Türkiye’de 108 devlet, 66 vakıf üniversitesinde okuyan 3 milyon öğrenciden biriyim. 2 milyon 541 işsizin 587 binini üniversite mezunu arkadaşlarım oluşturuyor. 360 bin iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunu işsiz var.

Nisan ayında açıklanan rakamlara bakalım; üniversite mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 11,1. İşsizlik oranında birincilik yüzde 22,1’le ‘Gazetecilik’te. Türkiye’de pek çok bölümde arz talep dengesizliği var. Başta ise öğrencilerin en çok yazdığı iktisadi ve idari bilimler fakültesi geliyor.

Radikal Gazetesi’nde geçtiğimiz nisan ayında yayınlanan haberde; “2010’da 300 bin İİBF mezunu KPSS’ye girdi, iki sene sonra bu rakam 350 bine çıktı. 350 bine karşılık en son atanan İİBF’li sayısı ise 722” deniliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre üniversite mezunu işsiz sayısı ülke tarihinin en yüksek seviyelerinde.

Sınavların bitmesine yaklaşık 1 hafta, mezuniyete 2 hafta kaldı. Üniversite mezunları için ‘Devlete kapağı atma sınavı’na (KPSS) yaklaşık 1 ay var. ALES, YDS’nin dışında yurtdışına kaçış planları, özel sektörde şansını deneyecekler, bankacılık, polislik, çağrı merkezleri seçenekleri...

Her neyse, daha zaman çok. Arkadaşlarımın derdi şu an: kep, kep, kep...

George Bernard Shaw da zaten dertli olmanın sırrını; “Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş vakite sahip olmamızdır” diyerek açıklıyor.

Sözün özü, dert etmeyin beya, gelir geçer...

Yürekten gelerek, gülerek...
Nazım Hikmet’in şiirinde dediği gibi:

“Yürümek;
yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak yürümek!...

...Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek...
Yürümek; yürekten gülerekten yürümek.”

Yürüyelim, yürekten gelerek; hem de gülerek...

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981