Haftaya herkesin bildiği gibi ALES sınavı var. Bunun yanı sıra bu hafta KPSS sınavına başvurular başladı. ÖSYM'nin aldığı kararla birlikte artık hiç bir sınav sorusu açıklanmayacak. Bu yüzden herkesin kafası karışmış durumda. Soruların sızdırılmasına yönelik çıkan haberlerin artmasıyla birlikte alınan bu kararın zamanlaması tesadüf müdür bilinmez. Ancak o kadar insan bu sınavlara hayallerini yüklemiş durumda. Bu yüzden büyük bir korku var içlerinde. Yine sorular sızdırılır mı? Kopya skandallarına karşı 3 maymunu oynayanlar sayesinde kadrolar torpillilerle dolar mı? Açlık sınırında yaşayan yeni evli üniversite mezunlarının yüksek meblağalar ödeyerek aldıkları dershane desteği boşa giderse ne olacak? Aslında merak edildiği kadar cevabı da bilinen sorular bunlar. Ortada eğitim ile ilgili büyük bir sorun olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Ayrıca bu sorunun çözümü için yapılanların da yeterli olmadığı aşikar.
Yanlış olduğunu düşündüğünüz bir duruma itiraz etmeniz sizi muhalefet yapmaz şikayetçi bir çocuk yapar. Muhalefet etmek demek aynı zamanda bir çözüm önerisi sunmak da demektir. Sadece sınav sistemlerinin değil temelden eğitim sisteminin daha da önemlisi müfredatın değişmesinin öncelikli gereklilik olduğu kanısındayım.
Lütfen 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin matematik ve İngilizce ders kitaplarına bir göz atın. Bir öğrencinin 1 yılda ancak öğrenip kavrayabileceği konular 1 dönemde veriliyor. Sanki bir sonraki sene hiçbir şey öğrenmeyeceklermiş gibi müfredat tıka basa konularla dolu.. Dershaneler de kapatılacağı için veliler özel öğretmen arayışında. Birçok veli müfredatın yoğunluğundan habersiz, öğretmenleri iyi eğitim vermemekle suçluyor. Bunun el atıp çözümlenmesi gereken en önemli konulardan biri olduğunu düşünüyorum.
Bir de Avrupa tarzı eğitim sisteminin Türk gençleri üzerinde uygulanmaya çalışılmasını bir türlü anlayamıyorum. Yıllardır yapboza dönen ve "ben uygulama tahtası mıyım" dedirten bu sistem bize uymuyor. Hoş Avrupa'nın hiç bir yerinde bizimki gibi bir eğitim sistemi de uygulanmıyor. Uzaydan mı düştü bu sistem bilemiyorum. Bana kalırsa incelenip geliştirilerek bize uygun hale getirilebilecek en doğru eğitim sistemi bizim tarihimizde gizli. Kıyafet kalıbı gibi bir şey aslında. Avrupalılara dikilen kıyafet kalıbı ile bizim ki nasıl aynı olamazsa eğitim sistemi kalıbı da aynı olamaz. Ama annemizin babamızın gardırobundaki eski kıyafetleri hafif bir tadilatla kendimize uydurup beğenerek giyebiliyorsak, atalarımızın eğitim sistemini de azıcık kesip biçsek bize en uygun olan hale getirebiliriz.
Cumhuriyetle yönetim demek, halkın yerine milletvekilinin konuşması, milletvekilinin de Başbakan ne derse onu yapması değildir. Bu tip içinden çıkılamayan durumlarda Başbakanlığın bir öneri web sayfası düzenlemesi gerek. Böylece sistemden şikayeti olanlar önerilerini meclise ulaştırabilir. Toplanan öneri ve fikirler doğrultusunda sağlıklı sistemler geliştirilebilir. Bu ülkenin çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen, cahil insanlardan oluşturmuyor tam aksine ülkenin çoğunluğu üniversite mezunlarından oluşmakta. Eminim halkın fikirlerinin dinlenmesi birçok sorunun çözülmesinde en etkili yol olacaktır.