banner1142
 Osmanlı’da ilk özel teşebbüs sanayi kuruluşu olarak sanayi tarihimize geçen Hereke Fabrika-i Hümayun, bir başka adla Hereke Sümerbank Fabrikası, Hereke’yi her bakımdan bir kent galine getirir ve dünya çapında marka olan Hereke İpek Halısı’nı üretir.

Nuh Çimento Fabrikası’nın 1960’lı yıllarda faaliyete girmesi ile Hereke sürekli geriye gider. Hereke Sümerbank Fabrikası’nın Hereke’ye kazandırdığı tüm değerler yok olur. Nuh Çimento’nun bacalarından çıkan çimento tozu insan hayatını tehdit etmekle kalmaz tarım ve ziraatı da bitirir.

Biz, Devri Alem Belgesel Programı  www.devrialem.tv olarak ‘İki Fabrika Bir Kent Hereke’ adı ile çekmeye başladığımız Hereke ve Tavşancıl belgeselinde bu gerçekleri ortaya koyarak, gelecek kuşaklara bilgi ve belge bırakmak istiyoruz.

Hereke’nin 42 Yıllık Canlı Şahidi

Hereke’nin 42 yıllık tarihine canlı şahitlik yapmış 60 yaşında bir gazeteci ve belgeselci olarak sorumluluk bilinci ile bu 42 yıllık geçmişe ait birikim ve arşivlerden oluşan bir belgesel çekerek, tarihimizi gelecek kuşaklara aktarmam gerekiyor.

Nuh Çimento’nun kapasite artırıp büyüme kararı alması ve önceki gün ÇED toplantısında görüp yaşadığım gerçekler beni üzmekte. Sümerbank Fabrikası’nın Hereke’ye yaptığı olumlu katkıları www.herekeipekhali.com web sayfasında ayrıntılı olarak okuyup, çektiğimiz belgeselleri izleyebilirsiniz.

Başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletimizin ilgili kurumları, Hereke’yi eski güzel günlerine döndürmek için büyük çaba sarf ediyor.

Acı ama gerçek; Nuh Çimento, Hereke’ye karşı sorumluluk almadığı sürece Hereke hep geri gidecek. Nuh Çimento bu gerçeği görmeli, buna göre hareket edip fabrikayı başka bir yere taşıyarak bugüne kadar yok olup giden çevre değerlerini geri kazandırmalı. Bizim son günlerde verdiğimiz mücadele ve www.gebzegazetesi.com olarak yayınlarımız bu açıdan değerlendirilmeli. Amacımız sermaye ve fabrika düşmanlığı değil.

***

Hereke’ye Büyük Katkısı Olan Sümerbank Fabrikası

Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Kocaeli’nin Gebze ilçesi, Tütünçiftlik’ten Tuzla’ya kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı. Yıllarca Hereke Gebze’ye bağlı nahiye merkeziydi. Hereke; Körfez ilçesi kuruluncaya kadar Gebze’nin belde belediyesiydi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hereke, sanayi tarihimizde çok önemli yere sahiptir. Osmanlı’da ilk özel teşebbüs olarak kurulan sanayi kuruluşu Hereke bölgesinde gerçekleşmişti. Bu konuda yapılan birçok araştırma, kitap, makale ve tezlerde şu bilgilere yer verilmekte:

Osmanlı dokuma sanayiinin ilk büyük fabrikalarından biri olan Hereke Fabrika-i Hümayunu, Sultan Abdülmecid döneminde İzmit Çuha Fabrikası’nın yapımı için vazifelendirilen Ohannes Dadyan tarafından, 1843 yılında Hereke’de kurulmuştur. Başlangıçta 50 pamuklu ve 25 ipekli tezgâh ile faaliyete geçen fabrika, ipekli dokumalarının kazandığı rağbet üzerine, 1850 yılında ipekli kısmına 100 adet el tezgâhı ilave olunarak genişletilmiştir. Fabrika ilk faaliyete geçtiği yıllarda önemli zararlarla karşı karşıya kalmıştır. Fabrikanın bu ilk kuruluş̧ yıllarındaki zararın önemli bir nedeni, yaşanan kalite sorunları yanında, üretim kapasitesinin düşüklüğü idi. Nitekim fabrikada ilk aşamada 40-50 tezgâh mevcuttu ve yapılan hesaplamalara göre fabrikanın verimli çalışabilmesi için 100 tezgâhlı bir kapasiteye ulaşması gerekmekteydi. Gerçekten de yıllık üretim kapasitesinin arttırılmasından sonra, 1852’den itibaren fabrika kârlı hale gelebilmiştir. İlerleyen yıllarda üretim arttıkça kâr tutarı da artmaya devam etmiştir. Üretim kapasitesinin arttırılması çalışmaları kapsamında yeni bir fabrika binası da yapılarak hizmete açılmıştır. Kâgir yapıdaki yeni fabrika binası için sarf edilen meblağ̆ 1851 yılı itibariyle 339.813 kuruştur.

