24 Kasım öğretmenler  günü kutlandı  her 24 kasım öğretmenler  gününde çocukluk hatıralarım  gözümün önüne gelir  köyde ilk okula başladığım  günleri  yeniden yaşar  ilkokul yıllarımı çocuklarım ve torunlarıma anlatırım. Gazeteci ve belgeselci olarak Anadolu’yu gezerken köylerde  özel belgeseller çeker  köy okullarının perişan halini gündeme taşırım. Bu güne kadar birçok köy okulundan  canlı yayınlar  yaptım  köylerin şenlendirilmesini isteyip köy okullarının açılmasını  savundum. Köylerde ve köy okullarında  yaptığım belgesel çekimi ve yazdığım makale ve canlı yayınları  sizlerin bilgisine sunmak ve köy okullarının açılması İçin çalışma  yapmanızı istiyorum.

http://www.gebzegazetesi.com/bir-ogretmenin-koy-okulu-hatiralari-makale,5025.html

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4720&t=makale

İLK OKULDA ÇOCUKLUK ANILARIM

Her öğretmenler günü kutlanırken, ilkokul anılarımı hatırlar, okula ilk başladığım günler sinema şeridi gibi gözümün önüne gelir. Öğretmenlerimi düşünür duygulanırım. İnsanlar, tarihin ilk çağlarından beri eğitim ve öğretime ihtiyaç duymuşlardır. Bu eğitim ve öğretimi yerine getirenler ise öğretmenlerdir. Öğretmenler de tıpkı arkadaşlarımız gibi çeşit çeşittir ,  kimine hayran olurken kimindende çocuk aklımızla korkarız. Ama hepsinden mutlaka öğreniriz envai çeşit bilgiyi, kendimizi ifade etmeyi, açık fikirliliği, direnmeyi… Ama en önemlisi; öğrenmeyi öğreniriz öğretmenlerimizden.

Öğretmen adı nereden geliyor?

İlkokul Yılları ve Çocukluk anılarımız

24 Kasım Öğretmenler Günü ve ilkokul anılarımız ile ilgili daha önce kaleme aldığım yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Bugün öğretmenler günü kutlanıyor, öğretmenler gününde kendimize bir iyilik yapalım ve çocukluk ve ilk okula başladığımız günlere zaman tünelinde bir yolculuk yapalım ve lisede okuyan oğlum Ahmet Emirhan’la her fırsatta Giresun Espiye Soğukpınar Beldesi Dikmen Mahallesi’ne gider, okulumu çocukluk yıllarımın geçtiği yerleri gösterir, belgesel çekimi yaparız. Oğlumla birlikte www.devrialem.tv olarak çektiğimiz belgeseli Avrasya Gazeteciler Derneği www.agrt.net. kültür hizmeti olarak TV kanallarına gönderdiğimiz belgeseli, Öğretmenler Günü dolayısı ile sizlerlede paylaşıyoruz.

Köy Hatıralarım ve İlkokul Öğretmenlerim

Köyüme gittiğimde  çocukluk yıllarım, ilkokul hatıralarım gözümün önüne gelir. İlkokul yıllarındaki yaşadığımız o heyecan adeta bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçer. İlkokulda ilk öğretmenlerim, biz öğrencileri ile ilgilenen dertlerimize derman olan, yetişmemiz için ellerinden geleni yapan  bize rol model olan öğretmenler…

Liseye giden oğlum Ahmet Emirhan, ilkokula giden torunum Asım Eymen ve ana okuluna giden  torunum İsmail Arvas’a fırsat  buldukça okul hatıralarımı anlattım. İlk okula nasıl başladığımı  ilk okul öğretmenlerimizin bizim için  yaptıklarını söylerim. Başta ilkokul öğretmenlerim olmak üzere kendilerinden ilim öğrendiğim tüm öğretmen ve hocalarımı saygı minnet ve şükranla anıyor, ilk okul hatıralarımı sizlerle paylaşıyorum.

50 yıl önce Anadolu’da eğitim

1968-69 eğitim öğretim yılında 8 yaşında bugün Giresun’un Espiye İlçesi Soğukpınar Beldesi’nin Dikmen Mahallesi’ndeki okulda ilkokula başlamıştım. Ancak ailenin maddi durumundan dolayı, ablam eğitim tamamlamış ve ben onun önlüğü, yakalığını giyerek okula gitmiştim. Zayıf ve uzun bir çocuk, sınıfın ortasında diğer çocuklara nazaran hemen göze çarpıyordu.

