Kimi yalanı dolanı sever, kimi dürüstlüğü, onuru baş tacı eder. Bazıları yanıltmayı sever.

Okuyacaklarınız İstanbul Maltepe’de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yardımcı kitap diye dağıtılan Büyük Adım Yayınları’na ait sözde biyografilerinin yer aldığı ‘Her Taş Cevher Değildir’ ve ‘Hafıza Defterine Adını Yazdıranlar’ adlı dizi kitaplardan alıntıdır. Komik değil, ne yazık ki çok üzücü…

Thomas Edison (Fizikçi, ampulün mucidi): Kıskanç kaşif. Akarken küpünü doldurmaya bakan bir insan.

Charlie Chaplin (Sinema Yönetmeni): Londra’da doğan Chaplin’in babası sirklerden sebeplenmeye çalışan çulsuzun tekidir. Anası deseniz ona keza. Bilirsiniz Amerika’da parayı bulanlar ya karılarını değiştirir ya da yeni bir araba alır. Şarlo ikisini de yapar. Güzel arabalar alır ve alımlı kadınlarla takılır.

Sigmund Freud (Nörolog): Sapıkların babasıdır. Özellikle Siyonistler ve Marksistler Freud’ a sahip çıkar. Freud, Allahü Teala’nın kainatın şereflisi olarak yarattığı insanı, bir takım adi güçlerin esiri gibi gösteren teorilerin sahibidir.

Sır Isaac Newton (Fizikçi Astronom): İşte ağaç altında pinekleyip, sineklendiği günlerden birinde kafasına elma düşer. Buradan hareketle yer çekimi, merkez kaç kuvvet arasındaki dengeyi yakalar. Bunlar asırlar önce Kindi, Razi, Biruni, Hazini ve İbn-i Heysem’in eserlerinde detaylarıyla anlatılmıştır zaten.

Salvador Dali (Ressam): Bunlar çarpık ilişki adına akla gelecek her haltı onaylar, gırtlaklarına kadar pisliğe batarlar. Dali, abuk saçık resimler yapar.

Charles Robert Darwin (Evrim teorisinin mucidi): Küçük Charles’ın iki derdinden biri Yahudi olduğunu gizlemek ikincisi çıkık alnı iri burnu, şekilsiz dişlerinden nefret etmek. Pistir, pasaklıdır. Okuldan ziyade hayvanat bahçesine takılır, maymunlara fıstık atar. Pasifik’te üç beş renkli kertenkele görünce, nesli kesilmiş canlılarla yaşayanlar arasında münasebet kurmaya çalışır.

Noel Baba: Çocukları bedavacılığa iter. Halbuki Hoca’mız parayı verene düdüğü çaldırır. Bu da, Hoca karakterlidir, kapıdan kovsanız bacadan girer. Bu tipler bütün hukuk sistemlerinde ‘haneye tecavüzden’ yargılanırlar.

Afife Jale (İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı): Asrın başında birileri onu maşa kullanır. Ona asrın yıldızı gibi davranır. Garibim ailesine dönemez zira mahallenin bitirimleri Afife’ye ‘aşüfte’ gözüyle bakar.

İşte eğitimin düştüğü durumdan bir kesit…

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981