Kötü göstergeler var tabii… Bir borç ekonomisi olduğumuz malum. İç ve dış borçların toplamı milli gelirin üzerinde, bireysel kredilerde artış hızı, milli gelir artışından kat kat fazla. Yine de o şiddetli ekonomik krizin İpsala sınır kapısından geçip, şimdilik buralara uğramadığını söylemek lazım.
Bir bakanımız o kadar mutlu ki, dalgasını geçiyor Avrupa ülkeleriyle… Şifa falan diliyor, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan;
“İyi ki kriz çıkmış. Bir yerde Türkiye de gelmiş olduğu noktayı en iyi şekilde değerlendiren ve gösteren bir ülke oldu. Geçmişte Türkiye'ye hasta muamelesi yapılırdı. Türkiye'ye 'hasta' derlerdi. Şimdi kimin hasta, kimin sağlıklı olduğu ortada. Allah hastalara acil şifa versin. Ben çok kolay da şifa bulacakları kanaatinde değilim.”
Aslında niye kriz çıkmadığını en basit yoldan ben size anlatayım. Aşağıdaki tabloya bakmanız yeter:
DÜNYANIN EN PAHALI BENZİNİ TÜRKİYE'DE

İşte bu tablo, krizden korudu Türkiye'yi… Sadece benzin değil, sigara, alkolü içkiler, otomobil vs, vs… Ürünün en az üç misli oranında alınan bu dolaylı vergiler korudu Türkiye'yi… Dolaylı vergilerin oranı en yüksek ülke Türkiye'dir. Bu büyük bir vergi adaletsizliğidir. Varlıklı kesim de yoksul kesim de aynı yükü çekmektedir. Ve varlıklı kesimden alınan gelir vergisinin oranı sürekli azalmaktadır. 1990'da toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 40 iken günümüzde yüzde 17'lere kadar düşmüştür.
Türkiye'nin vergi gelirleri tablosu içler açısıdır. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 9.6'sını anlı şanlı kurumlar ödemektedir. Gelir vergisinin toplamda payı 19.3'tür ancak bunun yüzde 7'si ücretlilerden alınan vergidir. Serbest meslek sahipleri sadece yüzde 12 civarında bir pay sahibidir, devletin vergi gelirleri içinde.
Ancak, benzin alırken ödediğimiz ÖTV, toplam vergi gelirlerinin yüzde 13.5'ine eşittir. Oysa içinde bulundukları derin borç krizine rağmen İspanya, İrlanda gibi ülkeler akaryakıt üzerindeki vergilerle çok fazla oynamamıştır. Açıkları kapatmak için vergiye abanmamışlardır. Yoksa dünyanın en pahalı benzinini onların satması lazımdı. Hem kişi başı milli gelirleri bizim üç katımız kadardır hem de gelişmiş ülkeler onlar.
Ne var ki, büyümek ile gelişmek farklı şeyler. Biz hızla büyümeye çalışırken, insanımızı ve demokrasiyi bir kenara attık. Onun için Birleşmiş Milletler 'in insani Gelişme Raporu'nda 187 ülke arasında 92'inci sıradayız.
Bizim yöneticiler hala diyor ki; “Memura, emekliye bol keseden zam yaparsak, Yunanistan’a döneriz”. Ama kendi maaşlarına zam yapmak serbest, ihtişamlı otoyollar, binalar yapmak serbest. İnsana yatırım yapmak yasak…