Türkiye’nin en önemli sorunu terör. Geçtiğimiz dönemlerde silah bıraktığını açıklayan fakat 7 Haziran seçimlerin ardından Suruç’ta yaşanan olayları bahane ederek ülkemize tekrar silah doğrultma cesaretini gösteren PKK terör örgütü yine gündemimizi meşgul eden konuların en başında yer alıyor. Gencecik fidanlarımız şehit oluyor.
15 Ağustos 1985 yılında Siirt’in Eruh İlçesi’nde ilk saldırısını yapan PKK terör örgütü o günden bu yana bir türlü bitirilemedi. Dönemin Başbakanı şimdi ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, terörün sona ermesi için ‘Analar ağlamasın’ sloganıyla çözüm sürecini başlattı. Çözüm süreci ile birlikte ülkemizde bir huzur ortamı oluşmuştu. PKK terör örgütü silah bıraktığını açıklamış, Türkiye’yi terk ettiğini bildirmişti. 7 Haziran seçimleri öncesi en başta ki gündem maddesi ise HDP’nin barajı aşıp, aşamayacağı konusuydu. HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, barış söylemleri ile oy toplamaya çalışmış, 7 Haziran seçimlerinde de partisinin barajı geçmesini başarmıştı.
Seçimlerin hemen ardından Suruç’ta bir olay yaşandı. Bu terör olayında yine birçok vatandaşımızı kaybettik. Bunu fırsat bilen PKK terör örgütü tekrar eylemlerine başladı. Türkiye’nin her tarafında eylem yapan PKK terör örgütü onlarca gencimizi şehit etti. HDP’li birkaç milletvekili ise söylemleri ile bu terör örgütüne destek verdi. Türkiye erken seçime giderken gündemimiz yine bir anda terör oldu.
Sadece PKK değil, terörün her türlüsünü kınamak gerekir. Fakat maalesef bazı Avrupa ülkeleri yıllarca ülkemizde yaşanan teröre gizli destek verdi. 2001 yılında istikrarlı bir hizmet hareketini başlatan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye’de birçok büyük proje hayata geçildi. Dünyanın en büyük köprüleri arasında gösterilen Körfez Geçiş Köprüsü’nün inşaatı devam ediyor. Kanal İstanbul Projesi, 3. Havalimanı, 3. Köprü inşaatı… Türkiye her geçen gün güçlenen ve Ortadoğu’da büyük bir güç haline gelmeye çalışan bir ülke.
Türkiye ne zaman ayağa kalksa, Avrupa’da bazı ülkeler bunu engellemeye çalıştı. 80’li yıllarda yaşanan sağ-sol çatışmasıyla binlerce gencimiz ölmüştü.
12 Eylül Darbesi, 28 Şubat… Hepsi Türkiye’nin gelişmeye çalıştığı yıllarda önüne bir barikat gibi çıktı.
Ülke olarak yine aynı tabloyu yaşıyoruz. Çözüm sürecinin başladığı tarihte silah bıraktığını açıklayan PKK Terör Örgütü, bugün yine silahını alarak ülkemize silah doğrultuyor.
ÇÖZÜM SÜRECİ NASIL BAŞLAMIŞTI?
Çözüm süreci ya da barış süreci, Türkiye'de uzun yıllardan beri devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik Ak Parti hükümeti tarafından başlatılan ve halen devam eden sürecin adıdır. 1984 yılında başlayan ve 30 yıldan fazla süren çatışmalar neticesinde 40.000 ile 100.000 arasında can kaybı ve ekonomik zarar meydana geldi. 1999 ile 2004 yılları arasında tek taraflı ateşkes olsa da, daha sonrasında çatışmalar şiddetlenerek arttı.
Sürecin koordinatörlerinden Beşir Atalay, çözüm sürecinin Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005'deki Diyarbakır konuşmasıyla işareti verilen paradigma değişikliğinin ve 2009'da başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve demokratik açılımın devamı niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Süreç 16 Temmuz 2014'te Resmi Gazete'de Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun adıyla yayınlanarak kanunlaşmıştır.
Evet, Çözüm süreci ile ilgili bilgileri sizinle paylaştım. 7 Haziran seçimlerinin ardından yeniden başlayan PKK terörü ile Türkiye yine maşgul ediliyor. Yıllarca terörle mücadele için milyon dolarlarca para harcadık. Ekonomimize ve Türkiye’yi ayağa kaldıracak büyük projelerin hayata geçirilmesinde büyük zararlar oluştu. Bölgede büyük bir güç olan Türkiye’nin önüne tekrar barikat kurmak, önünü kesmek için harekete geçildi. Terörden nemalanan ve özellikle PKK Terör Örgütü’ne destek veren ülkeleri iyi gözlemlememiz gerekir.
Dönemin Başbakanı, şimdi ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte yaptığı bir açıklama tarihe geçecek nitelikte. O açıklamayı sizinle paylaşmak istiyorum.
TERÖRÜ ÇÖZMEMİZİ İSTEMİYORLAR
Batı ülkeleri Türkiye'deki terör sorunun çözülmesini istemiyor. Almanya, Fransa gibi ülkeler PKK'ya destek veriyor. Terör sorununu çözmemizi birinci derecede Batı istemiyor. Açıkça söylüyorum. Almanya, Fransa istemiyor. Ülkelerinde teröristbaşlarına cirit attırıyorlar. Parasal kaynak oralarda. İskandinav ülkeleri bu işe yataklık yapıyor. Onların yüzlerine bunu söylediğim için burada da açıkça söylüyorum. Hem terör örgütü diyeceksiniz hem de ülkelerinizde barındıracaksınız. Milyonlarca Euro buradan teröre finansman olacak.
Evet, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçmiş yıllarda teröre destek veren ülkeleri böyle açıklamıştı. Bu ülkeler arasında İsrail’in de olduğu biliniyor. Çünkü Ortadoğu’da güçlü olan bir Türkiye’yi herkesten çok İsrail istemiyor. Bu anlamda da farklı platformlarda İsrail’in terörü desteklendiği söyleniyor.
SEÇİM SÜRECİNE DİKKAT
7 Haziran’ın ardından başlayan süreç ile birlikte terör tekrar gündemimize girdi ama bir taraftan da ülkemiz yeni bir seçime hazırlanıyor. Bu süreçte çok dikkat etmemiz gerekiyor. Seçim sürecinde yeni ve daha büyük olayların yaşanabileceği öngörülüyor. Umarım Türkiye sağ sağlim bir seçime gider ve seçimden huzur, barış ve kardeşlik çıkar.
7 Haziran seçimlerinin ardından siyasi parti liderlerinin de tutumu terörü olumsuz etkiledi. Bir uzlaşı sağlanamaması, koalisyon kurulamaması, liderlerin sert tutumları bu sürecin kötüye gitmesine neden oldu. Terör noktasında Türkiye’de ki siyasiler de vebal altındadır. Yeni yapılacak seçimlerle ilgili geçireceğimiz süreçte barışçıl ve uzlaşı ortamında bir süreç geçirmeliyiz.
Evet, Türkiye güçlü bir ülke. Bir çok ülkenin ilgi odağı olan Ortadoğu’nun merkezinde ki ülkemiz Dünya ekonomisi için de değerli bir noktada bulunuyor. Bunun için terör örgütüne uluslararası güçler ciddi destek veriyor. Bunları ülke olarak iyi analiz etmemiz gerekiyor.