Sultan Abdülmecid döneminde sarayların tefrişi ve saray halkının ihtiyaçları için faaliyet gösteren Hereke Fabrika-i Hümayunu, Sultan Abdülaziz döneminde piyasada satılmak üzere ipekli dokuma üretimine de başlamış̧ ve bu gaye ile kapalı çarsıda bir satış̧ mağazası açılmıştır. Devlet yönetiminde işletilen fabrikalar için öncü sayılabilecek bu doğrudan perakende ticaret girişimi, yaşanan bürokratik zorluklar nedeniyle iki yıldan az bir süre içinde, 1875’te sona ermiştir. 1878 yılında geçirdiği yangında ciddi hasar gören ve üretimi durdurulan fabrika, bir süre atıl kalmış̧ ve ancak 1881 yılında hazırlatılan keşif raporu doğrultusunda başlatılan onarım faaliyetlerinin tamamlanmasıyla birlikte 1882 yılında yeniden faaliyetlerine başlamıştır.

Hereke Fabrikası’nda halı üretimine de başlamak için, kuruluş̧ tarihinden itibaren çeşitli girişimlerde bulunulmuş̧ ancak bu ilk girişimler başarılı olamamış̧ ve istikrarlı bir halı üretimi faaliyeti gerçekleşememiştir. Hereke’de ilk defa halı üretimine, bir rivayete göre 1883 bir diğer rivayete göre ise 1891 yılında, Abdülhamit tuğrası ile yapılan Halıhane’de yüz yeni tezgâhla başlandığı belirtilmektedir. Halı desenlerinde geleneksel Osmanlı halıcılığında bir dönüşüm sayılabilecek yeniliklerle, bir Hereke üslubu oluşturulmaya çalışılmıştır. Halı üretimine geçildiği yıl Hereke Fabrika-i Hümayunu’nda aynı zamanda ipek mendil ve işleme dairesi, ipek fanila ve iç giysi dairesi ve ipekli dokuma dairesinin çalışır durumda olduğu bilinmektedir. Yine bu tarihlerde boyahane ve kumaş perdah makineleri imparatorluk sınırları içinde yalnızca Hereke Fabrika-i Hümayunu’nda bulunmaktadır. Ayrıca Fabrika-i Hümayun ile birlikte Hereke’deki kamu hizmeti veren müessese ve yapılar da artmış̧, fabrikanın hemen yanına inşa edilen 100 yataklı hastaneden sonra cami, rüşdiye mektebi ve köşk ile rüsumat, Duyun-u Umumiye ve Telgrafhane binaları inşa edilmiştir.

Eldeki bilgilere göre, bu tarihlerde özellikle ipekli dokumalarda büyük gelişmeler elde edilmiş ve üretim saray çevresinin ihtiyacının üzerine çıkarılmıştır. Bunun verdiği imkânla 1894 yılında Hereke ipekli dokuma, halı ve battaniyelerinin İstanbul’da satışı için (Zaptiye Caddesinde) yeni bir mağaza daha açılmış ve bu mağaza uzun yıllar faaliyet göstermiştir. 1900 yılına gelindiğinde Hereke’de halı dokuma işi artık tutunmuştu ve halı için gerekli iplik Karamürsel’deki devlet fabrikasından sağlanmaktaydı. Fabrika gelişimini ve ürün çeşitliliğini 20. yüzyılın başında da sürdürmüş, 1902 yılında çuha, şayak ve iplik bölümü faaliyete girmiş, 1905’te yünlü dokuma işleri ve 1908’de fes bölümü üretime başlamıştır. Faaliyete geçtiği 1843 yılından itibaren Osmanlı dokuma sanayiinin en önemli kurumu olarak faaliyet gösteren ve ürünleriyle İmparatorluk yaşantısının son yüzyılını belirleyen Hereke Fab- rika-i Hümayunu, kuruluşundan bir süre sonra Avrupa’da da prestijli bir markaya dönüşmüş ve uzun yıllar boyunca Avrupa’daki birçok uluslararası sergide ödüllere layık görülmüştür.

1913 sanayi sayımları kapsamında, ipek dokumacılığı alanında 5’i Bursa’da ve 1’i Hereke’de olmak üzere muharrik güç kullanan toplam 6 müessese tesbit edilmiştir. Bu 6 müessesede toplam olarak 229 beygir gücünde 12 muharrik güç bulunmaktadır ve bunun %65,4’ü tek başına Hereke Fabrikası’na aittir. Savaş nedeniyle ipek sanayiinin büyük bir buhrana uğradığı 1915 yılında diğer 4 müessesede faaliyetler durmuşken, üretime devam edebilen iki müesseseden biri de Hereke Fabrikası’dır. 1917’de yünlü dokuma tezgâhlarının sayısı 20’den 50’ye çıkartılarak üretim arttırılmış ve kadın işçilerin çalıştırılmasına başlanmıştır. Fabrika 1910’larda 149 HP gücündeki buhar makinesinin yanında, yalnız burada bulunan boyahane ve perdaht makineleri ile Osmanlı İmparatorluğu’nun en modern tekstil kuruluşu durumundadır.

(Kaynak: Bekir Ayan Araştırması www.gebzegazetesi.com)

Nuh Çimento Fabrikası sahipleri ve Kocaeli’yi yönetenler, Hereke’yi dünya kenti yapan Hereke Sümerbank Fabrikası’nın tarihini bir kez daha araştırıp incelemeli, tarihten ders ve ibret almalı. Tarih, kültür ve çevre bilincine sahip olmak her şeye sahip olmaktır.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981