Tarihimize ikinci Plevne olarak geçen mareşal Fevzi Çakmak in ifadesi ile “Bayburt – Kop savunması muvaffak olmuş bir Plevne’dir” ifadesi ile tarihimizin çok önemli kilometre taylarından birisi olan kop savunmasının yüzüncü yılını yaşıyoruz. Kop savunması ile ilgili bu güne kadar bu köşede çok önemli yazı ve araştırmalara yer verdik, belgesel çekimlerimiz de Kop savunmasının yüzüncü yılını anlatmaya çalıştık. 

Kop savunmasında Osmanlı ordusunun 5.5 ay direnmesi Rusya’da bol Şevik ihtilaline neden olmuş Çarlık Rusya yıkıldığı tarihçiler tarafından anlatılmakta. 22 gün süren Sarıkamış hareketinden sonra Ruslar Bayburt Kop dağında durdurulmuş 17 Temmuz 1916 tarihine kadar Rusların geçişi durdurulmuştu. Kop dağı düşünce Bayburt işgal edilmişti. 17 Temmuz’un seneyi devriyesindeyiz. Kop savunması ile ciddi araştırmalar yapılmaması bu konuya ilgili ve yetkililerin duyarsız kalması gerçekten üzücü. Biz bugün Mareşal Fevzi Çakmak’ın ifadesi ile ikinci Plevne olan  Koop savunmasının ilham kaynağı Gazi Osman Paşa’nın Plevne destanı ile ilgili yaptığımız araştırma ve hazırladığımız belgesel çekimlerinin senaryo metnini bugün sizlerle paylaşıyoruz. Hem Gazi Osmanpaşa’nın Plevne’si hem de Deli Halit Paşa’nın Kop savunmasında şehit olan aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet minnet ve şükranla anıyoruz. Hazırladığımız senaryo metnini birlikte okuyalım. 

TUNA NEHRİ AKMAM DİYOR

  Türk Tarihi, savaş tarihi. Çöküşle birlikte fetih savaşları değil. Direnme, müdafaa savaşları başlar.Kanişe, Silistir, Budin, Kars, Edirne, İşkodra, Yanya, Çanakkale ‘Geçilmez’, ‘terk edilmez’denilip Türk halkının göğsünü siper edip yüzbinlerce evladının şehit düştüğü direniş noktaları.Çözülüş döneminde en çok savaşı Ruslar’la yaptık. 1711 den başlayarak 230 sene aralıksız savaştık.

    * RUSLARLA 230 YIL SAVAŞTIK

   Ruslar, Türkler Avrupa ya ayak bastığında tarihte yoktu .Önce altın ordu devleti sonra Kırım hanlıklarıyla 7-8 asır başlarını kaldıramadılar. Ama sonra, Finlandiya dan Kazakistan steplerine kadar milyonlarca askeri Türklerin üstüne tam 230 yıl sürdü. Osmanlının çöküşü müdafasız kalışı Kırımın kaybedilmesiyle başlar. Osmanlı Avrupada hangi savaşa girse Kırım hanlıkları en önde yola çıkar. Anadolu dan gelen akıncılarla birleşip savaşırdı. Kırımın elden çıkışıyla Türk tarihinde hezimetler dönemi başlar.Yani, yenildik ama ezilmedik, ‘şerefli mağlubiyetler’ dönemi 1711 senesinde Prut savaşında Baltacı’nın  perişan ettiği Rusların üstüne gitmeyişi, Türkler’in içinde hep bir hayıflanma olarak kaldı  

 Eli kalem tutun Türk yazarları,Sarıkamış’ı Çanakkale’yi, Medine müdafasını, Kanije’yi,Silistire’yi, Plevne’yi dönüp dönüp Enver Behnan Şapolyo gibi yazmak zorunda, ekmeğini suyunu içtiğimiz bu topraklara büyük borcumuz vardır.

    *  RUSLAR 93 HARBİNDE İSTANBULA GELDİLER.

 Halk arasında 93 harbi denilen 1877 Türk-Rus savaşı sonunda Türkler, Avrupa kıtasındaki tüm toprak parçalarını tek etmek zorunda kaldı. Camileri, tarihi eserleri, köprüleri yetiştirdiği büyük devlet adamlarıyla Türkler bu topraklarda ‘ aziz’ bir gölge bıraktı. Avrupa denilen bul dev şeytanı lanetli sahiplerine terk ettiler. Avrupa’nın hakimi Türkler, yedi-sekiz yüzyıllık imparatorluğun sonunda yanlarında ne hazineler, ne ganimetler, ne şan, ne şöhret.. Dönüşte yanlarında sadece gururlarını getirdiler!

 93 harbi sonucunda Ruslar İstanbul Yeşilköy’e kadar geldiler. Antlaşmayı burada yaptık. Antlaşmayı yaparken Türklere ziyafet verdiler. Saraydan ziyafet için gelen tabaklar,kaşıklar hepsi altındı.Ağlayarak antlaşmayı imzalayan Saffet Paşa,galiplerin bakır tabaklarda mağluplerin ise altın tabaklarda yediğini görünce ziyafet vermekten vaz geçti.

