Avrupa'daki krizin daha çok ekonomik ve finansal boyutlarını okuyoruz ya da izliyoruz. İşte, IMF kredisi şöyle oldu, Almanya para vermem dedi, ünlü ekonomist falanca İrlanda battı dedi vs… Artık yavaş yavaş insani boyutları ön plana çıkıyor krizin. Yunanistan ve İspanya'daki gösterilerin bunda büyük payı var.

Özellikle İspanya'daki olaylar ilgi çekici… İşsizler ve gençler, tıpkı Mısır'da Hüsnü Mübarek'in iktidarı bırakmasına neden olan Tahrir Meydanı'ndaki eylemlere benzer bir şekilde, başkent Madrid'in merkezine kamp kurdu. Puerta del Sol' meydanına yerleşen gençler 15 Mayıs'tan beri buradalar.
Talepleri "daha iyi yaşam koşulları ve insani bir yaşam" ve diyorlar ki; "İstediklerimizi alana kadar buradayız."

Kendilerine Real Democracia (Gerçek Demokrasi) Hareketi veya 15 Mayıs'ta 50 kentte yapılan ve 20 bin kişinin katıldığı gösterilere atıfla M-15 olarak adlandıran eylemciler, meydandaki pankartlarda, "Biz köle değiliz” diyorlar. Siyasal gözlemciler, yaşanan gelişmelere bakarak; Kuzey Afrika ve Ortadoðu'daki olaylara atfen söylenen 'Arap Baharı'nın şimdilerde uzun bir 'Avrupa Yazı’na dönüşebileceğini söylüyorlar.

Çünkü ekonomiler harap durumda ve işsizler ordusu gittikçe büyüyor. Örneğin İspanyol ekonomisindeki çöküş devam ettikçe, işsizliğin önü alınamıyor ve İspanya'daki çoğu bölgede her iki gençten biri işsizler ordusuna katılıyor. Evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya birçok insanı barındıran orta sınıf da çatırdamaya başladı. Arap halkları, adalet, barış ve demokrasi için mücadelelerini sürdürdükçe, İspanya'da hayal kırıklığı yaşayan insanlar da bundan ilham almaya başladılar.

Zaten gençler arasındaki işsizlik oranının yüzde 45'e dayandığı İspanya'da Başbakan Zapatero'nun partisi sosyalist PSOE, Pazar günü yapılan yerel seçimlerde hezimete uğradı. Oyların yüzde 37'sini muhalefetteki Halk Partisi (PP) alırken, PSOE yüzde 28 oy alabildi.

Ülkedeki 17 özerk yönetimden 13'ünde yapılan özerk yönetim parlamentosu seçimlerinde Halk Partisi 11, Sosyalist Parti 1 ve Navarra Birlik Partisi de 1 bölgede birinci oldu. İspanyol basınına göre, seçim sonuçları büyük değişimin habercisi.

Yunanistan ise öyle bir duruma düştü ki artık memur ve emekli maaşlarını ödeyemeyecek noktaya geldi. AB ve IMF, Yunanistan'a 110 milyar Euro'luk kredinin 12 milyar Euro'luk beşinci taksidini vermek için çok ağır şartlar ileri sürdü. 

Bu şartlar; 2012 sonuna kadar 15 milyar Euro'luk özelleştirme, devlet sektöründeki personel sayısının azaltılması, kamu çalışanlarının maaşında yeni indirimler, vergi muafiyetinin azaltılması, tüketim vergilerinde yeni artışlar olarak özetleniyor.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, politikasına onay vermeye yanaşmayan ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi lideri Samaras'ı telefonla arayarak “Bilmeni isterim ki durum çok zor” dedi.

Evet, çok zor gerçekten… Çünkü çalıştığınız işyeri maaşları ödemeyecek duruma gelmişse ne olmuş demektir?

İflas…

Yunanistan'da işsizlik sayısı yüzde 15'i aştı, evsizlerin sayısı yüzde 25 arttı ve intihar destek hattını arayanlarda iki kat artış var.

Ancak, Yunan halkı da tıpkı İspanyollar gibi ayakta. En son 11 Mayıs'ta hükümetin kemer sıkma önlemlerini protesto etmek amacıyla yapılan kamu ve özel sektör çalışanlarının 24 saatlik genel grevi yaşamı felç etti.

Greve öğretmenler, hastane çalışanları, liman işçileri, raylı ulaşımda ve deniz ulaşımında çalışanlar, devlet kurumlarında çalışanlar başta olmak üzere yüz binlerce çalışan katıldı. Atina ve Selanik'teki gösterilere on binlerce kişi katılırken, polis göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı, beş kişi gözaltına alındı.

Bu Yunanistan'da ne ilk ne de son… Sıcak yaz aylarında gösteriler, grevler devam edecek. Arap diyarlarından sonra toplumsal rüzgâr Avrupa'ya geldi. İşsiz İspanyollar, kızgın Yunanlılar, Sarkozy karşıtı Fransızlar, hak arayan İtalyan ve İspanyol öğrencilere bu yaz yenileri eklenecek.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981