Çanakkale'de Donanma Bahçesi diye bir çay bahçesi var. Çimenlik Kalesi'nin hemen yanında… Özellikle yazın oturması pek keyifli, püfür püfür boğaz rüzgarı… Ama ben yaz gecelerini daha çok seviyorum. Çünkü dev kruvaziyer gemileri Çanakkale Boğazı'ndan geçerken seyretmesi pek hoş oluyor.

Deniz kenarındaki masalardan birini kapıp, çayınızı kahvenizi ya da soğuk biranızı söyleyeceksiniz. Sonra birden bire dev bir kruvaziyerin size doğru yaklaştığını göreceksiniz. Işıl ışıl, rengarenk. Her katında farklı renkte ışıklar var. İçindeki yolcuların gece Çanakkale'yi görüntülemek için arka arkaya patlattığı flaşlar da bu ışık senfonisinin küçük davul vuruşları gibi...

Bu nokta tam dönüş noktası olduğu için gemi iyice kıyıya yanaşıyor ve neredeyse tam yanınızdan geçiyor, elinizi uzatsanız… Ünlü İtalyan yönetmen Fellini'nin filmlerindeki gemi sahnelerini adeta canlı yaşıyor gibi oluyorsunuz. Özellikle “Ve Gemi Gidiyor” (E La Nave Va) fimindeki gibi…
Ama gemi gerçekten gidiyor. Çanakkale'ye çil çil dolarlar, Euro'lar bırakacak bu gemiler geçip gidiyor ve biz onları işte böyle filmdeki gibi seyrediyoruz.

İyi ki son zamanlarda bir uyanış var Çanakkale'de… “Yahu biz bu gemileri böyle niye hoş hoş ve de boş boş seyrediyoruz, bir şeyler yapalım. Truva'mız Asoss'umuz var, Gelibolu'muz var, şahane adalarımız var. Bu kente bir kruvaziyer limanı gerekli” dendi.

GESTAŞ açıkladı; “Projeyi başlattım. Bu işi yapacağım” diye. Vali Güngör Azim Tuna hemen işin bir ucundan tuttu. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası sonsuz destek verdi, “Ne görev varsa, yaparız” dediler. İşler iyiye gidiyor.

Çünkü önümüzde İzmir gibi muhteşem bir örnek var. İzmir'e 2003 yılında kruvaziyerler ile gelen turist sayısı 3.271 idi, geçen yıl bu sayıda psikolojik eşik olan 500 bin aşıldı. 2011 yılında kente kruvaziyer gemileri ile 503 bin 898 turist geldi, her üç turistten biri kente bu dev gemilerden ayak bastı. Kuşkusuz bu patlamada kruvaziyer turizminin dünyada hızla büyümesinin etkisi var. Ama İzmirliler ve özellikle İzmir Ticaret Odası geçip giden gemileri seyretmedi. Gelişmeleri izlemek yerine işin içine dahil oldu ve pastadan büyükçe bir dilim kopardı. Ve Akdeniz'in yıldızı oldu.

Kruvaziyer turizmi daha da büyüyecek. İtalya'daki o son kazaya takılmayın. Dangalak kaptan yüzünden. İlk o kaçmış, sonra da “Kaçmadım, denize düştüm” falan demiş. Komedi filmi…

Bu yıl dünyada kruvaziyer gemi sayısı 252, yatak sayısı da 430 bine yükselecek. Tüm tersaneler gemilerle dolu… Yılda 18.8 milyon yolcu taşınıyor ve 120 milyar dolarlık bir büyüklüğü olan sektör. Bizim hedefimizdeki Avrupa'da ise 5.5 milyon yolcu ve 34 milyar dolarlık büyüklük söz konusu. Türkiye'de ise 15 kruvaziyer limanı var ve 1.8 milyon yolcu, 200-300 milyon dolar gelir bırakıyor. Dünyanın yüzde 1'i bile değiliz.

Gidilecek daha çok yol var. Onun için İzmir hedefini bir milyon yolcu olarak koydu. Hem de çok kısa sürede… Çanakkale'nin de elini çabuk tutması lazım. Hızla büyüyen, güzelleşen, lezzetlenen bu pastadan payını alması lazım.

Türkiye'ye gemilerle gelen turistler kişi başı ortalama 113 dolar harcıyormuş. İzmir'e 500 bin turist gelmiş, çok mütevazi olarak diyorum ki Çanakkale'ye liman yapılsın ve ikinci yılın sonunda 100 bin turist gelsin. Kent ekonomisine 11.3 milyon dolar girdi demek. 20 milyon TL bu şehirdeki hediyelik eşyacılara, giyim mağazalarına, restoranlara, cafelere akacak demektir. Zenginleşme, refah artışı işte budur… Hepimize yansıyacak.

Bu konuya haftaya da devam edeceğim, izninizle biraz teknik konulara, rakamlara gireceğim.


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981