     * 145 GÜN SÜREN PLEVNE MÜDAFASI..

 1876 yılında Abdulhamit´in iktidara geldiği tarih. 1.meşrütiyet’in ilanı.  Millet vekilleri kürsüden,savaşa zengin,torpilli çocukların gönderilmediği halkın bu kadar açımasız çelişkilere dayanamayacağını söylüyordu. Savaş tüm  Balkanlardaydı, Plevne de odaklandı ve Plevne müdafası tam 145 gün sürdü. Avrupa’da ki son 145 gün.

 Plevne müdafasının büyük anlamı şudur. Büyük direniş olmasaydı, Ruslar,taze ve yıpranmamış kuvvetlerle İç Anadolu’yu ve İstanbul’u çok rahat alacaklardı. Üstelik Ruslar Anadolu’da Ermeniler’i, Kürtleri’i ve Balkanlarda zaten Sırplar, Bulgarlar,Rumenleri’i çoktan ayaklandırmışidi ordular halinde üstümüze sürmüşlerdi.

 Rusların’ın Plevne’den sonra rahatca İstanbul’a girmesi Avrupa’yı endileşelendirdi. İngilizler,Ruslar’ın Osmanlı’yı tekbaşına yenmesine müsaade etmeyip gemilşerini Çanakkaleden İstanbul önlerine sürdü.Hatta Yeşilköy’de  yapılan antlaşmayı Avrupa devletleri beğenmeyip Berlin’de yeni bir antlaşma yapıldı.Avrupa devletlerinin müdahalesi yani büyük lokmalarını Ruslara tek başına vermeyişleri İstanbulu kurtarmış oldu

     * 4  VEYA 5 NİSAN 1900 TARİHİNDE VEFAT EDEN GAZİ OSMAN PAŞA VE TÜRK  TARİHİ

 Gazi Osman Paşa ismi,Türk tarihinde, Fatih-Kanuni devirlerinden sonra Türkler’in en çok beğendiği isimdir.Yani,son ikiyüz - üçyüz yıl içinde Türk tarihinde sevilen Atatürk ve sonra Gazi Osman Paşa’dır. Balkan, Çanakkale, Sarıkamış ve  Kurtuluş Savaşı’nı yapan kuşak, Gazi Osman Paşa’nın hikayelerini kahramanlık şiirleriyle büyüdü. Gazi Osman Paşa,hem cihan harbi hemde kurtuluş savaşı veren nesillerin büyük efsanesi olarak yaşadı.

 Berlin antlaşması sonrası esir Osman Paşa, Rusya’dan gemiyle kız kulesi önünde sahile çıkar.İstanbul yerinden oynar. İstanbul halkı ona geniş kollarını açar. Gazi  Osman Paşa, karanlık günlerde Türklerin  kudretli kahraman duygularını okşamış yüce bir komutandı. Türkler Osman Paşa sevgisiyle sanki kaybedilen topraklarını unutmuş, Gazi Osman Paşa’nın ismi, şöhreti, kaybedilen topraklardan daha değerli, daha kutsal hale gelmiştir. Ünü, şöhreti, Abdülhamit’i geçer. Bu yüzden Abdülhamit başıma bir şey gelir diye Osman Paşa’yı sarayından yanından hiç ayırmadan ona çok büyük nişanlar verip durmaksızın saygı gösterir.

 4 Nisan 1900 günü öldüğünde yer yerinden oynar. İstanbul ve Anadolu iki gözü iki çeşme hüngür hüngür ve günlerce ağlar. O gün bugün ve yüzlerce yıl daha ilçelerimiz, ilkokullarımız, caddelerimiz, mahallelerimizin adı Gazi Osman Paşa olarak kalacak.

  * RUSLARIN   HEDEFİ   TÜRKİYE

  Ruslar Slavdır. Slavlar, Rus, Polonez, Sırp, Çek, Hırvatlar, hepsi aynı soydur. Bosna savaşı bu yüzden bir nevi Plevne’nin intikamı, devamı gibi gerçekleşti. Slavlar’ın tarihi büyüklüğü Büyük Petro’yla şekillenir. Büyük Petro’nun Rus halkına yazdığı büyük vasiyeti Rusların tarihi stratejisidir. Üç devletle sürekli savaş yapılmasını ister. Biri Baltık Denizi’ne inmek için İsveçliler, diğeri Karadeniz’i ve Boğazları tuttuğu için Türkler, sonra Basra ve Hind Denizi için İranlılar. Ve aynı vasiyette, Türkleri Avrupadan Kovun der. Osmanlının elindeki ortadoksların hamiliğini üstlenir ve ortadoksların Ruslarla  Moskovaya bağlanmasını ister. Bütün Türk illerini zaptediniz diye emir verir vasiyetinde. Rusların tarihi sıtratejisi de bu büyük petronun vasiyetiyle oluşur,  bu vasiyet bu güne kadar harfiyen çalışır!!!

