Sivrisineklerin sazlıklara üşüşüp pislikle hemhal olması gibi beşerin bir kısmı da bugünlerde o bataklığa imrenir hale gelmiş durumda . Balçık kıvamındaki çamurun boylarını aştığına aldırış etmeyen gafiller,  gözlerini ve kulaklarını kapatıp o karanlıktan kurtulacaklarını zannederken zaman hızla akıp gitmekte oysa . Hain bir kuvvet ruhumuzu bedenlerimizden önce dibe çekmeye uğraşırken hesapsızca alınan nefeslerin gölgesinde ziyanlar telaşındayız . Bağımsızlık ateşi çetin bir hırka sırtımıza giydiğimiz , dilimiz yüreğimizin haykırışına set çekmiş birer perde . Oyunun neresinde sahneye dahil olduk biz bilmiyoruz lakin bitiş noktasına gelmeden rolleri değiştirmenin zamanıdır şüphesiz .

Eşref_i mahlukat eşrefliğinin mânâsını unutmuş köhne bir sarayın yıkılmayı bekleyen çatısı misali , dakikalarını bir kalemde silenlerden tutun da hayatı hep özentiler peşinde vurdumduymazlıklar ensesinde yaşayıp gidenler .Tarihin zerzevatçısı bağırıyor sokak arasında ; ‘’ maneviyat satıyorum beraberinde ahlaksızlık sarhoşluğuyla fiyatı beş kuruş beyler bayanlar bir de merdivenden hırs telaşıyla kayıp hayatın içine dalanlar ! ‘’

Aynalardan korkan insanlığından korkandır , ben kıyafetini giyip te bizi kucaklamaya cesareti olmayan en çetin savaşta silahsız bırakılmış mahzun ordular gibidir .

Doğduğu toprak  bütün kökleriyle beslerken varlığını  , ehemmiyeti bulunmayan dış sevdalar gölgesine sığınmak , işin en ucuz haliyle bataklık deryasında serinlediğini zanneden zavallı sivrisineğin şaşkınlığına benzer .

      Işık  evvela bu göğün semalarından yeryüzünü selamlamış , medeniyet ilk önce bu tarlalarda başaklarını salıvermişken , tabiata özüne bu denli yabancılaşmak niye ? Batı’nın kirletip bir kenara fırlattığı değerlerin peşinde sağa sola savrulan biçare ahmaklar ne zaman uyanacak uykularından , ne zaman silkinecek Doğu’nun evlatları ! aydınlık ayak ucunda onu beklerken .

Kalemin kağıda yazdığı formül ne kadar sade oysa ; ‘’ hayata gönderiliş gayeni bilip  adımlarını ona göre at , hak bildiğin yolda sabit kal , özüne sadık yeniliğe açık , üreten ve ürettiğini paylaşan , tüm telaşların sıradanlığından sıyrılıp  insanlığa yakışan bir ömrü geride bırakan ol  , yaratılmışların en iyisi en üstünü en hakikisi sen ol !..’’

       Sömürgeci zihniyetin torunları  kokuşmuş ideolojilerini yaymaya ve seni sindirmeye çalışırken , en büyük gücü içinde barındırdığın inancını hatırla , teknoloji ve bilimin aydınlığında kalkınmaya medeniyetler beşiği denilen kendi coğrafyandan başla . Evet dünyaya kapılarını aç ama o açtığın kapılardan içeri girenler her daim doğru ve güzel işler olsun . Ağzından çıkan her kelime , aldığın her nefes , söylediğin her söz , hakikatin dalgalarıyla vursun sahile .

      Oku ! kanlı gömlekler tek dişi kalmış canavarların çehresinde sırıtırken , yozlaşmış kokuşmuş batıya inat , oku ! doğunun yükselen ışığını insanoğluna müjdelemek şerefiyle her zerreyi kanının son damlasına kadar  hakkıyla oku  ! ..

 

                                                            

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981