Öğretmen neden okula bir yıl geç geldiğimi sorunca, arkadaşlarım ‘hocam bu okuma yazmasını biliyor’ demişlerdi. O  gün  okulda öğretmenler kurulu toplanıp, beni sınava tabi tutarak okuyup yazdığım anlaşılınca, öğleden sonra ikinci sınıftan devam etmeme karar verilmişti.

Ceviz ağacının altında kitap beklediğim günler

Ailemin maddi imkansızlığımdan dolayı bir yıl okula geç gitmem beni üzmüş, her akşam ablamın yolunu, okul yolundaki ceviz ağacının altında bekleyerek okul kütüphanesinden kitap getirmesini beklemiştim. O birer okuma kitabı getirmiş, o evde ders çalışırken de ben okuma yazma öğrenmiştim. Okula gitmeden önce  ablamın yardımı. Ve kendi kendi çabamla okur-yazar olmuştum.Okul maratonumuz böyle başlamıştı. İkinci, üçüncü ve dördüncü sınıfları o gün Dikmen Köyü’nde, beşinci sınıfı ise köyümüzün karşısındaki nispeten mahallemize biraz daha yakın olan Kuz köyünde ilkokulu bitirmiştim.Her gün okula giderken, naylon gübre torbasından dikilen çantaya okul kitaplarımızı yerleştirip, içerisine de bir parça mısır ekmeği de koyarak, okulda yakacağımız odunu da evimizden okula götürmek suretiyle, yağmurda, karda, çamurda her gün 45 dakika yaya yürüyerek dört yıl boyunca okula gidip gelmiş, öğle yemeklerimiz bir parça mısır ekmeği olmuştu.

70’li Yılların Türkiyesi

Bu şartlarda ilkokulu bitirmiş, ilkokulu tamamlayarak yatılı eğitim için Espiye’ye gelmiştik. İlkokul yıllarımız başlı başına hatıralarla dolu. O yıllar ülkenin sıkıntılı ve karışık yıllarıydı.  Memleket meselesi ile ilgilenen 68 kuşağının  mücadeleleri , siyasi istikrarsızlık ve askerlerin 71 muhtırası,   gençlerimiz ve öğrencilerin gizli bir el tarafından sağcı, solcu diye ikiye bölünüp bir birine düşürüldüğü yıllar, üzücü olaylar…

Bugünün çocukları çok şanslı

Türkiye’nin her yerinde eğitim ve öğretim sürekli gelişti. Taşımalı eğitim, okullarda öğle yemekleri, kitapların parasız olması, köy okulları ile şehir okulları arasındaki farkın kalkması, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gösteriyor.

Bizim çocukluk yıllarımızda ortaokulu okumak büyük bir hayaldi. Şehirde evi olanlar yada kalacak bir yurt bulanlar ancak ortaokul okuyabiliyordu. Köyde hayatını zor geçindiren ailelerin şehirde çocuk okutmaları gerçekten imkansızdı. Bu yüzden birçok genç ilkokuldan sonra eğitimine devam edemiyordu. Üniversitede okumak ise tamamen hayaldi. Anadolu insanı, evladını ortaokulda ve lisede okutma imkanı bulamazken, o dönemin beyaz Türkleri fakirlik edebiyatı yaparak ülkeye düzen vermek isteyenlerin çocukları Amerika’da, İngiltere’de ve Almanya’da okuyorlardı. Türkiye’deki normal üniversitelerin ötesinde çocuklarını seçkin kolejlerde okutanlar, halkın vergisi ile en iyi üniversitede okuyup devleti yöneten yöneticiler yıllarca Anadolu insanı köylünün çocuğunun lisede ve üniversitede okumalarına imkân tanımamışlardı. Bu Türkiye’nin ve insanımızın büyük bir kaybıydı. Zaman içinde dış güçler ve yerli işbirlikçiler planlar yaptı. Her dönemin tuzak ve oynu farklı oldu. Gençlerimiz üzerinde gizli ve sinsi oyunlar oynandı. Gençlerimizi düşmanlardan korumak için çok iyi yetiştirmeliyiz. Milli ve manevi tarih ve kültür bilinci ile yetiştirmeliyiz.  Sanal oyun tuzaklarından korumalı vatan, millet ve  aile sevgisi aşılayacak öğretmen ve biz ailelere büyük ve zor bir görev düşüyor.

Görevini gerçek anlamda yapan tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor,  sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. (Kaynak: Kişisel sosyal medya sayfam)







banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981