  * RUSLARIN 500 BİN KİŞİLİK ORDUSUNA 185 BİN KİŞİ İLE KARŞI  KONDU

  Rusların 93 harbinde sadece kendilerinden topladığı ordu üçyüzbin kişi, buna Bulgarlar ve Romenleri eklediğinizde dörtyüz - beşyüzbin kişilik bir ordu ve istedikleri kadar ihtiyat kuvvetini hemen cepheye sürecek büyük bir güçleri vardı. Bu rakamlar savaşın safhalarında sürekli büyüyerek değişir. Türklerin tüm balkanlara sürdüğü orduların toplamı 185 bin kişiden ibaretti. Osman paşa kumandasındaki kuvvetin toplamı 60 bin kişi. Sofyada 25 bin kişilik ihtiyat kuvveti mevcuttu. Toplar silahlar cephanenin dökümünü vermek zaman alır, kuvvetlerin oranı dörtte bir, yada beşte bir ve plevne savaşları başladığında bu oran yedide , sekizde bire kadar düştü.

Tuna boyları bir nevi Osmanlının doğal sınırıydı. Ruslar tuna boylarını ordularıyla aştığında, İstanbulda kimse süsünden, Sefasından Bir şey kaybetmek istemiyordu. Üstelik hristiyan unsurlar askere gitmiyor, vergi vermiyor, yardım etmiyorlardı Tanzimattan bu güne Avrupa Siyaseti Türkiyedeki  azınlıkları  koruyan, kollayan yasları Türkleri borçlandırarak çıkartırıyor, azınlıkların  yanına şımarıklıktan varılmıyordu. Fakir Türklere nefretle bakılıyor. Beyoğlu yüksek apartmanlarla büyürken, İstanbul tarafı ahşap binalar içinde gittikçe sefilleşiyor.

 *OSMANLIYI YIKAN  DIŞ BORÇLAR VE  DIŞ POLİTİKA

 İstanbul karışıktı, yeni Osmanlılar cemiyet kurmuştu. Osman paşa Merkez komutanlığına getirildi.Namık Kemaller Ziya Paşalar hürriyet şiirleri yazıyor. Osman paşa bunlara karşı çıkacak adam değil. O siyaset değil. Askerlik yapmak istiyordu.Sadrazam Mahmut nedim paşa ‘Rus siyaseti’ güldürüyor. Halk sadrazama Nedimof adını vermişti. Osmanlının Avrupaya borçları 200 milyon İngiltere ve Fransa borslarında Osmanlı tahvili alıp satmak karlı iş. Nedim paşa Rusların teşvikiyle faiz borçlarını yarıya indirdi. Avrupa borsaları sarsıldı. Türkler, Rus entrikalarıyla bizim paramızı yiyor deyip Türkiyenin Avrupa siyaseti bozuldu. İşte bu borçlar, faizler sonucu, Türkiyeye baskı oluşturup ekalliyetler lehine bir yığın yasa çıkarttırıyorlar.

  * AVRUPALILAR VE  RUSLARIN  AZINLIKLAR  OYUNU

   Ruslar Sırbıstan’ı Balkanları ayaklandırdı. Avrupalılar içimizdeki azınlıkları ayaklandırıyor. Bu günlerde Osman paşa Bosna’ya tayin oldu. Bulgar asilerin Balkan mezalimi tüm dünyada ibretle izleniyor, Gelmiş geçmiş dünya tarihinin en acımasız katliyamlarıyla Türkleri yok ediyorlardı. Camileri kadın, çocuk Türkleri doldurup yakıyorlar, Camilerin içinden günlerce dere gibi insan yağı akıyordu. Osman paşa Sırplarla savaştı, birkaç kasaba zaptetti. 1876 Yılında maraşel oldu. 1876 yılında 1. meşrutiyet ilan olunurken Osman paşa hudutlarda kılıç sallıyordu ve 93 harbi başladı.

   Osman Paşa’nın heybetli bir görünüşü vardı. Sabırlı bir adamdı. Arapça ve birazda fıransızca bilir.  Askerlik hayatında bir çok nişan aldığı halde. Plavne’de aldığı nişanlardan Başkasını göğsüne takmadı. Bu yuvarlak kürenin tüm milletleri tam 145 gün Osman paşanın plevnedeki direnişini soluğunu tutarak izledi.

  * OSMANLI; SİLİSTRE, ŞUMNU,TUNA VE  KAFKAS ORDULARI İLE RUSLARA KARŞI ÇIKIYOR

  Rusların kırım harbinin acısını çıkartmaya yeminliydi. Rusların seferberliğe başladığı haberi gelince Türkler Tuna’da savaşacak üç kolordu hazırladı. Hemen Anadolu’dan doksan tabur asker Tuna boyuna gönderildi. Ordularımıza, Silistre, Şumnu ve Tuna ordusu adı verildi. Bir de Kars ‘da Kafkasya’da savaşmak üzere Kafkas ordusu hazırlandı. Ordularımızın komutanı Abdülkerim Paşa 71 yaşındaydı ve çok geçmeden yerine müşir Mehmet Ali paşa tayin edildi. Bu savaş Türklerin Avrupada kalıp kalmama savaşı. Romenler 50 bin kişilik Orduyla Ruslara katıldı. 400 Yıllık tarih içinde Romenlerle hiçbir kötülüğümüz dokunmamıştı.

