Yaz başından beri pek dışarıya çıktığım söylenemez. Yani bilmiyorum, her yerde Serdar Ortaç, Hande Yener, Demet Akalın çalıyor mu yine. Büyük ihtimalle çalıyordur.

Bizler yazın gelişini, deniz şortlarından, kısa kollulardan, parmak arası terliklerden değil, Serdar Ortaç’ın sesinden anlayan insanlarız. Ne zamanki Serdar Ortaçlar sarmış dört bir yanımızı, hemen alıyoruz şortları, gidiyoruz çimmeye. Veya yazın gelişini, magazin programlarında duyduğumuz klasikleşmiş, “bu yaza damgasını vuracak albümüyle” sözlerinden de, anlayabiliriz.

Yaz meyveleri – kış meyveleri diye bir şey var ya. Gerçi artık pek öyle bir şey olduğu söylenemez. Neyse, yaz şarkıcıları – kış şarkıcıları diye bir şey var. Galiba anlaşmışlar aralarında, kimi diyor “ben kışın ısıtacak şaraplık şarkılar yapacağım” kimi de “tamam aga. Ben de yaz için soğuk biralık şarkılar yapacağım” böyle paslaşıyorlar sanırsam.

Mesela yaz şarkıcısına örnek verecek olursak, hemencecik Serdar Ortaç diyebiliriz tabii ki de.

Kış şarkıcısına örnek olarak da, nedense içimden Yaşar demek geçti. Yaşar belki sen de yaz şarkıcısı olabilirsin, ama seni kış şarkıcısı olarak adlandırmak istiyorum bu yazımda. Eğer yayına bağlanmak istersen Yaşarcığım, telefonlarımız her zaman açık sana. Dur bak Yaşar seni bir öveyim, “oğlum sen öyle ne yaz şarkıcısısın, ne kış. Dört mevsimlik şarkıcısın sen, ömürlük.” oldu mu? Olmadıysa da, olmuş gibi yap. Bozma beni Yaşar toplum içinde.

Galiba kışın daha fazla evde olduğumuzdan ve soğuktan dolayı daha az hareket ettiğimizden (En azından ben. Gerçi ben yazın da az hareket ediyorum. Vücudum harekete elverişli değil. Daha çok duran topların adamıyım ben. Takımla birlikte hücuma çıkıp, takımla birlikte geri dönen bir ön libero değilim) belki de daha mantıklı, acaba bu adam ne demeye çalışıyor diye düşündüğümüzde,  az buçuk cevap bulabileceğimiz şarkılar dinlemek istiyoruz. Yazın da, “amaan, tuvalete gidecek halim yok, bir de şarkıyı mı sorgulayacağım” kafasıyla, çıpstak, çupstak şarkılar dinliyoruz.

Ben şarkıcı olsam, kışlık şarkıcı olurdum. Benim yaptığım şarkıda öyle çıpıstak – çupukstak oynamak yok. Oturacaksın efendi gibi, düşüneceksin, ağlamak isteyen ağlayabilir.

Bir de her sene Kral Tv Müzik Ödüllerinde, efendim yılın bestesi, yılın albümü, yılın en seksi sanatçısı gibi bir ödül almam lazım. Beni pohpohlayacaksınız. Sen olmasan müzik sektörü biter, “only you” falan diyeceksiniz bana. Yoksa albüm falan yapmam.

Nedense aklıma şu an Çelik geldi. Mesela zamanında “İzel – Çelik – Ercan – Engin” diye bir dörtlü olabilirdik. Bu dörtlüyü milli takımın savunmasına koy, Avrupa Şampiyonluğu garanti. Eeee, İzelciğim, Çelikciğim, Ercancığım, biraz erken gelmişsiniz dünyaya. Ya da ben biraz geç gelmişim. Zaten dağıldınız sonradan. İyi ki ben yokmuşum aranızda. Eğer ben olsaydım ve dağılsaydık, çok pis kin güderdim size.

Neyse, ben tartışmalarla değil, sanatımla konuşulmak istiyorum.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981