Yeni bir araştırmaya göre, Amerikan ordusunun içinde yer alan gizli bir kuvvet, Amerikan halkının bilgisi dışında tam 120 ülkede operasyon yapıyor. Bu işleri Amerikan Ordusu Özel Operasyon Komutanlığı (SOCOM) sürdürüyor. 60 bin kişilik, 6.3 milyar dolar bütçesi olan bu yeni seçkin Pentagon gücü dünya nüfusunun yüzde 60'ını kapsayan bir bölgede büyüklüğü ve kapsamı hiçbir şekilde açıklanmayan bir küresel savaş yürütüyor.
Kuşkusuz bu savaşın sürdürüldüğü bölgeler arasında Türkiye'nin doğu illeri, Suriye ve Irak Kürdistan'ının da yer aldığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Sözde “Arap Baharı” adı altında karıştırdığı ülkeler ve Suriye de bu SOCOM'un hedeflerinden tabii ki…
ABD'nin son 11 yıldır, Irak, Afganistan ve Pakistan'da sürdürdüğü savaşın maliyeti 3,7 trilyon doları buldu. Bu rakamın 4.4 trilyon dolara çıkabileceği hesaplanıyor. Anlayacağınız dev bir savaş ülkesi ya da savaş ekonomisi…
Evet, savaş var ve büyük ihtimalle daha da şiddetlenecek çünkü 2008'de patlak veren Küresel Finans Krizi çözülmedi. Sadece üzerine kum gibi para atıldı. Yani dünya krizden hiç çıkmadı.
Eğer ABD ve Avrupa bankaları batacak olursa, -ki büyük ihtimal- savaş kapıda demektir. Tarihte büyük savaşlar hep ekonomik krizlerden sonra çıkmıştır. Ekonomide iyileşme umutları ortadan kalkınca savaş ihtiyacı kaçınılmaz hale geliyor.
Savaş derken; tahmin edebiliyoruz, saldırı İran'a olacak. Maalesef sonrasını bilemiyoruz... Kimler katılır, ne tür silahlar kullanılır… Zaten tahmin bile etmek istemiyoruz.
Ne için bu savaş? Petrol, doğal gaz…
Yorum yapmadan, stratejileri değerlendirmeden Ortadoğu petrol satrancında neler oluyor, hangi hamleler yapılıyor bir bakalım, önce bilgi sahibi olalım.
Kriz nedeniyle dünyada petrol tüketimi düşüyor. ABD'nin petrol talebi son 4 yılın en düşük seviyesine indi. Çin de son 9 ayın en düşük petrol talebi yaşandı.
ABD ise, Irak'ı kendi geleceği için stratejisine uygun biçimde şekillendiriyor. Petrol dünyasında İran'ın yerini almaya çalışan Irak'ın petrol üretimi hızla artıyor. Bağdat hükümetinin gelirlerinin yüzde 95'ini petrol ihracatı oluşturuyor.
1990'dan bu yana en yüksek seviyeye gelen günlük üretimi 3.2 milyon varile, ihracatı ise 2.5 milyon varile çıktı. Böylece, Irak, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içinde İran'ı geçerek Suudi Arabistan'dan sonra ikinci büyük üretici konumuna geldi.
Irak üretimini yıl sonuna kadar günde 3.4 milyon varile kadar çıkarmayı hedefliyor. 2014'te 4 milyon varil, 2017'de ise 9.5 milyon varil hedefleniyor. Bu hedef uzmanlar tarafından pek gerçekçi bulunmasa da, Irak petrol endüstrisinde Suudi Arabistan'ın yerini almak istiyor.
ABD liderliğinde Batı ülkelerince İran'a uygulanan ve Türkiye'nin de enerji ithalatında yüzde 20 kesintiyle katıldığı yaptırımlar ile doğan açık Irak'ın artan üretimi ile kapatılmaya çalışılıyor.
Çünkü, İran'ın petrol ihracatı günde 2.5 milyon varilden, 1.2-1.8 milyon varile kadar geriledi. Mısır ise, sınırı dahilindeki petrol boru hatları ve Süveyş kanalı yoluyla İran petrolünü Batılı limanlara taşınmasındaki rolünü sürdüreceğini açıkladı.
Gelelim, Musul Kerkük petrollerine… Bağdat, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) bölgesel anlaşmalar imzaladığı için başta dünyanın en büyük petrol şirketi Exxon Mobil olmak üzere büyük petrol şirketleri ile ilişkilerini keseceğini açıkladı.
Bağdat hükümeti bu anlaşmaları “kalbine saplanmış bir hançer” olarak değerlendiriyor. Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin El-Şahristani, özellikle Fransız Total'i tehdit ederek, KBY ile ilişkileri kesmediği takdirde Halfaya petrol bölgesindeki hisselerini satmasını istedi. Irak Kürdistanı'ndaki en etkili petrol şirketi olan Exxon Mobil, geçen yıl 6 büyük rezervli bölge için sözleşme imzalamıştı. Aynı şekilde ABD'li Chevron, Rus Gazprom ve Total de önemli petrol arama anlaşmalarına imza atmıştı.
Bağdat yönetiminin özellikle petrol konusunda bağımsız hareket ettiği için KBY ile ilişkileri kötüleşirken, Türkiye ile gayet yolunda gidiyor. Belki gözünüze pek çarpmadı ama Kürdistan yönetimi petrolünü Türkiye üzerinden pazarlamak istiyor. Bu amaçla Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yeni bir petrol boru hattı kuruluyor.
Türkiye, Bağdat yönetimini kızdırmamak için çok sesini çıkarmasa da, boru hattının ilk 77 kilometrelik bölümünün yüzde 23'ünün bittiği açıklandı. Boru hattının 2013 yılında bitirilmesi ve Türk liman, rafinerileri vasıtasıyla günde bir milyon varil petrol ihracatı öngörülüyor. Hatta yine Türkiye'den geçecek ikinci bir petrol boru hattı da gündemde…
KBY, Irak'ın ulusal bütçesinden yüzde 17 pay alıyor. Ancak bu boru hattı sona erdiğinde ve petrol fiyatlarının varil başına 100 dolarda devam ettiğini düşündüğümüzde, KBY'nin kasasına bunun tam 3 katı gelir girecek.
Kolay değil, kendi çapında bir petrol devi olan Kuzey Irak'tan bahsediyoruz. İspatlanmış 143 milyar varil petrol rezervi olan, 3.2 trilyon metreküp doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilen bir bölge burası… Bir petrol devi yani… Tüm üretim sahaları işlediğinde, boru hatları devreye girdiğinde günde 3 milyon varil ihracat söz konusu…
Onun için tüm atmacaların, şahinlerin gözü üzerinde…
Devam edeceğiz… Petrol için savaş da bitmez laf da…