    *93 HARBİNİ ÇIKARTANLAR  SUÇU  ABDÜLHAMİD’E  ATIYOR

   Rus orduları 14 Nisan 1977 günü dinyester nehrini aşıp Romanya girdi. Ruslar 22 Haziran 1877 tarihinde Tuna’yı aştı. 1 hafta sonra İstanbul’a ineceklerini sanıyorlardı. 

Ruslar Tuna’yı aştığında Türk ordusunda Tüm balkanlarda toplam 210 bin kişi, 8 bin hayvan 318 top bulunuyordu. Bu rakamlar  savaşın safhalarında sürekli değişti. Türk orduların zaafı  Savaşın İstanbul’aki Harp  Şurası tarafından   yönetilmesiydi. Komutanlar telgırafhane başında birliklerin günlük emirlerini dahi  İstanbul´dan  alıyordu. 93 Harbinin açılmasına  karşı çıkan   çevreler ve  o günün savaş taraftarı   komuta kademesi   savaş mağlubiyetini   sinsice  Abdulhamite  yükleme planı gerçek tarihçiler  tarafından ortaya çıkarılmakta.   Ruslar Tunadan inerken, aynı anda Kafkasyadan Kars ve Erzurum’a ´da hücum etti. 

Plevne, balkan dağlarıyla Tuna nehri arasında bereketli bir arazinin arasında kurulu bir kasaba. Şehir vid suyuna 5 km mesafede. Kayalı dere ve Graviçe derelerinin çatallaştığı yerde. Şehir açık bir şehir müdafaası mümkün değil. Ahalisinin bir kısmı Bulgar, nüfusu 17 bin.

   Osman Paşa emrinde 33 bin askerle Vidin’i aldı. Osman paşanın elindeki kuvvetler savaş sürecinde 40-60 bin arası değişti. Ruslar Tunadan akıp balkanları şehir şehir zaptederken Osman paşa karşı bir haraketle plavneye hareket etti... Balkanlardaki ordularımız telgrafhane başında  İstanbul’daki Savaş şurası tarafından verilecek emir beklerken Ruslar zaman kaznıyor. Ordularımızın bir birini desteklemesi güçleşiyordu.

  * 1. PELEVNE SAVAŞI

   Plevne savaşının ilk bölümü 1 Temmuzdan 7 Temmuza kadar sürer. Ordumuz hiç dinlenmeden 7 Temmuza kadar yürüyüş içinde, yorgunlukta ölen askerleri gömmeye fırsat bulmadan, ayakları şişmiş askerlerimiz sade peksimet yiyerek ilerler. Atlar yorgunluktan ölür Osman paşa orduya ‘Ey gaziler marşını’ çaldırır’

‘Altın toprak üstüm yaprak

Yine gönlüm hoş idi

Kal selamet kömür gözlüm 

Sağa sen  sola ben’

   Türk ordusu vidinden Plevne’ye 180 km yolu altı günde aldı. Plevne savaşının ikinci bölümü 7 temmuzdan 9 temmuza kadar ordular sadece altı saat dinlenerek hiç istirahat etmeden, önce keşif kolu gönderip ardından Rusların üzerine çullandı. Ruslar neye uğradıklarını şaşırıp Kaçışmaya başladı. 6 Gün yürüyüşten sonra 6 saat dinlenilip tam 18 saat aralıksız savaşıldı. Askerlerin çoğu topal topal savaştı. Temmuzun sekizinde Ruslar toparlanıp karşı harekata geçti. Osman paşa yeniden hücum emrini verdi. Askerlerimiz bir birleriyle helalleşip tekrar süngü takıp göğüs göğse saldırıya girdi. Bu ikinci hafta 36 saat sürdü. Bu mağlubiyet Ruslar tunayı geçtikten sonra aldıkalrı ilk yenilgiydi. Osman paşanın zafer haberi İstanbula ulaştı. Halk camilere koşup duaya başladı. Osman paşa ne uyuyor, Ne dinleniyor, bu adam ne zaman uyuyor, Osman paşa beş vakit namaz kılarken dinleniyor diyorlar’

 * 2. PLEVNE SAVAŞI

  Savaşın ikinci bölümü Plevnenin 35 km önünde Lofçada oldu. Ruslar lofçaya kazaklardan oluşmuş bir ordu gönderdi. Ruslar yenilgiyi görünce Rus steplerinden asker üstüne asker cephane üstüne cephane taşımaya başladı. Osman paşa harp tarihine geçen kendi icadı siperler kazdırmaya başladı. İçi tam bir oda gibiydi. Siperler sıçan delikleri ile bir birine bağlanıyor, sperlerin uzunluğu 400 metreyi aşıyor. Savaş bittikten çok sonra Avrupalı komutanlar bu sperleri teknik olarak inceleyip savaş tarihine kat ettiler. Bu siperler yapılışı, boyları, kazılışı, her yönüyle Osman Paşa icadıydı. Edison elektriği icat etmişse, Türkler de kahramanlığı icat etmişti. Yan duvarları taşla örülü. Tava döşemeleri sandık kırıklarından. Yatılacak yerler ot ve pösteki oldu.

*  ANADOLU   ERLERİ PLEVNEDE  DESTAN   YAZIYOR.

