Korku imparatorluğu sona doğru mu?
Küreselleşmenin bir sonucu olan endüstriyel futbol… Maksat maç kazanmak değil, para kazanmak. Dünyadaki futbol piyasasında dönen para 500 milyar doları aşıyor. Türkiye'nin milli gelirine yakın. İmkânsız, kirli bir şey olmaması… Demiştik son yazıda.
Aziz Yıldırım gibi bir “Cumhurbaşkanı”nın içeri alınması da sadece şike suçlamasıyla açıklanamaz, başka işler vardır bilemediğimiz… Demiştik…
Aslında, 2005 yılında Meclis tarafından hazırlanan Şike Raporu varmış. Bu raporda Meclis üyeleri, “Futbol tamamen şike organizasyonuna batmış durumdadır' demiş sonuç bölümünde...
Gelelim işin futbol tarafına… Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının ve Beşiktaşlıların ve Trabzonluların ve diğerlerinin yasaya aykırı, futbol ahlakına mugayir işler yaptıkları doğru gibi… Nereden bu kanaate vardın, mahkeme sonuçlanmadı, karar açıklanmadı dediğinizi duyar gibiyim.
Baksanıza, günlerdir içerdekileri koruyup kollamaktan bitap düşen spor basınına… Onlar da kabul etti birkaç takımın düşme derecesinde kötü işler yaptığını… Son günlerde diyorlar ki; Yasa değişikliği yapılsın, futbolda teşvik primi yapanlar ligden düşmesin onun yerine eksi puanla lige başlasın. Hatta eksi 15 ile…
Acaba bunları onların kulağına kim üflüyor? Aziz Yıldırım futbolda öyle kudretli bir yönetici ki; aleyhine kimse yazamıyor. Hatta o kadar havalı eski bir hakem bile, ancak içerdeyken gidip “Beni işten attırdı” diye şikâyetçi olabildi. Bu hakem abimiz, büyük maaşların verildiği kanaldan atılarak binlerce lira gelir kaybına uğramasına rağmen aylarca sustu.
Yukarıda bahsettiğim detaylı Meclis raporunu spor basınından arkadaşlar hiç haberleştirmemiş. Birisi nedenini sorduğunda; “Ben bunu haber yaparsam beni bir daha basında çalıştırmazlar” demişler. Kimden korkuyorlar acaba?.. Adam, “Maçlar sadece sahada kazanılmıyor” demişti…
Kazanılacak (susturulacak diye de okuyabilirsiniz) yerlerden biri de basın demek ki…
Şimdi diyorlar ki; yayıncı kuruluş büyük zarar edecekmiş, kulüpler önemli gelirlerinden olacakmış, sadece Fenerbahçe'nin maddi kaybı 150 milyon TL'yi bulacakmış. Ayrıca Süper Lig'de seyirci azalacak, yabancı oyuncular kaçacak, Avrupa'da temsil gücümüz azalacakmış.
Aslında o kadar üzücü bir durum değil bu... Bir yandan Türk futbolu temizleniyor (acaba) diğer yandan da küçülme dönemi başlıyor.
Belki milyonlarca liralar havada uçuşmaz, beş para etmeyen, ya da rekor transfer ücretlerine karşılık aylarca yatarak parayı götüren yabancı oyuncularla doluşmaz Türkiye...
Kulüpler özüne döner. Altyapıya çok önem verirler, genç oyuncular yetiştirirler. Ve yapılan bu altyapı yatırımları sayesinde birkaç yıl sonra Türk futbolunda bir patlama olur.
Ne dersiniz, biraz hayal değil mi? Uçukça da olsa, keşke diyor insan... Olmaz olmaz...