En nefret ettiğimiz kişiyle bile aynı şeyleri yapıyor olmamız ne garip. O da yemek yiyor, hasta oluyor, bazen aşık olup – terk ediliyor, bazen de terk eden taraf oluyor. Olaya, Bülent Ortaçgil sevimliliğiyle yaklaşacak olursak: ‘Belki de aynı esnaf lokantasında, aynı kaplarda, aynı kaşıkla, değişik zamanlarda da olsa bir tas çorba içmişliğimiz’ bile vardır, bu en nefret ettiğimiz insanla.

Birbirinden habersiz, ayrı kafalarda yaşayan insanların, benzer tepkiler veriyor olmaları da garip. Mesela altmış yaşında hacca giden bir amcayla, otuz yaşında bakirliğe veda etmek için geneleve giden bir abinin tepkileri de aynı: ‘zamanında gidemedik!’

Ve şemsiyeleri olmadığı sürece aynı şehirde yaşayan insanların hepsi, o yağmurda ıslanıyor. Islanan insanlardan bazıları evlerine gidip, zile bastıklarında, kapıyı bir kadın ya da erkek açıyor. Kapıyı açan kadın ya da erkek başlarda kızgın görünmek için kaşlarını çatıp, dudaklarını büzüştürerek sırılsıklam olan sevdiceğine kısa bir süre dik dik bakıyor fakat sonrasında dayanamayıp, gülümseyerek ‘sen yine şemsiyeni yanına almadın mı, zorla hasta edeceksin kendini’ diyor.

Bazısı ise eve gidip zile basıyor, sonrasında bir kere daha basıyor, ardından bir kere daha. Ceplerini kontrol ettiğinde, anahtarını yanına almadığını fark ediyor, cep telefonununsa şarjı bitik. Bir kez daha deniyor şansını. Baktı açılmıyor, kapı önüne çöküp, oracıkta sızıveriyor. Reklam arasında, içlikleriyle evde dizi izleyerek emekliliğinin tadını çıkartmakta olan annesi ya da babası açıyor kapıyı. İçeride onu kocaman bir aile sıcaklığı ve soyulmuş mandalinalar bekliyor.

Bazıları da evlerine gidip, kapıyı anahtarıyla açıyor. ‘Ulan keşke kombiyi yakıp da evden çıksaydım, hasta olmasak bari’ diye, bir süre kendi kendine söyleniyor. Masaya serilmiş, üzerinde yemek yenilmesini bekleyen gazete kağıtları, koltukların üzerlerine serpiştirilmiş donlar ve mutfaktan gelen çöp kokusu. Yalnızlık, neresinden bakarsan bak, alabildiğine yalnızlık.

O kapıyı açan kadın ya da erkek, kapıyı çalan kadın ya da erkeğe; ‘istersen duşa gir, rahatlarsın’ diyor. O kapıyı çalan kadın ya da erkek(büyük ihtimalle bunu yapan erkektir) kapıyı açan kadın ya da erkeğe; ‘bari duştan önce sevişelim de, o da aradan çıkmış olsun, boşuna duş almamış oluruz, malum devir hesap - kitap devri’ diyerek hafiften sosyal mesaj verip, terlemeden sevişerek inceden de olsa Teoman’ı selamlıyorlar. Arkasından da soğuk kış günlerinde üşütüp, hasta olmamak için şifa niyetine mandalina yiyorlar.

‘Ortalığı toparlasam iyi olacak’ diyor, sessizce. Mutfaktan bir poşet alıp, ilk önce yere saçılmış mandalina kabuklarını toplayarak başlıyor evi temizlemeye.

Annesi reklam arasında bir tabak getiriyor; ‘baban bu mandalinaları senin için soydu’ diyor.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981