   Lofça’da Ruslar büyük bir hizmete uğradı. Moralleri tamamen bozuldu. Ruslar hücum üstüne hücum yapıyor her defasında püskürtülüyor, yetmiyor, Osman paşa karşı hücuma geçiyor. Türk orduları Plevne’de tek bir cephede, tek bir safhasında dahi yenilmedi. Süngü savaşlarının hepsi kazanıldı. Öyle ki süngü savaşıda inanılmaz cesaretle önde yürüyen bir Türk bölüğüne ‘kasap taburu’ adı verildi. (Anadolu çocuklarını inanılmaz kol kuvveti soğan yiyişlerinden mi, bilinmez, dört ay açlık yorgunluk, hastalıktan sonra dahi ayağa kalkıp aynı süngü harbiyle defalarca hücuma geçtiler.) Ruslar durmaksızın topçu ateşi yapıyor. Günde dört yüzün üstünde top atışı yaptıktan sonra, yeterince tabyaları uçurduk deyip yine hücuma geçiyorlar. Yine süngüyle geri püskürtüyorlardı. Bir yabancı gazeteci, spikerlerin içindeki kaygan çamurda yere dşen askerleri kaldırmak bile mesele, üç kişi yardım ediyordu, der. Aç yorgun, bataklık, çamur içinde, yürünmesi imkansız arazi  içinde Türk süngülerinin savaşı ruslar’ı kabusa soktu. Çünkü Ruslar hem asker, hem top, hem silah olarak fersahlarca büyüktü, sadece, hücum edemiyorlardı.

 3. PLEVNE SAVAŞI

   Üçüncü Plevne savaşı 26 Ağustos’tan 31 Ağustos’a kadar sürer. Hücumla Plevne yi ele geçiremeyeceklerini anlayan Ruslar, hezimeti, mağlubiyeti kabullenir, birlikleri dağılır.

Bozulan birliklerini toparlamakta güçlük çeker. Ve bütün Rus kurmayları Plevne yi fazlasıyla ciddiye alır. Plevne’ye 3. Defa saldırmanın savaş tekniği olarak çılgınlık olacağı fikrinde birleşirler. Rus çarı Aleksandır II ve tüm büyük komutanlar  cepheye gelir. Savaş süresince cephede kalırlar. Çoğu hastalanır, Çar da hastalanıp çadırından çıkamaz!..

  * RUSLARIN  SAVAŞ GÜCÜ..

 Türk komutanlarının hepsi yararlanır, bir çoğu şehit olur, Ruslar 150 bin kişilik  takviye kuvvet daha alır. Romen bütün güçlerini seferber  eder. Ruslar Türk çephelerini mahvetmek üzere topların her biri 14 öküzle çekilen, tekmil katar 1800 öküzlü, 600 arabadan mürekkep, kervan boyu 6 km tutan korkunç bir kuvvet daha getirir. 

 Bu topların sayıları, yazımızın boyunuaşar, inanılmaz kuvvetler. Plevne’de  savaşan osman paşa’nın toplam gücü 30 bin... 17 bin kişilik kasabanın 10 bini hasta, yaralı..

 Bol malzeme, bol para, bol top, bol asker, yığarak intikamlarını daha acı çıkartmak için Ruslar yeniden Plevne önlerine gelir. Osman Paşa’nın Ali Çavuş namında bir topçusu vardı. Tam isabetçi . Bu savaşta top mermilerini idareli kullanmak isteyen ordumuz için bir nimetti, tek atışlarla yaptığı büyük isabetler tarihe geçti.

  *  ADINI ANADOLU İLLERİNDEN ALAN TÜRK TABURLARI RUSLARI HEZİMETE UĞRATIYOR

 Türk askerleri, siperlerden çıkmayacakları, kaçmayacaklarına dair topluca yemin edip, topluca cemaatle namazı kıldılar. Bursalılar taburu, Çorumlular taburu, Fethiyeliler taburu, Aydın efeler taburu, Milas Taburu, Bağlar başı taburu, adını sayamayacağımız Anadolu kasabalarının evlatları, kırka bir, seksene bir, bir güç karşısında, değil Plevne’yi müdafa etmek, gelen güçlerin peşinden saldırıya geçip, Rusları, kazakları darmadağınık ettiler.

 Hiç dinlenmeden dokuz saat süngü sallayan taburlarımız, hiç dinlenmeden 3-4 gün Savaşan Birliklerimiz, ve savaş olmasada durmaksızı siperlerimize aralıksız düşen toplar. Piyadelerimiz, cephane tükenene kadar. Askerlerimiz artık kolları, bacakları kopup parçalanıp kımıldayamaz hale gelinceye kadar hücum ediyor!!.

 Ruslar Plevne önlerinde üçüncü defa mağlup oldu. Yapacakları  tek şey vardı, daha da büyük ordu, daha da büyük toplar hazırlanıp yeniden intikam saldırısına hazırlanmak.

 Hezimetler Rusların kafasını karıştırdı.. Kurmaylar Plevne’yi bırakıp, yanından Edirneye inelim dediler. Ruslar Plevne’yi hücumla, saldırıyla topla, askerle ele geçiremeyecekleri, on binlerce ölü vererek, en değerli komutanlarını esir ederek, kabullenmek zorunda kaldı.

