burada kararları ben veririm” düşüncesiyle kendi eşini şirkete müdür yapmıştı.
Ben, bunu duyunca kendisini uyardım. Eşlerinizi nasıl şirkete müdür yaparsınız diye? Ya diğer kardeşlerin de aynı talepte bulunursa ne yapacaksın?...
Bana verdiği cevap ilginçti...
“Diğerleri böyle bir şey yapamaz... "
Eyvallahhhhh..
Peki sonuç?
Kardeşler ayrıldı!
“Kim bunlar?” der gibisiniz .. Söyleyeyim.
Komşunuz..
Çocukluk arkadaşınız ..