Esas sorun sıcak para
Evet, ekonomide gerçekten önemli dengesizlikler var. Artan kredi hacmiyle desteklenen güçlü iç talep, petrol fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle artan ithalat maliyeti cari açığın yılın ilk çeyreğinde GSYİH'nın yüzde 11'ine çıkmasına neden oldu. Cari açık Mart ayında Mart ayında 9.8 milyar dolara ulaştı. İlk üç aydaki cari açık ise 22 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yeni bir rekor ve yıl sonunda açığın 80 milyar dolar civarına dayanması bekleniyor.
Son bir yılda özel sektörde kredi hacmindeki artış yüzde 40 olurken, tüketim hızla artmaya devam etti. Örneğin otomobil satışları rekor kırmaya devam etti. Kuşkusuz buna paralel olarak otomobil kredileri de yüzde 45 gibi bir hızda artış gösterdi. Bu arada tüketici kredileri de hız kazanmayı sürdürdü. 6 Mayıs itibarıyla yıllık artış yüzde 41 oldu. İşte tüm bunlar ekonominin aşırı ısınmasına neden olan unsurlar oldu.
Değerli okuyucular, Türkiye'nin en iyi ekonomi gazetecilerinden Forbes dergisi yayın danışmanı Murat Arın bizleri şöyle uyarıyor:
“2006- 2008 yıllarında Türkiye, yüksek cari açık verdi ancak bu sorun olmadı. Bunun başlıca nedeni açığın finansmanında doğrudan sermaye hareketleriyle döviz girişinin her yıl 20 milyar dolar civarında seyretmesiydi. Bu dönemde en yüksek 42 milyar dolara ulaşan cari açığın yarısı, kalıcı yabancı sermaye yatırımlarıyla finanse edildi. Bu yılın ilk üç ayına baktığımızda ise ödemeler dengesinin sermaye hareketleri tarafında hiç de umut vermeyen bir tablo görülüyor. Doğrudan sermaye girişi 4 milyar dolar ve bunun yarıdan fazlası Doğuş Grubu'nun Garanti Bankası hisselerini satmasından kaynaklanıyor. Yıl sonunda 80 milyar dolara dayanacak cari açığa karşın doğrudan sermaye girişinin 10 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Bu, açığa göre çok küçük bir rakam. İlk üç ayda açığın 9.9 milyar doları, yani yüzde 45'i yabancıların tahvil alımıyla finanse edildi. İMKB'den ise aynı dönemde 1.3 milyar dolar çıktı. Borsadan çıkan para düşüldüğünde net kısa vadeli yabancı sermaye hareketleri girişi 8.6 milyar dolar oldu, yani cari açığın yüzde 39'unu sıcak para karşıladı.
Sıcak para dışında en büyük ikinci kalem ise 4.3 milyar dolar ile net hata ve noksan. Özetle 22 milyar dolarlık cari açığın yüzde 60'ı her zaman yön değiştirebilecek olan para hareketlerinden oluşuyor. Nisan ayında da hazine tahvili alımı için 3.5 milyar dolar geldi ancak bu kadar paranın her ay geleceğinin garantisi yok.
Cari açık büyük ama daha büyük sorun, açığın finansmanının kalitesizliği. Sıcak para girerse döviz düşecek, son haftalarda olduğu gibi sıcak para girişleri yavaşladıkça döviz kurları yükselecek. Ödemeler dengesindeki bu denklem çok sağlıksız ve önümüzdeki dönemde kurların yükseleceği anlamını taşıyor. Küresel piyasalardaki havanın kötüleşmesi ise kurlardaki artışı hızlandıracak. Dövizde zaman zaman hızlanıp zaman zaman yavaşlayacak bir yukarı trend başladı. Ödemeler dengesindeki sorun çözülünceye kadar lira değer kaybetmeye devam edecek.”
İşte böyle… Yazıyı Murat Arın'a yükledik ama sorunu en iyi anlayan ve anlatanlardan biridir o… Özetle diyor ki; İlerleyen aylarda hava bulutlanacak, döviz yükselecek…