3. SAVAŞ´DA MAĞLUP OLAN  RUSLAR PLEVNEYİ KUŞATARAK TÜRKLERİ AÇLIKTAN ÖLDÜRMEK İSTİYOR.

 Ve artık Ruslar  Türk  askerleri ile   cephede  savaşmaktan vazgeçer.. 1 eylül 12 ekim arası, plevne muhasarası başlar. Yani , artık Ruslar, Türkler’le savaşmanın delilik olduğunu anlayıp plevne nin ikmal yollarını kesip, dünyayla irtibatını yok ederek ve muhasara altında Türkler’i açlıktan ölmesini beklemeye başlar.

 Havalar soğumaya başladı. Osman Paşa’nın İstanbul’dan erzak, cephane isteği yerine getirilemedi. Savaş boyunca tek bir ikmal alabildi . Ruslar Plevne nin etrafını demirden bir çemberle çevirip durmaksızın top atışlarına başladı.

 Bir kasabanın adı olan Plevne kelimesinin sözlük anlamı artık tarihe, şöyle geçer, tüm Rus tarihinin en güçlü orduları, Osmanlı’yı yenemez. Türkler yenilmedi. Savaşın hiçbir safhasında yenilmedi.

   *25 BİN KİŞİLİK TÜRK ORDUSU KARŞISINDA, YÜZELLİBİN KİŞİLİK RUS ORDUSU.

 Plevne önlerinde yarısı yaralı, hasta kolu bacağı kopmuş, yirmi bin kişilik bir orduyu zor bulan Türkler´in  karşılarındaki Rus güçlerinin rakamları:

Ruslar ; 115 piyade taburu, 39 süvari bölüğü, 484 top , 30 adet muhasara topu 

Romanya ; 116 piyade topu, 117 bölük süvari,  529 sahra topu. 4 istikam taburu. Bütün kuvvetlerin ayrıntılı rakamları, yazımızı aşar.

 Osman paşa teslim ol diyen elçileri geri gönderir. Osman paşa, muhasaradan birkaç gün sonra plevne de ki iki bin kişilik sivil hakkı şehirden çıkartmak ister.Ruslar ateşle karşılar. İnsanlar geri döndü. Ve 11 eylül 1877 tarihinde bir ikmal kuvveti erzakıyla plevne ye, osman paşaya ulaşır. Plevne ye arkadan 9 bin asker, 500 araba gelip plevne ordusunu kısmen güçlenir.

 Ancak, hayvanlar için arpa saman yoktu. Osman paşa, bir  çapulcu taburu kurdurup civar köylerden ot, saman, toplaması için 300 öküz arabası yola çıkartır. Bir taraftan Ruslar ateş açıyor, arkadan ot toplanıyor, soğuk müthişti. Çapulcu taburumuzdan kırk asker, ikiyüz sığır  ve manda yoda donarak öldü. Ertesi gün Ruslar çapulcu taburumuza hücum etti. Fethiye alayı püskürtüp kaçırttı...

    *OSMANPAŞA VE  MEHMETÇİKLER  AÇLIĞA TEREK EDİLİYOR.

 Plevne savaşının son safhası , günleri. 12 Ekim 19 Kasım arası.. Plevne’yle İstanbul’un dünyanın hiçbir irtibatı kalmadı. Plevne’de neler oluyor bilen yok,  haber alınamıyor. Dünyadan hiçbir yardım uzanmıyor. Hatta, bir balon uçurulup Plevne’den haber alınmak istendi.

 Askerlerimiz tam anlamıyla 300 bin kişilik Rus orduları ortasında kalakaldı. Cesetleri yiyen köpekler bile küme küme açlıktan ölmeye başladı. Buğday tamamiyle bitti. En kötüsü tütün kalmadı. Askerlerimiz asma kabuklarını  kıyıp içmeye çalıştı. Hatta yaralılar için, sıhhi tıbbi malzeme bitti. Cenevre andlaşması gereği hastanelere Hilaliahmer bayrağı çekilmesi, hiç olmazsa hastalara ateş açılmasın diye, aksine, o Hilaliahmer bayrakları Rus  top atışlarının nişangahi bile  oldu..

  * PLEVNEDE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR.

 Ve türk askerlerinin moralini tamamen çökertmek için,  Karsı’ı Ruslar’ın aldığı haberleri ni büyük direklere yazıp astılar. Hayvanlar açlıktan ölmeye başladı. Bu günlerde dahi Türk siperlerinde Karagöz ortuoyunu eylenceleri oynanıyordu.Aç kurtlar kasabaya sokuldu.Zaman zaman kargalar vurulup etleri yeniyordu.Üniformalar tamamen çürüyüp,parçalanıp yere düştü.Yabancı yazarlar hatıralarında Türk askerlerirnin üni formalarından kadın basma elbise yamalarını dahi yazarlar.Üniforma yerine derilerden kagıtlardan,çuvallardan elbise yapılırdı.Boş çuvalların içleri yaprak doldurulup vucutlarına sarılır.Çorap yerine ayaklarına paçarva,bez bağlanır.Sabun bitti.Kil çaburlarıyla yıkanırlar.Kibrit tamamen tükendi.Çephane barutuyla ateş yakılır.17 bin kişi barındıran Plevne kasabasında, 8 bin hasta, yaralı ölmekte olan hayvanların acı iniltileri. Ve lapa lapa yağan kar, tüm kasabayı ve etrafı kapatır. Bütün sırtlar bembeyaz olur. Askerlerimiz dizanteri ve koleradan ölmeye başlar.

