Tolstoy demiş ki, “Mutlu aileler birbirinin aynı, her mutsuz aile ise kendine özgü mutsuzluğunu yaratıyor”
‘Evde mutlu olmak’, tüm tutkuların en üst düzey sonucu imiş.
Unutmayın, kimi zaman bir şeyleri sürekli doğru yapma takıntısı, kişi için gerçekten önemli olan şeyleri unutmasına neden olabiliyor ve sonuçta mutsuzluğa sebep oluyor.
Mutluluğun sırrı gündelik hayatın her ayrıntısına yapmacıksız ilgi göstermekte yatıyor.
Eskinin filozofları ve çağdaş bilim insanları, mutluluğun yegâne anahtarının, başka insanlarla güçlü bağlar kurmak olduğu konusunda fikir birliğinde.
Para mutluluğu satın almıyor ancak akıllıca harcandığı zaman mutlu bir yaşama çok ciddi katkıda bulunabiliyor.
İnsanların en mutsuz zamanları 40’lı yaşların başında başlıyor. Kadınlar 37-38, erkekler ise 42 yaşında en mutsuz zamanlarını yaşıyormuş.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, mutlu insanlar mutsuzlara göre yılda ortalama 3500 dolar daha fazla kazanıyormuş.
Kendini mutlu etmenin en iyi yollarından biri, başka insanları mutlu etmek. Başka insanları mutlu etmenin en iyi yolu ise, kendini mutlu etmek. Ne hoş bir dilemma değil mi?
‘Ne kadar harika bir hayatım var keşke bunun daha önce farkına varsaydım’ dememek için yaşadığımız her anı duyumsamak gerekiyor. Tabi yaşadığımız ülkede bu kadar geçim derdine düşünce, hayatın ne kadar farkında olabiliyoruz…