Sevgili yurttaşlar!
Bir insan “demokrasi” diyorsa, siyasetçiye değil siyasal sisteme ve hukukuna bakar. Demokrasi şu iktidar olunca gelen, bu iktidar olunca giden bir şey değildir!
Demokrasi varsa, kim gelirse gelsin kim giderse gitsin vardır.
Ha... Bizim yaşadığımız gibi ülkelerde, kim gelirse gelsin demokrasi zaten yoktur! Demokrasi arayışımız vardır ve sistem değişmedikçe de demokrasi olduğunu kimse bize zorla kabul ettiremez!

Sevgili yurttaşlar!
Cumhurbaşkanı seçimine hangi koşullarda gidildiğine bakmadan, siyasal tavır belirleyen başta CHP, MHP ve işbirliği yaptıkları diğer partilerin yönetimleri; çuvallayacaktı, çuvalladılar!
Uğur Dündar gibi utanmadan benim gibi “bu seçim sistem olarak yanlış, sandığa gitmeyeceğim” tavrı takınanlara “Atatürk’ü ağızlarına almasınlar” diyecek denli kontrolünü kaybetmişler de; sözü dinlenir, yazdığı okunur olmaktan iyice çıktılar. Zaten medya bu hallere düşünceye kadar, yalnızca kendi koltuklarını düşünerek, sevimli çocukları oynuyorlardı. Buraya kadardı, yazmış ve uyarmıştık; hepsine geçmiş olsun!

Sevgili Yurttaşlar!
Bir önceki seçim, yani 2014 Yerel Seçimleri’ndeki tabloya bakmadan, siyasal değişimleri anlamaya çalışmak ve kahvehane sohbeti düzeyinde görüş belirtmek, benim işim değil.

İl Genel Meclisi seçimlerinde seçmen sayısı 11 milyon 904 bin 853.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde seçmen sayısı 40 milyon 707 bin 194.
İkisini topladığımızda Türkiye seçmeni ortaya çıkar:  52 milyon 612 bin 47.
AKP’nin aldığı oy 20 milyon 520 bin 509.
Oy oranı gerçekte yüzde 39.
Yerel seçimdir, adaylar etkilidir, falandır, filandır... 

Sevgili yurttaşlar!
Yüksek Seçim Kurulu rakamlarına göre 2014 Cumhurbaşkanı Seçimi’nde, toplam seçmen sayısı şöyle:
53 milyon 17 bin 214’ü yurt içinde, 2 milyon 801 bin 666’sı yurt dışında.
Toplam seçmen: 55 milyon 818 bin 880.
Kesin olmayan sonuçlara göre Erdoğan ne kadar oy aldı?
20 milyon 999 bin 787
Yüzde kaç?:  37,62
Hukuki olabilir de, meşru mudur?
Bence hayır!
Bence diyorum, çünkü sözüm ona muhalefet parti liderlerinin yönlendirmesiyle sandığa gidenler açısından, bal gibi meşru gösterilmektedir.
Sandığa gitmeselerdi, şu anda Türkiye’de; Mısır’daki Mursi’den de, Sisi’den de çok daha fazla meşru olmayan bir Cumhurbaşkanı oluşacaktı.
CHP, MHP liderleri sırf bu siyasal körlük nedeniyle, lider değildirler, en kısa sürede örgütlerine hesaplarını verip, evlerine dönmelidirler.
Gösterdikleri aday 15 milyon 586 bin 145 oy aldı.
Yüzde kaç ?: yüzde 27,92
Üçüncü aday ne aldı?: 3 milyon 958 bin 74
Yüzde kaç?:  yüzde 7, 09
Pekii...
Ya sandığa gitmeyenler?
Ya gidip boş ve geçersiz oy kullananlar?
Benim gibiler yani: 15 milyon 802 bin 332
Yüzde kaç?: yüzde 28,31
Şaşırdınız mı?
Hiç şaşırmayın!
Meşru olmayan bu seçimi halka meşru imiş gibi göstermeye çalışanlar rakamlarla oynuyorlar; seçime katılmayanları yok sayarak oranlar sunuyorlar.
Bir iddiam daha var, onu da paylaşmalıyım.
Özellikle gözden ırak yerlerdeki sandıklarda, seçime katılmayanların oyları katılmış gibi gösteriliyor. Bu rakam da en az 1,5 milyon oy.
Güvenilir bir sandık ve sayım sisteminde, iddia ediyorum seçime katılmayanların oranı yüzde 30’un çok üzerinde çıkar... 
Erdoğan’a gelince...
Hukuku belirledi, rakiplerinin zaaflarını gördü, zamanlamayı doğru yaptı, sandıkları ve sayımı kontrolü altında tuttu ve şimdilik paçayı kurtardı.
Şimdilik tabii...
Bu arada AKP’ye ne olacakmış, Türkiye demokrasisine ne olacakmış, izleyip göreceğiz.

Sevgili yurttaşlar!
İktidara karşı demokratik siyasal mücadelede temel olan seçmendir. Seçmen, seçeceği adayları kendisi belirlerse, meşruiyet başlar. Sistemi daha başından kuşkulu buluyorsa ve buna muhalefet ediyorsa, sandığa gitmemek demokratik hakkıdır!
Bir seçimin sonucu, yazılı hukuka göre doğru olabilir. Meşru olması için, seçimin adil olması gerekir.
Erdoğan çok çok yüzde 37, 62’nin Cumhubaşkanı’dır!
Cumhuriyet tarihinin en az oy oranına sahip Çankaya Köşkü konuğudur.

Sevgili yurttaşlar!
Bu seçimin, meşruiyette galibi yoktur!
Yalnızca mağlupları vardır.
2015 Genel Seçimleri’ne de bu seçim sistemi ve hukuku ile girilirse, demokrasi beklemek ancak romantizmin konusu haline gelir.
Benim gibi düşünenler için hiçbir şey, bu ülkede sürpriz değildir ve bu nedenle ne yaptığımızı biliriz.
Kendi adıma huzurluyum.
Bildiğimi, gördüğümü yorumladım ve sürekli dürüstçe paylaştım. Yanılmadım da...
Açık ve seçik yazıyorum. Erdoğan benim Cumhurbaşkanım değil!
Gül de değildi.
AKP’li tepki göstermiş, CHP’lisi kızmış, MHP’lisi öfkelenmiş, olabilir. Onların gözüyle baksaydım; Ankara’da veya İstanbul’da olur, siz de beni televizyon ekranlarından izlerdiniz.
Üç gün sonra siyasetçileri tokalaşırken göreceksiniz. Halkı birbirine düşürürler, sonra da “orası Ankara, orada protokole uymak lazım” diyerek halkı ahmak yerine koyarlar.
2015 yılında Genel Seçimler var. Herkes önce, kendi sokağının önünü temizlemeli.

Not: Yazımı, siyasetçi seslenişleri ile bilerek yazdım. Yok sayılan "sandığa gitmeyenlerin" sözcülüğüne soyundum. Yalnızca sevgili dediğim için de kusura bakmayın, tek yanlı bir sevgi benimki. “Sayın” diyemedim, çünkü içtüzüğü de demokratik bulmuyorum.



banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981