     * GAZİ OSMA PAŞA´NIN  ZOR KARARI

 Osman Paşanın  önü kış. Değil askerler,açlıktan ölen çocuklar’..Osman Paşa düşünüyor.Kararını verdi, bir  ‘Huruç hareketi’ ‘..bir yarma hareketi.Kararını verdi,Plevne’den çıkmak.Bu şu anlamı geliyor,500 yıllık hükümdarlık yaptığı Avrupa topraklarını terk etmek.Oraçıkta teslim olabilirdi.Hakimler fakir görünmek istemez!..Geri dönmekte olan bir komutan için gurur artık en zalim ıstıraptır!...

 Ordu,kış ortasında açlıktan tamamen ölecek.Yaralılardan yürüyebilecek olanları vardı.Bunların içinde kolsuz,bacaksız,ağrır yaralar,Rusların medeni insafına bırakıldı.Ruslar bunları dahi öldürdü.

 Vid nehri üzerinde yeni köprüler yaptırdı.Ve kasabanın Türkleri Osman Paşanın eteklerine yapışıp bizi de götür diye yalvardı.Osman Paşa,Savaş hareketi için bunun yanlış olduğunu biliyordu,siviller,çocuklar paniğe kapılıp kaçışıp savaş nizamını bozabilirdi,Öylede oldu’..

  *  PLEVNEDE  YAŞANAN DRAMIN, FİLİM,BELGESEL VE KİTABI  NEZAMAN  YAZILACAK’

 Ve Osman Paşa Plevne’den çıkışta ordu mızıkasına ‘Plevne’den veda marşı’ nı çaldırdı.Yaralı ve ölmekte olan öksüzlerin sağır edici horultularını bastırdı.Büyük kafile kötüye yöneldi. Paçavralı sarılı onbinlerce asker. Hiç değilse cesaretlerini düşmana çiğnetmemek için. Cehennemden kaçıyorlar.Öküz arabalarının inleyen gıcırtısı.Aç hayvanların homurtusu. Ağır karanlıklar içinde. Sağlam tek bacağı karın çamurun içine bata çıka.Pırlınızı pırtınızı, çocuğumuzu annemizi,yaralılarımızı önümüze katıp,yol boyu ölüler bırakarak.Avrupa kıtasından dönüyoruz.Bu sahne savaş tarihimizin en trajik dekorudur,Ne sineması,ne tiyatrosu,ne hikayesi vardır. Dokuz yaşında çocuklar, yaralı,başı sargılı askerlerimize koltuk değneği olmuş.Buzdan ve demirden top arabaları üstünde geri çekiliyoruz.Göz alabildiğince geniş olan ufuk kadar büyük mezarlığın içine doğru.Cesetleri çiğneye,atlaya.Kan gölünü ortasında.Yüzlerinde donmuş ve kalmış kar. Yorgunluktan çamur çukurlarına düşüp birdaha kalkamadığı için ölen öküzler.

    * VİD IRMAĞINDAKI  ACI MANZARALAR

   Bu Vid ırmağı  ‘.Bu küçük ırmağın suları donmuş.Üstü bir camekan gibi parlıyor.Donmuş yüzeyinde bin yıllık bir tarihin sarıklı hatırtaları.Bin yıldır bu halk belki az düşündü,Ama çok savaştı.Mağlubiyet esirlik bilmedi. Bin yıldır zafer naralarıyla geri döndüğün yoldan şimdi kasafet ve dehşet içinde Osmanlı ordularının komutanları,İhtiyar kartallar.Ne sersemlik bili,ne sürünme tanır.Tabuttan fırlamış tahta parçaları gibi.Onbinlerce iskelet gibi.Sayısız zaferelerden dönmüş ve  yalnız zarafetle süslenmeyi bilmiş ihtiyar komutanlar.Son yıl bir mahpus geçirerek kaburgaları açlıktan fırlamış cılız atlarına’tuna boylarına son kez Allah Allah çınlatmak istiyor.Bütün kafilenin gözleri ufukta.Yetişecek bir kuvveti çağıran,sessiz derin gözleri.Göz yaşı dökmediler.Hıçkırıkları buz sarkıtı gibi gırtlaklarını tıkadı.Hırıltıları işte burada donup kaldı.Ölüm,bu donmuş hıçkırığı yalayan hırıltının adıydı.Rus orduları arkadan dört nala,bu büyük kanlı ziyafete koşuyor!,,,

* RUSLAR TÜRK KAFİLESİNİ YAKALIYOR.

