Aynen onun gibi devletin manevî şahsı ile maddî şahsı da birbiriyle barışık olmalı.
Yâni devlet ile hükümet sırt sırta vermeli.
El, başın buyruğuna hayır dememesi, diyememesi gibi a canlar!
Hareketleri birbiriyle uyumlu olmalı.
Mes’ele; sen ben mes’elesi hâline getirilmemeli.
Sorun; sen ben çekişmesi durumuna sokulmamalı.
Sorun; ben seçilmişim, o atanmış gibi kördöğüşe dönüşmemeli.
Gerçekler neyi gerektiriyorsa, o yapılmalı.
Gerçekler neyi gösteriyorsa, o söylenmeli. O söylem olmalı. O ele alınmalı. Onda karar kılmalı.
Sokrat: “Oylar sayılmamalı. Tartılmalı.” derken, işte bu gerçeğe parmak basmış olmalı.
X
İslâm da “Ehl-i hal ve’l-akd.” derken yine aynı hususa değiniyor.
Bir işte ehliyet ve liyakat sahiplerinin rey ve görüşlerini esas alıyor.
Ehliyetsizlerin sayısını, liyakat karşısında hiç hesaba katmıyor.
Meselâ bir kimya mes’elesinde, yüz edebiyatçı “hayır” dese de, bir kimyager “evet” dese;
O bilen bir kişinin “evet”i; bilmeyen yüz kişinin “hayır”ından üstündür. Tercihe şayandır.
İşte burada, oylar sayılmamış, tartılmış demektir.
Bu durumda, her zaman olduğu gibi liyakat ve ehliyet, yâni iş-bilir oluş ağır basmış demektir.
Bunun içindir ki, seçilmişler; bilmeyen çokların değil;
Bilen azların fikir ve görüşlerine duyarlı olmalı.
Az keyfiyet ve içerikli oluş; çok kemiyet ve sayıya müreccahtır. Yani tercih ve seçmeye şayandır.
Yani boş söz değil; yerinde olan az ve öz söz, kabûle karîn ve yakın görülmeli.
X
Evet aziz okur!
Bu seçilmişlik konusu, çok su götürür.
Kısaca demek lâzımsa:
Verilen misal büyük harflerle yazılmalı.
Çerçeveletilmeli.
Baş köşeye asılmalı.
Seçilmiş; her kalkışta önce bu yazıyla karşılaşmalı.
Karar arifesinde bu yazı, gözünün önüne gelmeli.
Karar öncesinde bu yazı, seçilmişe pusula yani yol ve yön gösterici olmalı.
Tıpkı Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Tefvîz-nâmesi’ni okumadan evden çıkmayan kul misali.
Seçilmiş de, keşke bu hatırlatmayı hatırlayarak, karar seyrine çıksa derim.
İrade edemesem de, böyle temennî ederim.
Sonrasıysa a dostlar, Allah kerîm.
Çünkü:
“Bir işi murad etme,
Olduysa, inat etme.
Haktandır o, reddetme.
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler.”
Çünkü:
“Hak şerleri hayr eyler.
Zannetme ki gayr eyler.
Ârif onu seyr eyler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.”
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981