Çocukluk yıllarımızı yaşamak ve geçmişe yolculuğa çıkmak için sonbaharda köylerimiz çok daha güzel, sakin ve sessiz olur.
Geçen haftalarda Tanrı Dağları eteklerindeki Kazakistan Köylerinde belgesel çekiyordum.
Şimdi de benim memleketim Giresun’daki köyümdeyim. Espiye Dikmen Köyü Gıran Mahallesi’nde 55 yıl önce koşup oynadığım, yaramazlık yaptığım, koyun baktığım, mısır tarlasında darı biçip, ot topladığım köy evimdeyim.
Taflan, üzüm, kiraz, töngel, hurma, ceviz, fındık, elma, armut, erik ağaçları yerinde duruyor. Küçük hurmalar yeni olurken, yaprakları sararmış töngel meyvesi ile kendime ziyafet çekiyorum.
Haydi Gel Köyümüze Dönelim
Ata dede memleketi köylerimiz bizi çağırır
Köyler dile gelir kendi lisanı hali ile konuşur
Köylerin sesini duyar gibi olursunuz
Geçmişi hatırlar, yeniden yaşar, hüzünlenir, duygulanırsınız
Orada bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gitmesekte, gelmesekte
O köy bizim köyümüzdür
Evet köyler bizleri çağırıyor, vefa bekliyor
13 yaşına kadar çocukluk hayatımın geçtiği Giresun Espiye Soğukpınar Beldesi Tarihi Bayramoğlu nahiyesinden www.gebzegazetesi.com ve www.devrialem.tv olarak canlı yayın yaptık, belgesel program çektik. Fındık bahçelerinde koşup, göllerinde çimip, yüzdüğüm Soğukpınar ve Karaduva derelerinin nazlı nazlı aktığı sularını seyir edip, çocukluk yıllarımı bir kez daha hatırladım.
Gelin hep birlikte köylerimize gidelim
Bahçelere bakalım
Fidan dikelim
Evlerin ocaklarını yakıp,
Bacalarını tüttürelim
Ata, dede mezarlarında Fatiha okuyalım
Çocukluk yıllarımızı bir kez daha yaşatalım
Kızılkaya Maden Dağları kan ağlıyor
1960 Yılında rahmetli anamın deyimi ile kara kış ayında dünyaya geldiğim, üstü toprak damlı köm evimizin penceresinde sürekli görüp, doya doya seyir ederek hayaller kurduğum Kızılkaya Maden Dağları, maden çıkarma bahanesi ile açık küreme yapılarak yok ediliyor. Benim ilk aşkım, göz ağrım maden dağları kan ağlarken, bende üzülüp kahır oluyorum.
Dinamit patlamaları, kepçe ve buldozerlerin yıkıp yok ettiği güzellik karşısında herkesi ama herkesi vicdanlı olmaya çağırıyor, Allah vergisi bu güzelliği yok etmemelerini istiyor, onlara kızılderili ata sözünü hatırlatmak istiyorum.
Kızılkaya Maden Dağlarını yok edenleri tarih affetmeyecek.
Yaratılışından bu yana doğayı hor kullanmanın kötü sonuçlarıyla günümüzde yüzleşmek zorunda kalan insanlık ve Kızılkaya Maden Dağlarını yıkıp yok edenler, Kızılderili Şef Seatle’ın bir zamanlar söylediği, tarihe mal olan şu sözlerin anlamını bir kez daha düşünmeli.
Kızılderili Ata Sözü
‘‘Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak!’’
Evet gelin hep birlikte Kızılkaya maden dağlarında yaşanan çevre katliamına dur diyelim.