 Rus orduları Türk kafilesini Vid  ırmağı  köprüsü başında yakaladı .Yarısı yaralı,hasta bu kafile içinda dahi,Aydın zeybekleri,karşı bir hucumla Rusları dağıttı.Ve siperlerin içine kadar kanlı bir boğuşma.Türkler süngüleri düşünce,yumrukları,tırnakları,elleriyle boğuşmaya başladı..ayırıca aç kalmış,hastalıklar,ölümden dönmüş askerlerimiz yine de bilek gücüyle Rusların kazakların kolarını büküp ellerinden alıyor!...

PLEVNEDE 3 SAVAŞ  KAZANAN  ASKERİMİZ  DESTANLAR YAZARAK  TESLİM OLUYOR. 

 Ve bire bir yaka paça boğuşma sürerken,arkadan Rus orduları yağmur gibi döküldü.Kafilenin tam ortasındaki cephane arabalarımızın üstünde toplar patladı,havaya uçtu.Ordumuz içindeki siviller panikle ağlayarak kaçışmaya başladı.Bu bir mahşer yeriydi.Kafilemiz dört taraftan kıstırıldı.Türk ordusunun üstüne yoğun ateş açıldı.Artık ricat,bir bozguna dönüştü.

 Plevne’de hiç yenilmeyen,üç ayrı savaşı kazanan Türk ordusu,Bu dördüncüsünde yüz üstü yere düştü.Bu son ricatta altı bin askerimiz savaşarak öldü.Yaralı ihtiyar subaylarımız Rusların eline geçti.Başta Osman Paşa yürüyemeyecekleri kadar yaralı.Kurmay Albaylarımızın çoğu şehit oldu.Osman Paşa bu halde dahi,bir umut,havayi fişekleri atarak belki,kimbilir gelmekte olan ikmal kuvvetlerine işaret veriyordu’İstanbul sefasında,Anadolu evlatları serhat boylarında imdat bekliyor,Boşuna’

* PLEVNEDE 40 BİN ASKERİMİZ  ESİR OLUYOR

 Osman Paşa silah bırakılsın emrini verdi. Balkanlarda toplam 40 bine yakın askerimiz silahı bırakıp esir oldu.Osman Paşa bir değirmende yaralı yatıyor.Büyük Rus generalleri Osman Paşayı yakından tanımak istiyor.Hiç birine selam vermedi.Kendisiyle tokalaşmak isteyenlerin yüzüne bakmadı.Abdulhamit’in kendisine nişan diye hediye ettiği  kılıcını düşmanına uzattı. ‘takdiri ilahi’ dedi.

 Dünya basının merak ettiği Osman Paşanın etrafında Rus generalleri fır dönüyor,konuşmak istiyor,oralı olmadı.

  *130 YIL ÖNCE YAŞANAN PLEVNE SAVAŞI  BUGÜNDE  DEVAM EDİYOR.  

   Bu gün mezarı fatih semtinde Fatih sultan’ın türbesinin tam karşısında.Cihan harbinin her cephesinde, istiklal savaşında, Afyon’da,Sakarya’da ve Türk orduları,Türk gençlerini hala durmak sızın ‘Şanı büyük Osman Paşa’ marşını çalar. Irak’ın,Afganistan’ın bizden farkı buydu.Onların nesillerini kahramanlıkla yetiştirecek Osman Paşalar, Atatürk’ler olmadı.Üç günde teslim oldular.Plevne’nin üstünden  130 yıl geçti.Plevne savaşı Bosna ve Çeçenistan da aynen devam etti.Plevne mudafası  ve boğuşması sindirilemedi.Türk halkının zihninde bitmedi.Avrupa Ve Rus siyaseti o gün bu gün hiç değişmedi.Her gün kuşatma altındayız,her gün sığınaklardayız, her sabah yatağımızdan Osman Paşa marşı ile kalkıyoruz’

Bu soylu, Aziz kahramanların vatan toprağında Demirler, Özallar iktidar oldu. Bankasını, hazinesini, onurunu, bu toprağın haysiyetini bu kahramanlık öykülerini sata sata peşkeş çektiler. Sırtlanlar gibi, leşçiler gibi bu aziz kahramanların mezardaki kemiklerini hatıralarını yiye yiye iktidarlarda sefa sürdüler.

   Bizler yoksul çocuklarız, ne evimiz, ne dayımız oldu, ilk okul birinci sınıftan beri o kudretli kahramanların marşlarını bir ipek gömlek gibi kemiklerimize giydirdik.

 Yüzyıl var ki yüzümüz her gün biraz daha fakirleşti’ Osman Paşa 145 gün  direndi, bizle hala direniyoruz. Buğday bitti, ocak söndü. Sızlamadı. Çamur yedik, sustuk. YÖK’ünden, medyasından Kızılayına kadar bu kutsal kahraman gazilerin kutsal emanetlerini hırsızların, ruhsuzların kasası oldu. İşgal edildik. İşgal sürüyor. Memleketin her köşesi ağlıyor. Öfkeliyiz. Bu mezarlar, bu türbelerin kemiklerini satıp iktidara gelenleri bire bir yakalayıp parçalayıp rahat etmeyeceğiz!.. Hıncımız tamdır. Eksik olan ,intikam zamanıdır!.....

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981