Yerel seçim atmosferinin en bayraklı yarışı Biga’da yaşanıyor. Siyasi partiler, araç kaplama ve rakibinden önce köşebaşlarına bayrak asma yarışıyla meşguller. Son günlerde bir de en büyük bayrağı asma yarışı başladı. Bayrak asma yarışında; AKP ile CHP arasındaki yarış, açık ara dikkat çekiyor.

AKP, CHP ve MHP parti ilçe başkanları ile belediye başkan adaylarının Biga Kaymakamlığı’ndaki uzlaşma toplantısına katılmıştım. Toplantıda her siyasi parti temsilcisi, seçim bürosundan 5 bayrak uzantısı asmayı kabul etmişti. Aynı toplantıda çöp kovaları, elektrik direkleri ve ağaçlar gibi çevre kirliliğine sebep olabilecek afişlemelerden uzak durulacağı konusunda uzlaşılmıştı.

Kaç gün sürdü bu uzlaşma, bilmiyorum.

Tüm siyasi partiler hızlıca kentin en işlek caddelerinden başlayarak sokakları bayraklarla kapladılar. Bayrak asma konusunda iyi çalışıyorlar. Geceleri geç saatlere kadar çalıştıklarına tanık oldum. Yine de zihnimi meşgul eden sorular var.

Kenti yönetmeye aday olacaksınız. Kenti yönetme yetkisini elinize almadan, kendinizde kenti kirletme hakkını bulacaksınız. Siyaset bu mu?

Geceleri geç saatlere kadar bayrak asmak yerine; politika üretmek, kenti kalkındırmanın ve kentte insanca yaşamanın çarelerini tartışma ve anlatmak da tercih edilebilir tabi.

Bir de inşaat projeleri var. Zaten projelerin çoğunluğu betona yatırım...

Her aday siyasetçi, toplantılarında projelerini fütursuzca ortalığa savuruyor. Adayların milyonluk projelerini izliyoruz. Bir ara müteahhitlikle belediye başkanlığı benzerliğini/ilişkisini dahi sorgulamaya başladım. Müteahhit lobisi boş durur mu hiç...

Bazı lobicilik faaliyetlerinden de sırası gelmişken bahsetmem gerek. Spor kulüplerine kahvaltı verilmesi, spor kulüpleri lobisinin işi. Kimi mahallelerde faturaları düşürme vaadleri, fatura lobisinin işi. Kulüp lokallerini kulüplere vermek, lokal lobisinin işi. Sokaklarda 3-5 reklam tabelasını kullanarak siyaset üretme çabası, tabelacı lobisinin işi...

Nedir bu lobilerden çektiği, biz gazetecilerin...

Bir de siyasete ilgisiz siyasetçiler eklenince...

Gazetecilik yaptığımız için mahkemelere çıkıyoruz. Yazdıklarımızın sonuna kadar arkadasında duruyoruz. Davalarda aklanıyoruz. Tek bir siyasetçi merak edip sormuyor, gazeteciliğimiz yargılanırken. Yaptığımız; siyasetçinin söylemesi gerekenleri yazmak dışında bir şey değil oysa.

Konuyu daha fazla dağıtmayayım.

Sanıyorum, bunlar bayrak lobisinin işi. Siyasetçilerin hepsi de bayrak lobisinin etkisi altındalar. Bayrak lobisinin gücü karşısında gazeteciliğimizi sorgulamaya bile başladım. Anlayacağınız benim de aklımda deli sorular...

Bayrak asma ve araç kaplamayı, kahvaltı vermeyi, yemek ısmarlamayı, birilerinin ceplerine para sıkıştırmayı; gazetecilikten önemli gören sosyal medya siyasetçilerine nasıl güvenebilirim ki?

takip için:
 https://twitter.com/ahmetunc

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981