Çanakkalelileri anlayamıyorum
Zaten Çanakkale'den de öyle aman aman bir tepki gelmedi. Hani Çanakkale turizm kenti olacaktı? Hani Çanakkale yatırıma muhtaçtı? Demek ki memnunlar yerinden, yatırım da gelmesin, “bu kadarı yeter” diyorlar. “Küçük olsun bizim olsun.”
Konuyu geçelim, herkes unuttu gitti…
Çarşamba günü Anzak'ların Şafak Ayini vardı. Çanakkale Avustralyalı, Yeni Zelandalı ağırlıkta olmak üzere turist kaynıyordu. Çok hoş görüntüler var kentte. Bir yere turist gelince çehresi değişiyor hakikaten… Cıvıl cıvıl, renkli bir sürü insan otobüslere iniyor biniyor, restoranlara, cafe'lere girip çıkıyor. Turist hem gelir hem de canlılık demek.
Avustralya Başbakanı geldi bu kente… Julia Gillard, ülkesinin ilk kadın başbakanı, 50 yaşında hoş bir kadın, hukukçu… Anzak Koyu'nda güzel bir konuşma yaptı. Orada 8.700 Avustralyalının yaşamını kaybettiğini belirterek, “Bu kıyılarda zafer mümkün değildi. Anzakların hiçbir zaman geçemeyecekleri bir sınavdı. Ama onlar daha büyük ve daha zorlu bir sınavı geçtiler” dedi.
Salı öğleden sonra geldi, bir sergi açılışı yaptı. Kolin Otel'e yerleşti. Ertesi gün Anzak Şafak Ayini'ne katıldı. Gillard sonra hızla İstanbul'a gitti. Çanakkale'de fazladan bir dakika bile durmadı.
Oysa bu kentin ileri gelenleri, önceden görüşmeler yapıp Gillard'ı biraz daha uzun süre Çanakkale'de tutamazlar mı?
Gillard, törenden sonra bir konferans salonunda ya da belki Cumhuriyet Meydanı'nda bir konuşma yapsa… Anzaklar da Çanakkale'ye gelip onu dinlese… Konuşmanın ardından bir Roman orkestrası ya da ÇOMÜ'den bir klasik müzik topluluğu ya da Çanakkale'ye getirilecek tanınmış bir sanatçı konser verse… Konser alanının çevresinde kadın el emeği ürünleri sergilense, açılacak standlarda Çanakkale ürünleri –Ayvacık el halısı, Çanakkale seramik eşyaları, zeytinyağı vs- sergilense, satılsa…
Böylece Anzaklar Çanakkale'de biraz daha fazla kalırdı. Daha çok gezer, alışveriş yapardı. Ayrıca sadece Başbakan Gillard'ı tutmakla da olmaz bu iş… Stadyumda, kentin çeşitli merkezlerinde etkinlikler –konser, folklor gösterisi vs.- düzenlenir. Müzelerin –sayısı bir elin parmakları kadar- tanıtımı yapılır, izleyici çekilir. Otel lobilerinde, okul bahçelerinde Çanakkale Savaşı'yla ilgili sergiler düzenlenir. Bir turizmci, “18 Mart Stadı'nda Anzaklar için rugby, kriket maçları düzenleyelim” dedi. Ne güzel bir öneri…
“Turist Çanakkale'de kalmıyor. Niye kalsın ki, canı sıkılır, ne var burada. Geceleme sayısını artırmalıyız” laflarıyla iş bitmiyor. Eylem lazım, akıl - fikir lazım.
Bir de şu var. Yerel medyayı da anlamak mümkün değil. Renkli bir başbakan kente gelmiş. Bir iki haber- yazı yaz hakkında… İnternet Julia Gillard ile ilgili haberlerle dolu. En azından geçen Ocak ayında bir restoranda öfkeli Aborjinlerin saldırısına uğradığını, mahsur kaldığını, polis tarafından kaçırılırken, ayakkabısını restoranda bırakmak zorunda kaldığını hatırlatın bari… Ayrıca, gazetelerin yazdığı gibi Çanakkale'ye birlikte geldiği Tim Mathieson eşi değil, erkek arkadaşı… Kendisi şimdiye dek hiç evlenmemiş. Bu da benden bir Avustralya dedikodusu…
Turizm konusuna devam ediyorum. İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi İskele Meydanı'ndaki Anafartalar Oteli'nin yıkılmasına karar verdi. İşin içinde politik hesaplaşmalar, taktik savaşları var ama koca otele yazık değil mi?
Turist diyoruz, daha çok geceleme diyoruz, sonra da Kordon'da yer alan yegâne oteli yıkıyoruz. Acaba dış cephesiyle, odalarıyla, her şeyiyle yenilenip hizmete açılamaz mıydı? Devlet malı olunca vurun abalıya… Özel sektörün olsa yıkılmasına izin verir miydi? Anlamıyorum bu işleri?..