İsviçre'deki hesapları, Wikileaks muhabbetlerini bir kenara bırakalım. Zaten suni gündemlerle unutturmaya çalışıyorlar. Ayrıca Wikileaks kriptolarını kanıtlamak çok zor.
Gerçi, bir parti liderine de yine benzer şekilde "İsviçre'de hesabı var" suçlaması yapılmıştı. O da kendisini araştırmaları için Adalet Bakanlığına başvurmuş ve İsviçre'ye yapılan soruşturma talebine cevap gelmişti: "Burada o şahsın hesabı falan yok" diye...
Şimdi de bu tür suçlamalara maruz kalan beyefendi aynı yolu izleyebilir. Her şey ellerinin altında... Bir talimat yeter. Neyse geçelim... Olacak dava değil.
Bir kenara bırakalım derken, olanlara, gerçeklere bakalım diyorum. Belediye başkanlığından sonraki zenginleşmeye, şirket hissesi satışlarına, gemiciklere, Çamlıca'daki villalara bir göz atalım, yeniden hatırlayalım.
Diyeceksiniz: Bu konu kapandı. Ne diye açıyorsun yeniden? Şunun için; feci şekilde kandırılıyoruz. Biga'da yayımlanan gazetelerin birinde okudum. Yazar diyor ki: “Biz ona inanıyoruz. Ne kadar güzel dedi 'orada bir Allah kuruşum yok' diye. Sağda solda üç beş kuruşu da varsa, ana sütü gibi helal paradır.”
İnanılmaz bir yanlış yönlendirme yapılıyor. Sadece Biga'daki bu yayında değil tabii... Bütün basın ve televizyonda... Onun için şu “üç beş kuruşun” özetini çıkaralım diyorum.
1994 yılında belediye başkanlığı koltuğuna otururken 5 bin 110 TL olan servet, 2010 yılında 2 milyon 366 bin liraya çıkmıştır. Tam 463 kat artmıştır. Ayrıca 500 bin TL alacağı ve toplam değeri 50 bin TL olan arsaları vardır. İsteyenler rakamları internet sitelerinde, gazete arşivlerinde bulabilir.
Belediye başkanlığından sonra her yıl serveti katlanarak artmıştır. Haksız malvarlığı edindiği gerekçesiyle açılan davadan da koltuk sahibi olunca kurtulmuştur. Servet artışının kaynağını ise “oğlunun düğününde armağan olarak gelen altın ve dövizlere” bağlamıştır.
Ayrıca üzerinde hiç bir ev görünmese de, Çamlıca'da kapalı havuzlu lüks sitede bir villada oturmaktadır. Partisinin il başkanı iken, Kasımpaşa'da iki katlı kagir bir evde kiracı olarak otururken, 25 senede Çamlıca'da havuzlu, korumalı villaya...
Çamlıca'daki sitede iki oğlu ile kız kardeşi-bacanağının birer villası vardır. Villaların değeri 1 milyon TL'den fazladır. Tapu kayıtlarına göre iki kardeş bu villaya yarı yarıya ortaktır. Duvarlarla çevrili, sitenin çevresinde yüksek ağaçlar bulunduğundan içerisi görünmez.
Tüm bunların yanı sıra bir oğlu 2.3 milyon dolara 90 metrelik bir kuru yük gemisi almış, babası buna “gemicik” demiştir. Diğer oğlu ABD'de 261 bin dolara daire sahibi olmuştur.
Bu kadar hızlı zenginleşmenin kuşku yaratması, ne kadar engellense de tartışılması, açıklamaya muhtaç olması normaldir. Bir de işine gelince “Ben de Kunta Kinte'yim” der. İşine gelmeyince de, “Ticaret yapmazsam 9 bin lira maaşla geçinemem” der.
Sözün özü, Wikileaks muhabbetine ne gerek var. Ortada mal beyanları, tapu kayıtları, gazete haberleri var. Önce gerçekleri konuşalım, Amerikalıların kriptolarını değil. Ayrıca sadece bir kişi değil, aynı yolda yürüyen koltuk ve makam sahibi olanların çoğunun da benzer hikayesi vardır.